Değişim ölü doğdu
Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun birlikte seçim kaybettiği yol arkadaşı Özgür Özel’e yenilmiş olması çok büyük bir kayıp. Çünkü birlikte yol yürüyüp birlikte kaybettiler. Bu fatura birlikte ödenmeliydi.
CHP Kurultayında 13 yıl boyunca seçim kaybetmekten, iktidar olamamaktan, rüyasında sürekli iktidar olduğunu görüp ama uyandığında tüh be… yine rüyaymış demekten yorulmuş seçmen bu kurultayda öfkeli ve gergindi.
Kurultaya salon hakimiyeti açısından bakacak olursak baş başa bir durum söz konusuydu.
İlhan Cihaner yapılan siyasi baskılardan dolayı adaylıktan çekilirken, Örsan Öymen aday olacak 64 imzaya ulaşamadı.
Meydan Özgür Özel’e dolayısıyla İmamoğlu’na ve Kemal Kılıçdaroğlu’na kaldı.
Bu arada İmamoğlu’nun kurultay sürecinde belediye başkanlığı mesaisinden çok genel başkanlığa çalıştığı, kurultaydan önceki Cuma akşamı yaklaşık 196 delege dahil olmak üzere toplam 3 bin partiliye 10’a yakın otelde içkili ve eğlenceli bir yemek verdiği kulislerde konuşulan.
İmamoğlu kurultayda beklenenden uzun süre mikrofonda kaldı. Özellikle ‘değişim’ ve ‘dönüşümü’ içeren vurgulu konuşması alkışlarla karşılandı. Yorumlara göre Ekrem İmamoğlu’nun bu konuşması ‘kongreye damga vurdu’.
Kılıçdaroğlu’nun enerjisi yeterince yüksek değildi. Hemen her fırsatta yaptığı gibi seçimin ‘kaybettireni’ olarak Mera Akşener’i suçladı.
6’lı masada kendisine yapılanları anlattı, zor şartlar altında seçime gittiğini ifade etti.
“Masadan kalkmalar, masaya geri dönmeler. Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım” dedi.
“Bay Kemalin yol arkadaşı olacaksan arkadan hançerlemeyeceksin”
“Bay Kemalin yol arkadaşı olmak için başka partilerin CHP’ni dizayn etmesine izin vermeyeceksiniz” dedi.
Kılıçdaroğlu Nazım Hikmet’in “Ateşi ve ihaneti gördük” dizesini de okudu.
Kılıçdaroğlu bütün bu göndermeleri İmamoğlu, değişimciler ve Akşener’e yaptı.
O zaman divan başkanlığını neden İmamoğlu’na teklif ettiniz Kemal Kılıçdaroğlu? Diye sormak gerekmez mi?
Kurultayda ifade edilen bu sözler çok yakında yapılacak yerel seçimlerde İYİ Parti ittifak ortaklığına da darbe vurabilir. Her ne kadar Akşener’in İmamoğlu’yla siyasi birliktelik ve abla-kardeş dostluğu olsa da.
Bu arada Kılıçdaroğlu delegeyi ikna etmek adına;
Tüzük değişikliği vaadinde bulundu.
Bu vaatler;
Önseçim koşulu,
Yüzde 50 kadın kontenjanı,
3 dönem vekilliği.
Oysa ki Kılıçdaroğlu önseçim koşulunu uygulamadı ne bu son seçimde ne de önceki seçimde. Parti içinde 5 dönemdir vekil olanlar var. Demek ki neymiş sadece hikayeymiş. İnanmış olsaydı uygulardı. Değişim baskısı Kılıçdaroğlu’na bu vaatleri zorla söyletti.
Kılıçdaroğlu genel başkanlıktan kendi rızasıyla çekilmeliydi. Değişimcilere İmamoğlu’na siyasi birikimiyle destek olarak yer açmalıydı. Böyle bir durumda saygın bir genel başkan olarak anılacaktı. Şimdilerde koltuk sevdalısı ve koltuğunu kaptırmış bir genel başkan olarak anılacak.
Son seçimde Kemal Kılıçdaroğlu ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yenebilmiş, seçimi alabilmiş’ olsaydı büyük bir başarının kahramanı olarak anılacaktı tarih sahnesinde. Böyle bir simülasyonda Kılıçdaroğlu kahraman olacaktı.
Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun birlikte seçim kaybettiği yol arkadaşı Özgür Özel’e yenilmiş olması çok büyük bir kayıp. Çünkü birlikte yol yürüyüp birlikte kaybettiler. Bu fatura birlikte ödenmeliydi. Kılıçdaroğlu’nu arkadan hançerleyen Meral Akşener değil Özgür Özel’dir.
İlerleyen süreçte Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu arasında nasıl bir iletişim söz konusu olacak, CHP’nin emanetçi genel başkanı Özgür Özel’e şimdilik hayırlı olsun demek düşer.
Ama değişim ölü doğdu.