BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,35
ALTIN 2.842,54
HABER /  SPOR

Demirel Beşiktaş sevdalısı

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Beşiktaş'ın spor kulübü olmanın ötesinde, bir sevda olduğunu söyledi.

Abone ol

Süleyman Demirel, aylık spor gazetesi Serencebey'in Nisan ayı sayısında yer alacak röportajında, 18 yaşındayken İstanbul'a geldiğini ve Beşiktaş'ı o dönemde tanıdığını belirterek, ''O dönemde toprak bir stadyum olan Şeref Stadı, ilk gördüğüm stadyumdur. İlk kez, kış aylarında çamur olan bu stadyumda maç seyrettim, Türkiye'nin çok büyük futbolcularını orada gördüm. Hakkı'yı orada, Şükrü'yü orada gördüm. Gelmiş geçmiş daha pek çok büyük sporcuları orada izledim. Sonradan o insanlarla yakınlığım oldu, siyasi fonksiyonumuzu yaparken de bize yardımcı oldular, velhasıl Beşiktaş ile çok içten bir beraberliğimiz vardır'' diye konuştu.

''BEŞİKTAŞ TÜRKİYE'NİN MÜMTAZ BİR TAKIMIDIR''

Beşiktaş'ın birçok faaliyetlerine katıldığını ve tesislerinin temelini attığını kaydeden Demirel, şöyle konuştu: ''Gelip geçen yöneticilerin hepsi benim yakın dostumdur. Ben görevim icabı pek fazla ön saflarda görünmedim. Çünkü bir kulübü tutarken, diğer kulüpleri de incitmemeye itina gösterdim. Aslında Beşiktaşlı olup olmadığımı belki çok kimse sormadı, belki de benim
Beşiktaşlı olabileceğime ihtimal de vermediler. (Ben Beşiktaşlıyım) dediğim zaman, diğer kulüplere mensup olup, bana soru soranlar, taaccüp ettiler. (Neden şu kulüplü değilsin de bundansın) diye sorduklarında, ''Beşiktaş, Türkiye'nin mümtaz bir takımıdır'' diye cevap verdim.

Demirel, ''Beşiktaş'ı diğer kulüplerden ayıran nedir? Beşiktaş diğerlerinden ne anlamda farklılaşır'' sorusuna, ''Bu biraz hissediş meselesidir. Yani insan kendisine yakın hisseder. İşte onun için, (Beşiktaş bir sevdadır) dedim. Bir de Beşiktaş, Türkiye'de çok önemli hizmetleri gerçekleştirmiştir ve bu alanda gerçekten övünülecek bir ilkler listesi vardır. Bu kadar ilki meydana getiren bir kulüp sevilmez mi'' diye yanıt verdi.

''Sizce Ulu Önder Atatürk hangi takımın taraftarıydı'' sorusu üzerine Demirel, ''Elimdeki listeye göre ilk ziyaret ettiği kulüp Beşiktaş diyor. Şu takımın taraftarıydı demiyor, ancak bence Atatürk'ün ilk ziyaret ettiği spor kulübünün Beşiktaş olması bile çok önemli bir olay'' dedi.

''BEŞİKTAŞ'IN MAÇLARINI TAKİP EDİYORUM''

Süleyman Demirel, Beşiktaş'ın maçlarını takip ettiğini ifade ederek, ''Evet, takip ediyorum. Hem yaşımın icabı, hem formasyonum icabı çok aşırı bir taraftar değilim. İyi bir taraftarım, Beşiktaş'ın galibiyetinden memnun olurum. (Beşiktaş kazandı işte) derim. Mağlup olursa, (Çocuklar mağlup olmayın, bakın bizi üzüyorsunuz) derim. (Bundan sonra galip gelin) derim. (Ama her ne olursa olsun, kara gün dostuyuz) derim. (Sizinle beraberiz) derim. (Top yuvarlaktır, ama mutlaka kazanın) derim.

BEŞİKTAŞ İYİ İDARE EDİLİYOR MU

Geçmiş dönemlerle karşılaştırıldığında Beşiktaş'ın iyi idare edilip edilmediği sorusuna Demirel, şöyle yanıt verdi: ''Beşiktaş çok önemli safhalardan geçti. Mesela benim elimde başka bir bilgi daha var. Beşiktaş üst üste beş yıl İstanbul Şampiyonu olan tek kulüp. İstanbul liglerinde en fazla gol atan takım. Resmi ligde 18 maçta 18 galibiyet alan tek takım. Resmi liglerde en fazla 'Namağlup Şampiyon' olan tek takım. Ambleminde Ay-Yıldız olan tek takım. Türk Milli Takımı'nı temsil hakkı verilen tek takım.

Genç takımlar futbol liginde en çok İstanbul ve Türkiye şampiyonu olan kulüp. En fazla centilmenlik kupası alan kulüp. Böylesine parlak başarılar yaşanınca, ufak bir sendeleme sorun oluyor. Oysa insanların hayatlarında da böyle inişli-çıkışlı zamanlar vardır. Dolayısıyla kulüplerde de olabilir. Fakat en ufak bir sendeleme taraftarları üzüyor. Aslında taraftarların, sporcularına yöneticilerine, bir baskı tesis etmesi de oldukça önemli bir hadise. (Kazanmış kaybetmiş fark etmiyor) dendiği zaman, kazanmak durumunda olanlar, motive olmazlar.'' Demirel, gelmiş yöneticilerin hepsini tanıdığını belirterek, şöyle devam etti:

''Herkes büyük bir emekle yönetici oluyor, gayret sarf ediyor. Elbette bazen çok iyi şeyler üst üste geliyor ve çok iyi neticeler alınabiliyor, ama her zaman bu olmayabiliyor. Yani yöneticilerin kabiliyetleri, gayretleri ve iyi niyetleri tartışılamaz. Zaten demokratik usuller uygulanıyor. Kongrelerde çok demokratik tartışmalar yaşanıyor ve yöneticiliğe bir heves duyuluyor, talip olunuyor. Bunlar sevinilecek şeyler. O kongreye gelen delegeler de Beşiktaş Kongresi Delegesi olmaktan ayrı bir mutluluk duyuyor. Tüm bunlar güzel şeyler. Spor yapıyorsanız, kazanmak veya kaybetmek arasındaki farkı çok
büyütmeyeceksiniz. Zaten sporun esas maksatlarından birisi de kazandığın zaman sevinmek, kaybettiğin zaman tekrar kazanmanın yollarını aramaktır.''

''SPOR BİR EĞİTİM VE TERBİYE MÜESSESESİDİR''

Demirel, futbolun kitleler üzerindeki etkileri konusunda ise şunları söyledi:

''Taraftarların her zaman için sükunetle maç izlemesi beklenemez. Heyecanını kontrol edemeyen insanlar olacaktır. Spor, bir eğitim ve bir terbiye müessesesidir. Herkes biraz da kendini kontrolü öğrenecektir. Yani centilmenlik denen olay da odur. Bu durum, hem oyuncu, hem seyirci için geçerlidir. Sporun yaygın hale gelmesi, Türkiye'de kültürün yükselmesine çok şey katmıştır. Dün belki bazı yerlerde oynanamayan birtakım maçlar, bugün Türkiye'nin her tarafında oynanıyor. Ara sıra bazı hadiseler oluyor, ama bunları çok büyütmemek lazım.''

''HERKESE EŞİT MESAFEDE OLMANIZ BEKLENİYOR''

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve kendisinin Beşiktaşlı olduklarının hatırlatılması ve ''Hiçbir zaman gidip Beşiktaş Başkanı ile maç izlemediniz. Takımınıza tribünde bu desteği vermediniz, ama diğer taraftan bakıyorsunuz ki, diğer kulüplerin üst düzey görevli taraftarları, taraftarı oldukları kulübün başkanının yanında maç izleyebiliyor. Bu durumda hangisi doğru'' sorusuna Demirel, ''Bizim yaptığımız doğru. Bizim sempatimiz, muhabbetimiz şöyle ya da böyle olur. Davranışımızı ona uydurmak durumunda değiliz. Doğrusu o.
Bilhassa iki şapkası olanların, yani bir tarafta bir devlet hizmetini temsil ediyorsunuz, ne olursa olsun, herkese eşit mesafede olmanız bekleniyor. Yani orada aleni başka tavır takınmak yanlıştır'' yanıtını verdi.

SPOR ÜZERİNDE SİYASETİN ETKİSİ VAR MI

Süleyman Demirel, ''Spor üzerinde siyasetin etkisinin olduğunu düşünüyor musunuz'' sorusuna da şöyle yanıt verdi: ''Düşünüyorum. Yanlıştır. Politikada her şey doğru mu yapılıyor? Sporu kendi kurallarına bırakmak lazım. Politika ayrı bir olay. Politikanın ayrı olayları var. Son federasyon seçimlerinde siyaset olarak girildi ve kaybettiniz. Prestij kaybettirir size, siyasetçinin orada ne işi var? Sen işini git, kendi sahanda yap. Yani spor sahası, siyasetçinin sahası değildir. O, sporcunun sahasıdır. Kuralları, her şeyi ayrıdır.''