BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Defne'nin arkasından bunu da yazdılar!

Sosyal psikolog Nevzat Tarhan, Defne'nin ölümünden hareketle Cumhuriyet'ten günümüze dayatılan yaşam modellerini mercek altına aldı.

Abone ol

Defne J. Foster'in vakitsiz ölümü toplumu derinden sarstı. Genç kadının ardından neredeyse yazılmayan kalmadı. Peki Defne'nin genç yaşta hayata veda etmesiyle Cumhuriyet'ten günümüze bize dayatılan yaşam modellerinin arasında bire bir ilişki kurulabilir miydi?

Psikolog Nevzat Tarhan, bu soruya yanıt aradı:

Modern yaşam tartışmaları Tanzimat’la birlikte bu toplumun hep gündeminde oldu.

Türkiye’de sistem Halk Evleri’nin öncülüğünde bir yaşam öğretisi sundu.

Bu yaşam öğretisinin son temsilcisi Hıncal Uluç oldu. Tipik çifte standart örneği; “Su testisi su yolunda kırılır” diyerek testinin o yola nasıl girdiğini görmemek gibi.

Evli ve 18 aylık çocuğu olan alkollü kadının başka bir erkeğin evinde kalmasını doğallaştıran anlayış sorgulanmayacak mı? Sorgulanacak ama kırıp dökmeden sorgulanmalı.

O kişi veya eşi “Açık evliliği” yaşam biçimi olarak seçtiyse bize ne? Biz kişileri değil olayları ve kavramları konuşmalıydık.

Resmi ideoloji öğretisinde “Rol kalıp”  olarak, kadın çağdaşlık adına modern giyimli, tercihan çalışır, balolara katılır, kocasıyla dans eder, bir yudum içkisini içer, zaman zaman frikik de verir ama çocuklarının annesi sadık bir eş olarak kalır. Erkek çalışır çocuklarının eğitimine önem verir, zaman zaman sadakatsiz yapar, fakat bunu “Erkeğin elinin kiri” olarak görür, içkisiz eğlenemez, eşinin sadakatsizliğine ise kesinlikle tahammül edemez.

Bu anlayış şaman kültür ve pagan kültürden kalan “Evlilik baba evinden koca evine geçiştir” anlayışının modern versiyonudur. Cumhuriyetin kadına değer vermesi bunun için sadece şekilde kalmıştır.

Kadının söz hakkının sınırlı olduğu çifte standardın dikkat çektiği bir anlayış son yaşanan olayda da gözüktü.

Ölen kişi erkek olsaydı bile yine yaşayan kadını suçlayan bir bakıştan söz ediyorum.

Sosyal psikolojide önemli olan “Rol Kalıp”larının hoyratça değiştirilmesinin tehlikesinden söz ediyorum.

Sosyal demokrat pek çok aydının ‘Para’lanınca paralandığı ve orta yaşta hayat arkadaşını terk edip taze bir evlilikle hayatını yaşarken mutsuz çocuklar bıraktığını biliyoruz.

Açık evlilik modern yaşamın sunduğu diğer bir “Rol kalıp”tı. İki tarafta evliydiler ve  çocukları vardı aynı zamanda iki taraf cinsel olarak özgürdü  birbirlerine karışmıyorlardı.

Hatta 1970’li yıllarda “Açık Evlilik, Mutluluğa Götüren Yepyeni Bir Formül”  isimli Nena, George O’Neill kitabı moda olmuştu.

Açık evliliğin sosyal sonuçlarını ABD toplumu yaşadı. Bu evlilikler sürmüyordu, hızlı yaşantının verdiği ruhsal hastalıklar ve özensiz yaşamın getirdiği sorunlar sonucu mutluluk sağlanmıyordu. En çok fatura da çocuklara çıkıyordu.

Acun Ilıcalı masum görünüşlü sunuşu ile ünlü ettiği kişilerle topluma nasıl rol kalıpları öğrettiğinin vicdan muhasebesini yapmayacak mı?

Rol modellerimizi sağlıklı olmayan bir biçimde sunan Milli olduğunu zanneden ama Holly Wood  taklidi rol kalıplarını pazarlayan TV kanalları ve yapımcıları geleceğimize zarar verdiklerini anlamayacaklar mı?

Çok kültürlü dünyada cinsel kimliği ile erkekleri baştan çıkaran kadınlar yerine fikirleri ile topluma yön veren kadınların yüceltilmesi  gerekmez mi?

Özgürlük demek sorumsuzluk demek değildir. Gelecek kuşaklara karşı sorumluluk hissetmeyen sanatçılar, yöneticiler yeni Defne Joy’lara sebebiyet verdiklerini görmeliler artık.

Yaşananların adı modernlik değil olsa olsa ilkel pagan kültüre dönüş olur. Çok beğendiğimiz Aristo kadını sahip ve efendilerden oluşan aristokrat sınıfına değil kölelerden oluşan öteki sınıfa dahil etmişti.