BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Demirel hatasını kabul etti

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel hatasını kabul etti. ABD eski Başkanı Clinton'un yeni kitabını değerlendiriren 'kurt politikacı'dan yıllar sonra gelen itiraflar şöyle:

Abone ol

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Amerika'nın etkili radyolarından Voice of America'ya özel demeç verdi. Türk politikasının yakın geçmişindeki en önemli aktörlerinden biri olan Süleyman Demirel, Amerika eski Başkanlarından Bill Clinton'un yaşamını anlattığı 'Benim Hayatım' adlı yeni kitabını değerlendirirken, Türkiye ve kendisiyle ilgili bölümler hakkında önemli açıklamalar yaptı. İşte Demirel'den çarpıcı açıklamalar: Clinton'ın siyasi kişiliği ve Amerikan dış politikasındaki etkinliği üzerinde duran Demirel, eski başkanı 'Parlak bir hatip' ve 'Sevimli bir kişi' olarak niteledi. Cumhurbaşkanı Demirel, Bill Clinton'ın kendisi için 'large-minded man: Geniş ufuklu biri' ifadesini kullanmasından da memnunluk duyduğunu söyledi. Bill Clinton'un başkanlık yaptığı ve kendisinin de Başbakanlık ve ardından Cumhurbaşkalığı görevlerinde bulunduğu 90'lı yılların çok zor bir dönem olduğunu belirten Süleyman Demirel, Clinton yönetimininin bu zor sınavı çok iyi geçtiğini, Orta Doğu'da, Kafkaslar'da ve Balkanlar'da Türkiye'yle birlikte çok önemli işlere imza attığını söyledi. Demirel şöyle konuştu: "Ben kendisine bilhassa Sovyetler Birliği sonrasında bizim bölgemizdeki yeni coğrafyayı anlatmaya çalıştım. Yeni coğrafya: Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya. Bunu çok çabuk anlamış ve bana çok güzel cevaplar vermiştir. Daha sonra da Amerika devletinin Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattıyla ve diğer meselelerle ilgili olarak ve Afganistan savaşı esnasında Orta Asya'daki diğer devletlerle olan münasebetlerinde çok doğru kararlar aldılar." 9. Cumhurbaşkanı Demirel, Bill Clinton'un Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğiyle ilgili görüşlerini de değerlendirdi ve Amerika'nın her zaman Türkiye'yi Avrupa'yla birlikte görmek istediğinin altını çizdi. Bill Clinton yönetiminin de Türkiye'nin her meselesinde yanında olduğu söyleyen Demirel, "Ancak Sayın Clinton kitabında Türkiye'nin AB üyeliğini bazı şartlara bağlamış; yani Türkiye Kıbrıs meselesini çözerse, Yunanistan'la arasında olan bu münasebeti ortadan kaldırırsa ve Kürt meselesine de bir makul çözüm getirebilirse 21. yüzyılda dünyada önemli rol üslenebilecek bir memlekettir diyor. Kürt meselesinin çözümü için de bir şey demiyor. Kürt meselesini bir azınlık olarak görüyor. Anlaşıldı ki anlatamamışız. Kürt meselesi bir azınlık meselesi değildir. Kürt meselesi diye Türkiye'nin bir meselesi yoktur. Kürtler diye Türkiye içerisinde insanlar vardır. Ama bunlar 1000 senelik bu ülkenin vatandaşlarıdır. Ve eşit haklara, eşit fırsatlara sahip insanlardır. Orada dünyanın takındığı tavrı O da takınmış.' diye konuştu. Radyomuza verdiği özel demeçte Türk Amerikan ilişkilerine de değinen 9. Cumhurbaşkanı, iki ülke arasındaki ilişkilerin sadece 'tarihi münasebetler' olmadığını, bunların geçmişte olduğu kadar gelecekte de değerinin büyük olduğunu söyledi. İlişkilerde, 'Özellikle 2003 yılında Irak'a yapılmakta olan müdahaleyle ilgili olarak, Türkiye müdahaleye katılsın mı katılmasın mı tartışmalarından dolayı bir miktar zedelenme yaşandığını' söyleyen Cumhurbaşkanı, 'Ama en son Başkan Bush'un da Türkiye'yi ziyareti esnasında görüldü ki, temelde bu münasebetlerde büyük bir kopukluk yoktur, inşallah da olmaz.' şeklinde konuştu. Amerika'nın Irak'a müdahalesi ve Irak savaşını da değerlendiren Süleyman Demirel, Amerika'nın süper güç olarak sözlerinin arkasında durmadığını ve bunun da dünyayı hayalkırıklığına uğrattığını söyledi. Demirel şöyle konuştu: "Amerika'nın büyük sıkıntısı bugün terördür. Tabi şöyle büyük sıkıntısı terördür; bilhassa ikiz kuleler meselesi ve Pentagon'un tecavüze uğramasının sonra bunları yapanların, Üsame Bin Ladin'in bulunup cezalandırılamaması ve ya bunlara yataklık yapanların bulunup cezalandırılamaması, Afgan sınırında başlanmış hareketin hala bugün sona erdirilememiş olması –NATO'ya rağmen-, Irak'ta Kitle İmha Silahlarının bulunamamış olması ve Irak'a açılmış savaşın işgalle neticelenmesine rağmen iç gerilla savaşına dönüşmüş olmasından dolayı meydana gelen durum dünyanın kafasını kurcalamıştır. Ve hem dünya Amerika gibi bir devin bir seneyi yaşan bir süre içerisinde vaad ettiği şekilde, Irak'ta bir demokrasi kurma gibi ve Irak'ta sulhü, sukunü, barışı tesis etme gibi ve Irak halkını zenginleştirme gibi iddialarından hemen hemen vazgeçerek, bunları Birleşmiş Milletler'e devredip işin içinden çıkmayı yeğlemesi düşündürücüdür." Irak'taki savaştan Birleşmiş Milletler ve Avrupa'nın da yara aldığını belirten Cumhurbaşkanı Demirel, 'Amerika evvela Birleşmiş Milletler'i aştı, sonra şimdi Birleşmiş Milletler'e gelin siz bu işi düzeltin diyor. Avrupa ise, bilhassa Almanya ve Fransa gibi ülkeler Birleşmiş Milletler'in burada tam yükü yüklenmesine pek o kadar taraftar değil. Mamafih, bu son çıkarılan Birleşmiş Milletler kararıyla Irak'taki Geçici Yönetim yine Amerika'nın başını çektiği askeri güçle Irak'ı düzeltmeye çalışıyor. Bunun nereye varacağı da halen meçhuldür, göreceğiz.' dedi. 9. Cumhurbaşkanı Demirel, görevinden ayrıldığından bu yana neler yaptığı konusundaki sorumuza ise, 'Ben Cumhurbaşkanlığını bıraktığım zaman 76 yaşındaydım. Yani ben şimdi 80 yaşındayım. Geçen 4 sene zarfında çeşitli etkinlikler içersinde oldum. Ve Cumhurbaşkanlığı yaptığım esnada tabi resmi görevim vardı. Bugün resmi görevim yoktur. Fakat Türkiye'nin fikir hayatına, Türkiye'nin çeşitli meselelerine katkıda bulunacak bir takım etkinliklerde bulundum.' yanıtını verdi. Kaynak : Voice of America