Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Suriye’deki bütün oluşumlar, bütün gruplar dini ayrım gözetmeksizin Türkiye’ni dostudur. Bütün gayretimiz...
Abone olDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Suriye’deki bütün oluşumlar, bütün gruplar dini ayrım gözetmeksizin Türkiye’ni dostudur. Bütün gayretimiz Suriye’nin barışa kavuşmasıdır. Türkiye’nin başka bir niyeti yok. Hiçbir oluşumu veya hiçbir etnik ve mezhebi grubu tehdit olarak algılamaz” dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Hindistan Dışişleri Bakanı Salman Khurshid, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Kuzey Suriye’de yaşanan gelişmelerin sorulması üzerine açıklamalarda bulunan Davutoğlu, Türkiye’nin hiçbir oluşumu veya etnik ve mezhebi grubu tehdit olarak görmediğini söyledi.
Suriye’deki bütün oluşumların, bütün grupların dini ayrım gözetmeksizin Türkiye’nin dostu olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Türkiye; Suriye’ye, Irak’a Lübnan’a baktığında, muhataplarla görüştüğünde onların etnik ve mezhebi kimliğine bakmaz. Sadece ortak kaderi paylaştığımız dostları görür. Bizim özellikle Suriye’deki Kürt kardeşlerimizle ilgili birçok rejim tarafından adaletsizliğe maruz kaldıklarında haklarını hep savunduk. Fakat Suriye o kadar yoğun bir krizden geçiyor ki, şuanda rejim ve muhalif unsurlar arasında zaten süregelen gerilimin, bitmesini istediğimiz çatışma ortamının dışında yeni çatışmalara vesile olacak girişimlerden uzak durmak gerekiyor. Suriye’de yeteri kadar zaten problem var. Türkiye’nin bir gruba yönelik tutumu söz konusu değildir. Suriye’nin bütünü ile ilgili halkın iradesini yansıtan eğilimlere ağırlık vermesi lazım. Oradaki Kürt kardeşlerimiz Türkiye tarafındaki vatandaşlarımızla akrabadır, burada bir ayrım söz konusu değil. Emrivaki şeklinde atılacak bazı adımlar Suriye’de çok daha fazla kan dökülmesine, iki taraflı bir çatışmanın çok taraflı bir çatışmaya dönüşmeye sebep verir. Herkes bu bölgelerde kendi alanını oluşturmaya çalışırsa sıkıntılar ortaya çıkar. Bütün gayretimiz Suriye’nin barışa kavuşmasıdır. Türkiye’nin başka bir niyeti yok. Hiçbir oluşumu veya hiçbir etnik veya mezhebi grubu tehdit olarak algılamaz. Seçilmiş Suriye parlamentosu oluşana kadar bütün tarafların tek taraflı adım atmaktan çekinmeleri ilkesel tutumuzdur. Sayın Barzani ile bu dönem içinde temas kurduk, bundan sonra da temaslarımız sürecek. Nihayetinde bölge hepimizin ortak bölgesidir. Herkesle Türkiye’ye yoğun bir temas içindedir” şeklinde konuştu.
Toplantıda yapılan heyetler arası ve ikili görüşmelerde ele alınan konuları açıklayan Bakan Davutoğlu, Türkiye’nin Hindistan’da, Hindistan’ın Türkiye’de yatırımları olduğunu ifade ederek, iki ülke arasındaki ilişkilerin dünya açısından örnek bir nitelik taşıyacağını belirtti. İki ülke arasında ortak bir takım çalışmalar yapılacağının altını çizen Davutoğlu, ortak kültür merkezleri açmayı planladıklarını söyledi.
“SURİYE’DE ŞİDDETİN SONA ERMESİ GEREKİYOR”
İkili ve heyetler arasında yapılan görüşmelerde ele alınan konuları açıklayan Hindistan Dışişleri Bakanı Salman Khurshid, “Bu ziyaret benim için büyük bir onur, büyük bir sıcaklıkla karşılandım. Kendimi evimde hissettim. Babam da dedem de bugün bu ziyareti gerçekleştirmememi isterlerdi. Türkiye tabi ki son yıllarda çok ciddi bir büyüme kat etti. Tüm bu reformlar Hindistan’da taktirle karşılanıyor. Hem kendi ülkelerimiz için hem de daha iyisinin dünya üzerinde yaratacağı etkiler anlamında daha iyisini istiyoruz. Türkiye ve Hindistan’ın birlikte yapacağı çalışmalar açısından önümüzde bizi çok yoğun bir gündem bekliyor. Siyasi görüşler anlamında ılımlılık anlamında atacağımız adımlar var hem bölgemizde hem ülkelerimizde. Savunma ve stratejik işbirliğine, kültürler arası işbirliğine önem verilecek. Güzel ülkenize gerçekleştirdiğim bu ziyaret önümüzde bulunan yeni dönemin başlangıcı olacaktır. Dünyamız terör tehdidine, açlık tehdidine karşı işbirliği yaparak mücadele etmeli. Bir fark yaratabilecek ülkeler gerçekten de ilk düşündüğünüzde Türkiye ve Hindistan bu ülkeler arasında. Bu yol haritası kapsamında film sektörümüz ve gazetecilerimiz birlikte çalışacaklar. Türkiye’nin bölgede barışa yaptığı katkılar için çok teşekkür ediyoruz. Suriye’de gerçekleşen şiddet olayları ile ilgili istişare fırsatı yakaladık. Her iki tarafça uygulanan şiddetin sona ermesi gerekiyor. Diyaloğun ortaya çıkması gerekiyor. Diyalog ve karşılıklı görüşmenin içeriğine de odaklanmak gerekiyor. Şiddeti daha da tırmandıracak hiçbir şey yapılmaması gerekir. Bu şiddet olaylarının sona ermesi bizim için birinci öncelik” diye konuştu.
“DÜNYANIN NÜKLEER SİLAHLARDAN ARINMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”
Sorulan bir soru üzerine yapılan ikili görüşmelerde nükleer konuyu detaylı olarak ele aldıklarını belirten Bakan Davutoğlu, “Çok kapsamlı bir şekilde istişarelerde bulunduk. Türkiye’nin nükleer konulardaki politikası çok açıktır. Biz dünyanın nükleer silahlardan arınması gerektiğini düşünüyoruz. Nükleer teknoloji konusunda hiç bir sınırlama getirilmesini istemiyoruz. Hindistan ile önemli işbirliği alanımız da G-20’dir. 2015 yılında Türkiye G-20’ye ev sahipliği yapacak. O vakte kadar G-20’nin gündemi konusunda Hindistan ile birlikte çalışacağız” ifadelerini kulandı.
“DIŞARIDAKİ GELİŞMELERİN İÇERİDEKİ ÇÖZÜM SÜRECİ’Nİ OLUMSUZ ETKİLEMESİNE İZİN VERMEYİZ”
“Türkiye içinde yürütülen ve bütün toplumumuza büyük ümit veren Demokratik Çözüm Süreci bağlamında atılan adımlar Türkiye’nin iç barışı açısından hayati önem taşıyor, bunların hiçbir dış gelişmeden etkilenmemesi ve kendi doğası içinde atılması gereken adımların atılması gerekir. Dışarıdaki gelişmeler ise Türkiye’nin sınır güvenliğini ilgilendiren boyutları itibariyle, tabi Türkiye kendi sınır güvenliği için, kendi vatandaşının güvenliğini almak zorundadır. Ceylanpınar’da bir vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, vatandaşlarımızın sınırı güvenliği konusundaki hassasiyetlerini yükseltti. Bu konuda tedbir almak herhangi bir gruba dönük bir tavır değil, aksine kendi sınır güvenliğimiz açısından önemlidir. Suriye ve Irak’taki gelişmelerde oradaki sadece Kürt değil, Arap, Türkmen gibi bütün unsurların geleceğini ilgilendiren konulardır. Bizim Ortadoğu’daki bölge vizyonumuz, bütün halkların kardeşçe yaşadıkları, etnik ve mezhebi dini barışın sağlandığı bir bölge düzeni sağlanmasıdır. Burada Türkiye’deki Çözüm Süreci böyle yeni bir barışçıl bölge düzeni için çok güzel bir örnek teşkil edecektir. Hepimiz bu Çözüm Süreci’nin daha ileri noktalara götürülmesi konusunda elimizden geleni yapmalıyız, dışarıdaki gelişmelerin bunu olumsuz etkilemesine izin vermemeliyiz. Dışarıdaki gelişmelerin içerideki Çözüm Süreci’ni olumsuz etkilemesine izin vermeyiz” şeklinde konuştu.
(İHA)