Demirel, Türkiye'nin iyi yönetilmediğini belirtti. Demirel, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması halinde çıkacak sorunları değindi. Demirel'in aklına ilk gelen "Türban" oldu
Abone ol Devletin kurum ve kuralları eskimiştir' diyen Demirel ekliyor: Hâlâ önemli görevler Ankara'dadır. Yetki dağıtımı bir türlü yapılamadı* Efendim, ben bile bir röportajı, bir haberi okurken şöyle sorsaydım, böyle yazılsaydı filan diye düşünürüm, siz şu memleketi şöyle idare etseler diye düşünmez misiniz hiç?
Derler ki, otomobil kullanmasını bilen kişi şoförün yanında oturmamalı, yoksa şoförle beraber frene, gaza basar. Ben şoförle oturmuyorum, arkada oturuyorum şimdi. Ama ülkenin büyük meseleleri hakkında çok kere konuşuyorum. Lâzım gelen ikazları da yapıyorum.
* Size göre Türkiye iyi yönetiliyor mu?
Yönetme hakkı bir emanettir. Alın siz yönetin dendiği zaman halk yönetenlere bir hak bir emanet veriyor. Ve emanet ehliyetle kullanılmalıdır, keyfiliğe kaçmadan kullanılmalıdır, vicdan ve adaletle kullanılmalıdır ve ülkeyi yönetenlerin ülkenin her köşesi ve kişisini kucaklaması lâzımdır. Çok kere devlet dediğimiz kuruluşun zaman içinde hem kurumları hem kuralları eskimiş olabiliyor. Bugün Türkiye'de her ikisi de geniş çapta eskimiştir. Ama asrın başındaki hasta adamdan bugün Avrupa Birliği masasına oturan Türkiye'ye gelindi. Kendimizi hiç küçümsemeyelim Türkiye Cumhuriyeti bir başarının adıdır. Aslında bir destanın adıdır bana göre, daha yapılacak bir çok şeyler vardır gayet tabii.
* Ne gibi?
Bu devirde Türkiye'yi idare etmek kolay değildir. Ankara'da hâlâ devletin önemli görevleri görülür. Bunun adı merkeziyetçiliktir, halbuki iyi idarenin şartlarından biri desantralizasyon. Yani yetkinin dağıtımı. Mümkün olduğu nisbette vatandaşın hizmetlerinin ayağında görülmesi yani yerinden yönetim. Bunlar başarıyla yapılamadı, Türkiye'nin bir takım şartları var, üniter devletin zedelenmesinden korkuldu ve daha çok ağır işleyen devlete rıza gösterildi. İyi idareden kasıt devlet iyi işlemelidir, asayişin hukukun işleyişi mutlaka sağlanabilmelidir. Bilhassa büyük şehirler yaşanabilir halden çıkmamalıdır. Dağında taşında güvenlik olmalıdır. Sokağında güvenlik olmalıdır. Hırsızlığın kapkaççılığın cinayetlerin alıp yürüdüğü bir ülkenin iyi idare edildiğinden bahsetmek mümkün değildir. Türkiye'nin büyük şehirlerinde önemli problemler var Ankara'da bile. Dün kadınların elinden çantalarını kapanlar bugün erkeklerin elinden çantaları kapmaya yönelmişlerdir. Hırsızlık ise fevkalade yaygın hale gelmiştir bunlar devletin iyi idare edildiğinin işaretleri değildir. İkinci mesele yargı hizmetleri. Yargı hizmetlerinin zamanında görülmesi, çabuk görülmesi ve adaletin korunması şarttır. Eğer yargı hizmetlerinde adalet korunamıyorsa asayiş, güvenlik yerinde değilse vatandaşın devlete bakışı değişir.
Birçok güzel şey oldu ama yeterli değil
* Siz hep hesap adamı olarak anıldınız, ekonomide gelinen noktayı nasıl görüyorsunuz?
Rakamlar çok iyi, herkes bunu methediyor, enflasyon düştü, ihracat arttı bir çok güzel şeyler oldu Türkiye'de turizm arttı, vergi gelirleri arttı. Bunun yanında yapılamayan şeyler var bunlardan biri çığ gibi gelen yeni nesillere iş. İş imkânı yaratmak sadece kalkınma hızıyla bağlı değildir, yatırımla bağlıdır. Ama Türkiye bir yatırım iklimini meydana getirememiştir. Hâlâ güvensizlik vardır, hukuk kurumlarına güven yoktur, mülkiyet hakkında şüpheler vardır.
* Churchill'in ünlü lâfını çok kullanırsınız, peki sizce muhalefet var mı şu anda Türkiye'de?
Yani rejiminizde muhalefet yoksa buna demokrasi demek mümkün değildir lâfı. Muhalefet dediğiniz şey bir siyasi partiden ibaret değildir. Muhalefet bir ülkede olup bitenlere ses çıkarabilme cesaretidir. Bugün Türkiye'de askeri idare yok, yasaklar da yok fakat geniş bir korku hâkim. Kimse aslında Türkiye'yi yönetenlere ses çıkaramıyor, bize kötülük gelebilir diye. Herkes siyasi iktidarın etrafında olmayı tercih ediyor ondan bir şeyler koparmayı tercih ediyor.
Çöküşün başladığı an!
* Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri için bunu kimse kimseye hediye etmez demiştiniz. Tayyip Bey'in de niyetli olduğu anlaşılıyor ne düşünüyorsunuz?
Bakın Türkiye'de 10 tane cumhurbaşkanı seçilmiştir ve her seçim kendine özel birtakım şartların içinde cereyan etmiştir. Onuncu Cumhurbaşkanının Sayın Sezer olacağı, kimin aklından geçerdi? Kimsenin aklından geçmezdi ama şartlar öyle getirmiştir. 11. Cumhurbaşkanı da sürpriz olacaktır.
* Sokaktaki adamın kafasında da sorular var?
Sor sor...
* AKP'nin seçtireceği Cumhurbaşkanı gizli gündemi hayata geçirmek için mi çabalar diye?
Ben size bir şey söyleyeyim, bu kurumlar devletidir. Onun için birisi seçilip gelip de bu devlete ben kendi istediğim şekli vereceğim derse ömrü yetmez. Evet çalışabileceği adamları getirecektir ama bunlar ehil adamlar olacaktır. Benim adamım diye ehliyetsiz adamları getirmeye başladığı zaman zeval başlamıştır, çöküş...
Cumhurbaşkanı eşi türbanlı olursa
* Siyasetçilerin eşlerinin türbanlı oluşu bile tartışılır oldu zamanla?
Şimdi bir de siyasetçilerin eşlerinde çıktı. Buna bir kural konmamış. Bir kısım insanlar bunda ne var diyor? Bunda bir şey yok. Cumhurbaşkanlığına bir türbanlı hanım aday olmak isterse olabilir mi? Cumhuriyet geleneklerinde ne başı bağlı bir cumhurbaşkanı hanımı var ne de başı bağlı bir cumhurbaşkanı var. İkisi de cumhuriyet geleneklerinde yok. Geleneğe rağmen olmamasına rağmen başı bağlı birisi oraya çıkarsa yadırganır. Kim yadırgar? Türkiye'de çağdaşlığa gönül vermiş birçok insan var yadırgarlar.
Kaynak: www.tercumangazete.com