BIST 9.636
DOLAR 34,64
EURO 36,40
ALTIN 2.931,92
HABER /  GÜNCEL

Defalarca ölüm tehdidi aldım, son anda önlendi

Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye Vizyon Belgesi”ni açıklıyor. Törende konuşan Erdoğan, defalarca ölüm tehditle...

Abone ol

Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye Vizyon Belgesi”ni açıklıyor. Törende konuşan Erdoğan, defalarca ölüm tehditleri aldığını ve somut suikast girişimlerinin ise son anda önlendiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı için Vizyon Belgesi’ni Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen törenle açıklıyor. Erdoğan’ın ailesiyle birlikte katıldığı törende siyaset, iş, spor, sanat camiasından ve sivil toplum kuruluşları ile sendika temsilcilerinden oluşan 4 bin 500 davetli hazır bulundu. Törenin yapıldığı salona “Dombra” şarkısı eşliğinde giren Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte sahneye çıkarak katılımcıları selamladı. Toplantı Başbakan Erdoğan’ın hayatını konu alan kısa film gösterimi ile başladı. Gösterimin ardından Uğur Işılak’ın Başbakan Erdoğan için bestelediği yeni şarkı çalındı. “Milletin Adamı” vurgusunun dikkat çektiği şarkı sırasında salonu dolduran binlerce kişinin de alkışlarla eşlik ettiği görüldü.
Vizyon belgesi tanıtım toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, 10 Ağustos 2014 tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanını doğrudan milletin oyları ile seçileceğini vurgulayarak, “AK Parti’nin Genel Başkanı ve Başbakan olarak 2007 yılında yaptığımız değişiklikle cumhurbaşkanını halkın seçmesinin sağlamanın memnuniyetini yaşıyorum. Bu anayasa değişikliğini gerçekleştiren TBMM’ye bir kez daha teşekkür ediyorum. Anayasa değişikliği dönemin cumhurbaşkanı tarafından önce veto edildi sonra halk oylamasına götürüldü. Halk oylamasında aziz milletimiz yüzde 69 oy oranı ile ‘evet’ diyerek değişikliğin gerçekleşmesini sağladı” diye konuştu.
Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde yaşanan olumsuzlukların büyük çoğunluğunun, sistemin değişime direnmesi sonucu ortaya çıktığını ifade ederek, “Dersim’de yaşanan acı hadise sistemin değişime direnmesinin, halkın taleplerine kulak tıkanmasının eseridir. Kapatılan camiler, yasaklana Kuran eğitimi, devlet millet güvensizliği değişime yönelik direncin bir eseridir. Hapse atılan yazarlar, sürgüne gönderilen sanatçılar, devletin değişime direncinin eseridir. On yıllar boyunca ülkemiz gündemini meşgul eden başörtü sorunu, terör meselesi, değişime direncin eseridir. Sünni kardeşlerimizin, Alevi kardeşlerimizin, Hristiyan vatandaşlarımızın, tüm azınlıkların, düşünürlerin yıllardır çektikleri acı tamamen sistemin değişime direncinin eseri. Rejim değişimi kendisi için bir tehdit olarak görmüştür. Statükonun bu ağır baskısına ve zulmüne rağmen toplumda değişim arzusu hiçbir zaman kaybolmamıştır” diye konuştu.

“SADECE KENDİ SORUNLARINA ODAKLANAN PARTİ KURMADIK”
“Biz sadece kendi sorunlarına odaklanan bir siyasi parti kurmadık” diyen Başbakan Erdoğan, “42 bin denek üzerinde yatığımız kamuoyu araştırması ile nasıl bir siyasi olmalı diye sorduk. Ardından nihai kararımız verdik ve adımımızı attık. Biz o dönemde birçok zulümleri yaşadık. Arkadaşlarımız içinde yavruları üniversiteye gidemeyenler vardı. Damdan düşenlerin aramızda olduğu bir yapıydık. Milli ve manevi değerleri reddedilen kimselerdik. Siyasi partileri kapatılan bir harekettik. AK Parti’yi kurarken sadece kendi sorunlarımız değil, milletin her bir ferdinin sorunlarını dert edindik. Siyasi tarihimiz boyunca da başörtü özgürlüğü kadar ifade özgürlüğünü de savunan biz olduk. Meslek liselerinin imam hatip okullarının açılmasını savunduğumuz kadar farklı dillerde yayın yapılmasını savunan da biz oldu. Sünni özgürlüğünü savunduğumuz kadar Alevi özgürlüğünü de savunan biz olduk” dedi.
Erdoğan, 12 yıl boyunca her türlü vesayetin karşısında durduklarını ifade ederek, tüm darbe girişimlerine, komplolara millet adına itiraz ettiklerini söyledi. Her türlü çete ve mafya ile mücadele ettiklerini kaydeden Erdoğan, “Akşamdan sabaha hükümet yıkan kuran şebekeler vardı. Bunlardan ülkemizi arındırdık. Sokakta insanların ensesine bir kurşun sıkarak karanlıkta kaybolan çetelerle mücadelemiz oldu ve bunları temizledik. Devletin koridorlarına sirayet etmiş çeteleri temizledik. Kürt ile Türk’ü birbirine düşürmeye çalışan çeteleri temizledik. Türkiye’nin en iyi zamanlarında gençleri sokağa döken, ülkeyi istikrarsızlığa mahkum etmek isteyen çeteleri temizledik. Her darbeye övgüler düzen, hizmet, eğitim gibi değerleri istismar eden devletin en kilit noktalarını işgal edip, devlet ve milletine ihanet bayrağı açan çetelere de göz yummadık” şeklinde konuştu.
“Bütün çetelerin temizlendiği bir anda Pensilvanya’dan idare edilen Türkiye’yi eski Türkiye’ye döndürmeye çalışan çeteye de eyvallah demedik” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: “Elbette mükemmel bir yerde değiliz yapacaklarımız var. Ancak eğer Türkiye milletin değişim taleplerini daha önce görebilseydi bugün daha farklı bir Türkiye’de yaşıyor olacaktık. Darbeler, komplolar, çeteler milletin değişim arzusu önünde engel olmasaydı bugün farklı bir yerde olacaktık. 10 yılda bir darbelerin olduğu ülkeydik. İktidarımıza kadar 16 ayda bir seçim yaşanan bir ülkeydik. Böyle bir ülkede istikrar, güven olur mu. 12 yıl boyunca önümüze engeller çıkmamış olsaydı bugün çok farklı bir yerde olabilirdik. Yine de yılmadık.”

“SUİKAST GİRİŞİMLERİ SON ANDA ÖNLENDİ”
Defalarca ölüm tehditleri aldığını ve somut suikast girişimlerinin son anda önlendiğini belirten Başbakan Erdoğan, “1994’te İBB Başkanlığı için seçim çalışması yaparken tehditler aldım. Pınarhisar Cezaevi’ne gönderilmek beni denklemin dışına itmeye yönelik girişimdi. Hatırlayın başlıklar atıldı ‘muhtar bile olamaz’ diye. Cezaevinde de tehditler aldım” dedi.
Erdoğan, muhalefetin cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili eleştirilerine de yanıt vererek, “Şimdi de ne diyorlar aday olamaz. Muhalefet diyor. Bu ülkede eğer anayasa varsa, kimin ne zaman nasıl aday olacağı yazıyor. Açın anayasayı bir okuyun. Kendileri yarışa giremedikleri gibi ısmarlama adaylarla yarışa giriyorlar” diye konuştu.
“Danıştay saldırısı üzerimize yıkılmak istendi” diyen Erdoğan, o süreçte hep birlikte dik durduklarını söyledi. Erdoğan, “Bitti mi bitmedi. 17 Aralık, 25 Aralık darbe girişimi eğer başarılı olsaydı şu anda Yassıada benzeri mahkemelerde yargılanıyor olacaktık. Bu komplonun tüm belgelerini ele geçirdik. Bir kısmını açıkladım diğerlerini de açıklayacağız. Bütün bu tehditlere, darbe girişimlerine, komplo ve tuzaklara cesaretle direndik. Ülkemiz adına, milletimiz adına, istiklalimiz adına bu mücadeleyi verdik. Sandığa giden yolu her zaman açık tuttuk. Bir baskı rejimi halkın önüne sandık getirmez. Getirse de hür iradenin tecellisine izin vermez. Baskıcı başbakan kendisine her gün hakaret edilmesine müsaade etmez. Başkasının özgürlük alanına müdahale etmediği sürece her özgürlüğü savunduk. Özgürlük ihlal edildiğinde yasalar dışında başvuracağımız bir merci olmadı. Eski Türkiye devletin etrafında kümelenmiş çetelerin dışında herkes için karanlıktı. Hepimiz eski Türkiye acılarını yaşadık. Eski Türkiye artık eskide kalmıştır” dedi.
(İHA)