Anne ve babasının hoşuna gitmeyecek şeyler yazarak veda mektubu hazırladı. Zeynep'ten 20 gündür haber alınamıyor.
Abone olEdirne'de 3 ay önce sevgilisinden ayrıldıktan sonra içine kapanan 17 yaşındaki Zeynep Şantay, odasına bıraktığı veda mektubunun evini terk etti. Zeynep'ten 20 gündür haber alınamıyor.
Zeynep Şantay’ın gözü yaşlı ailesi her yerde kızlarını arıyor. Edirne Kız Meslek Lisesi 11’nci sınıf öğrencisi olan Zeynep Şantay, kendi isteği ile bu yarı yıl tatilinde okuldan ayrılma kararı aldı. Eğitimini yarım bıraktıktan sonra babası 44 yaşındaki Sebahattin Şantay’a ait büfede çalışmaya başlayan Zeynep Şantay, 17 Mayıs günü babasına “eve gidiyorum” dedikten sonra ortadan kayboldu.
MEKTUPTA NELER YAZIYOR?
20 gündür haber alınamayan Zeynep Şantay ise, ailesine bıraktığı mektupla, şimdiye kadar paylaşamadığı tüm duygularını anlattı. Ailesinin kendisi ile ilgilenmediğinden, dertlerini paylaşmadığından yakınan Zeynep, mektubunda şunlara yer verdi;
“Nerden ve nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Şu an bildiğim panik içinde olup beni aradığınız. Eminim yine Özkan’a gittiğimi sanacaksınız. Onunla birlikte olduğumu düşüneceksiniz. Hiç gerek bile olmayan şeyler yapacak, onların kapısına dayanacaksınız ama beni bulamayacaksınız. Çünkü ben bu sefer ne ona, ne de başkasına gideceğim. Bu kez sadece kendi başıma gidiyorum, bekli de en doğru karar budur. Hayatımda çok kez yanlış yaptım, yanlış insanlar, yanlış arkadaşlar buldum, pişman olmadım diyemem ama, en büyük pişmanlığımı kaçıp geri geldikten sonra yaşadım. Evet sizi çok üzdüm, en çokta babamı hayal kırıklığına uğrattım ve bunun için hala da üzülüyorum. Yapmaz dediği, beklemediği şeyleri yaptım. Ama çok sevdim be babacığım. Annemi biraz da olsa sevdiysen daha iyi anlarsın beni. Aynı şeyleri sen de yaşamışsın, sevmişsin ve annemi kaçırmışsın.
OTURUP DERTLEŞEMEDİM
Onun için neleri göze almışsın. Gözlerini karartıp sevdiğin kadın için neler yapmışsın bu ne suç ne günahtır. Ama neden biz günah olmayanların günahını çekiyoruz. Sizinle hiç oturup dertleşemedim. Bir sorunumu bir sıkıntımı söyleyemedim. Ne siz karşınıza çekip bir arkadaş gibi konuştunuz ne de ben sizden yakınlık görüp anlatabildim. Sizinle konuşamadım. Hep başkasına sığındım başkalarını kendime yakın buldum. Anne hep derdin, anadan yakın dost olmaz diye, doğru ama sen benimle dost olmayı başaramadın. Hep ablamı dinledin onun sevdiğin insanlara değer verdin, oturup konuştun.
AZARLADIN SÖVDÜN
Ben ne zaman sorunlarımı anlatmaya çalışsam her seferinde bir şeyler buldun azarladın, sövdün, yeri geldi dövdün. Demir kürek ile nasıl dövdüğünü hatırlarsın demi. Bütün gece kolumun ağrısından ağlamıştım. Sen de ölsen bile umurumda değilsin demiştin. Beni hep kendinizden uzaklaştırdınız. Beni hep küçük gördünüz oysa biliyorsunuz ki şu küçücük yüreğim neler yaşadı, neler çekti. Gecelerce yastıklara basıp ağladığımı hiç unutmuyorum sizde sakın unutmayın.