Değişim kimleri kapsayacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kızılcahamam Kampı'nda yaptığı açıklamalar ciddi mesajlar içeriyor. Benim o açıklamalardan anladığım, önümüzdeki dönemde AK Parti'de 17 yılın en büyük değişim rüzgârı yaşanacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kızılcahamam Kampı'nda yaptığı açıklamalar ciddi mesajlar içeriyor. Benim o açıklamalardan anladığım, önümüzdeki dönemde AK Parti'de 17 yılın en büyük değişim rüzgârı yaşanacak.
Görünen o ki Erdoğan, düğmeye basmak için YSK'nın İstanbul ile ilgili vereceği kararı bekliyor. Eğer YSK seçimin yenilenmesi kararı alırsa, operasyon Haziran sonrasına kalabilir. Yok, eğer seçimlerin yenilenmemesi kararı çıkarsa, mayıs ayı değişim ayı olacak.
Aslında buna değişim demek yanlış olur.
Bir defa bu değişimin sadece il ve ilçe teşkilatlarında yaşanmayacak. Parti teşkilatlarının yıllık performansları ile seçim döneminde yaptıkları çalışmalar elbette ki ayrıca değerlendirilecek. Ancak seçimde kaybedilen il ve ilçelerin bütün faturasını teşkilatlara bağlamak büyük hata olur.
Neticede parti teşkilatlarının görevi belli...
Seçim Koordinasyon Merkez'ini kurmak, sandıklarda görev alacak personeli belirlemek ve sandık güvenliğini sağlamak.
Bunun dışında pek bir görevleri yok gibi...
Kimi aday olarak görmek istediklerine dair teşkilatların fikri sorulur sorulmasına ama herkes bilir ki bu durum sadece bir temayülden ibarettir. Bunun dışında aday olan kişinin reklam ve tanıtım işlerine karışamazlar çünkü karışmalarına izin verilmez!
Hatırlarsanız daha önce bu köşeden AK Parti İstanbul ve Ankara İl Teşkilatlarına yönelik eleştiri yazısı yazmıştım. Ancak teşkilatları eleştirmek, tüm hatanın onlara fatura edilmesi gerektiği anlamına gelmiyor.
AK Parti şayet seçimde nerede hata yapıldığını öğrenmek istiyorsa bence teşkilattan ziyade diğer alanlara bakmalı.
Mesela…
Bizim adını duyar duymaz, "Bu isimle bu il veya bu ilçe kaybedilir" dediğimiz adayları kimler, neyin karşılığında anketlerden birinci çıkarmış? Vatandaşın aday konusundaki isyanını kimler yukarıya bildirmek yerine hasır altı etmiş?
Daha da önemlisi...
Kimler, seçimin kaybedileceğini bile bile milletin adayları yerine kendi adamlarını aday göstermiş?
Ve en kritik soru:
Aday gösterilen isimlere kimler referans olmuş? Hangi milletvekilleri ya da hangi hatırı sayılır iş adamları? Kimler, "Bu ilin, bu ilçenin patronu benim. Ben ne diyorsam o olacak" diye racon kesmiş.
Teşkilatlardan ziyade, seçimin kaybedileceğini bile bile gerek anketlerle gerek referanslarla genel merkezi yanıltarak, kendi ahbaplarını aday gösteren isimler tespit edilirse, hatanın en büyüğünün nerede yapıldığı da kendiliğinden ortaya çıkar.
Eğer yanlış araya referans olanlar milletvekiliyse, bu yaptıklarının hesabı kendilerine sorulmalı. Yok eğer referans olanlar iş adamı ise durum daha vahim demektir.
Bu durumda bahsi edilen iş adamlarının, rant sağlayabilecekleri isimleri parti genel merkezine önerdikleri ortaya çıkar.
Bana soracak olursanız, gerek partiyi yalan veya yanlış anketlerle yanıltan araştırma şirketleriyle gerekse yukarıda bahsini ettiğim iş adamlarıyla ilgi ve irtibatın tamamen kesilmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bunu yapacağından kuşkum yok.
Ancak gerek teşkilatlar ve gerekse milletvekilleri konusunda Erdoğan'ı çok zorlu bir süreç bekliyor. Erdoğan da biliyor ki bu insanları bir çırpıda "Hain" ya da "İşe yaramaz" ilan edip yeni bir küskünler cephesi oluşturmak AK Parti'ye yarardan çok zarar getirecek.
Bunu yapmak, yeni parti kurmak için zemin yoklayan Gül, Davutoğlu gibi isimlerin elini güçlendirmekten başka işe yaramayacak.
Erdoğan daha önce buna benzer onlarca değişim operasyonu yapmış tecrübeli bir lider. Gönül kırmadan ve kimseyi dışlamadan bu operasyondan da başarıyla çıkacak.
Hazır operasyon demişken, genel merkez tarafından ne kadar ciddiye alınır bilemem ama yine de bir öneride de bulunmak isterim.
2 veya 3 dönem belediye başkanlığı yaptığı için bu dönemde yeniden görev verilmeyen eski belediye başkanlarını ve hatta ilçe teşkilatlarını çatısı altında barındıracak bir istişare kurulu kurulsa...
Atıyorum.
Yerel Yönetimler İstişare Kurulu olabilir mesela...
Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı'nın başında olacağı bu kurul gerektiğinde Türkiye çapında çalışmalar yapabilir, tecrübelerini kurul olarak yeni belediye başkanlarına iletebilir veyahut belediyelerde yaşanan sıkıntılarla ilgili çözüm merkezi olabilir.
Hatta yerine göre etik kurul gibi dahi çalışabilir.
Böylelikle, hem aday gösterilmeyen isimlerin partiyle ilişkileri de kesilmemiş olur. Hem de "Ben bir kez daha aday gösterilmeliydim" diyerek partiye küsen isimlerin uzaklaşmasının önüne geçilmiş olur.
Bana göre fena olmaz ama parti ne düşünür orasını bilemem!