BIST 10.012
DOLAR 35,43
EURO 36,56
ALTIN 3.051,82
HABER /  POLİTİKA

Demirel yine seçim dedi

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yine seçim lafı etti! Demirel'in bu konuda uyarıları da var!

Abone ol

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ''Türkiye'deki her türlü sıkıntının çözümü halka gitmektir ve bu deryadan kana kana içmektir'' dedi.

Demirel, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'ndeki Evren Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi (ESKOOP) Atatürk Kültür Merkezi açılışı ve tapu dağıtım törenine katıldı.

Demirel, Atatürk Kültür Merkezi'ni, ESKOOP Sanayi Sitesi Onursal Başkanı Bedrettin Dalan'la birlikte hizmete açtı. Demirel, tapu dağıtım töreni öncesinde yaptığı konuşmada, bugün 18 senelik bir uğraşın sonunda ESKOOP üyelerinin mutlu sona ulaşarak tapularına kavuşacağını belirtti.

Tapuların herkese hayırlı olmasını dileyen Süleyman Demirel, sabırla koruğun helva olduğunu, helvayı iyi yemek ve herkese dağıtmak gerektiğini söyledi.

Türkiye'de her büyük işte sıkıntılar bulunduğunu dile getiren Demirel, başta ''Ne lüzum var?'', ''Bu kadar parayı nereden bulacaksın?'', ''Memleketi batıracak mısın?'' diye sesler yükseldiğinikaydetti.

Demirel, bu sıkıntıların genelde halktan değil, ''biraz mürekkep yalamış'' kişilerden kaynaklandığını belirterek, halkın yapılan her güzel şeyi sağduyusuyla kavradığını, bu ülkede yapılan her şeyin halkın sağduyusundan kaynaklandığını ifade etti.

Sitede, 30 bin işyerinin bulunduğunu hatırlatan Demirel, sitede 300 bin kişinin istihdam edileceğini ve şu anda 2.5 milyar dolar ihracat gerçekleştirildiğini söyledi. Demirel, ihracatın 20 milyar dolara çıkarılması gerektiğini, Türkiye'nin buna ihtiyacı olduğunu vurguladı.

-CARİ AÇIK-

Demirel, iğneden ipliğe her şeyi ithal eden Türkiye'nin, 82 yılda iğneden ipliğe her şeyi üretir hale geldiğini, 1965 yılında 450 milyon dolar ihracat yapan Türkiye'nin 2005 yılında 75 milyar dolar ihracat yaparak bunu 200 katına çıkardığını kaydetti.

Süleyman Demirel, şöyle konuştu:

''Türkiye'nin 75 milyar dolar ihracatı, 115 milyar dolar ithalatı var. İthalatla ihracat arasındaki fark büyük olduğu sürece Türkiye sıkıntılardan kurtulmaz. Bugün borç alırsınız, onu kapatırsınız ama, yarın borcu ödemede sıkıntı duyarsınız. Yahut konjonktür değişir, dünyanın şartları değişir, 'yapma' derler, yapma mecburiyetinde kalır yaparsınız. Yahut biri gelir sizin ayağınıza basar, bozuşmak mecburiyetinde kalırsınız. O zaman dünyada bir sarı ışık yakarlar. Türkiye'ye akan sermaye, Türkiye'nin rahatça piyasalardan sağlayabildiği para gelmez. Bakarsınız gelir, bakarsınız gelmez. Hatta
Kıbrıs meselesinde olduğu gibi elinizde mal vardır, buğday vardır satamazsınız. Bir şey demezler, sadece almazlar, sattırmazlar. Ondan sonra petrol alacak paranız kalmaz. Sokaklarda kilometrelerce kuyruk olur. İşin içinden çıkamazsınız. Aslında Osmanlı Devleti'ni yıkan da
budur. Osmanlı Devleti Düyun-u Umumiye ile yıkılmıştır. Bugün Düyun-u Umumiye korkusu içinde değilim, sadece açık büyüdükçe korkarım...''

Bu açığın tarımla kapatılamayacağını, sanayi ile kapatılabileceğini dile getiren Süleyman Demirel, ''Bunu İkitelliler kapatacak. Siz müteşebbislerimiz daha çok üreterek, satarak kapatacaksınız'' dedi.

-''TÜRK MİLLETİNİN KADERİ ELİNDEDİR''-

Zaman zaman milletin bunaldığını, zihinlerin çok karıştığını kaydeden Demirel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bugünlerde yine öyle bir durum var. Ama, 'deniz bitti' dememiz mümkün değil, yahut da 'ört üstümüzü ölelim' dememiz mümkün değil. Türk milleti kendisiyle Allah'tan başka hiçbir şeye bağlı değildir. Türk milletinin kaderi elindedir. Eğer Türkiye iyi yönetilmiyorsa, 'getirin sandığı koyun önüme, ben beni iyi yöneteceği çıkaracağım' dersiniz. Eğer, 'kim Türkiye'yi iyi yönetecek biz bilemiyoruz, seçemiyoruz' derseniz, bizim 50 senelik mücadelemiz boşa gider. Çünkü hür ve serbest seçimlerle Türkiye kendisini iyi yönetecekleri de kendisine lazım olan reçeteleri de çıkarır. Türkiye'deki her türlü sıkıntının çözümü halka gitmektir ve bu deryadan kana kana içmektir.''

Demirel, Türkiye'nin yoluna devam edebilmesinin en önemli şartının ülkenin huzur ve sükunu olduğunu da vurgulayarak, ''Türkiye'de devlet, vatan, millet, dil ve bayrak tektir. Herkes bunu kabul edecek'' diye konuştu.

Konuşmanın ardından Süleyman Demirel bazı hak sahiplerine tapularını verdi.