Başbakan Ahmet Davutoğlu, her hafta sonu Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri'ndeki bir ili ziyaret edeceğini açıkladı.
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara'da Doğu ve Güneydoğu'da görev yapan mülki ve idari amirlerle bir araya geldi.
Davutoğlu'nun gündeminde devam eden hendek operasyonları vardı.
Davutoğlu'nun açıklamalarının detayları şöyle:
Böyle bir dönemde böyle bir istikrardan rahatsız olan çevreler var. Böyle bir kritik evreyi biz temmuz ayında yaşadık. Bir noktadan alınan talimatla eş zamanlı olarak aldırıya geçtiler. DEAŞ, PKK ve DHKP-C örgütleri aynı anda güvenlik güçlerimize ve sivil vatandaşlara karşı saldırıya geçtiler. Sizinle 31 Temmuz 2015'te burada yine bir aradaydık.
Tek tek vilayetlerimizi masaya yatırmış ve atacağımız adımları gözden geçirmiştik. O günden bu güne gösterdiğiniz gayretten dolayı hepinize tek tek teşekkür ediyorum.
"HER HAFTA SONU BÖLGEDE BİR VİLAYETTE OLACAĞIM"
Bugün kapsamlı bir şekilde son 6 ay içinde yaşadığımız gelişmeleri değerlendireceğiz. Millet vicdanıyla devlet aklını buluşturmayan toplumlar varlığını sürdüremez. Bu toplantılarla hedefimiz milletin derin vicdanıyla devletin aklını buluşturmaktır. Millet vicdanı ile devlet aklının buluştuğu durumlarda başarı mutlaka sağlanır. Benim, hükümetin başı olarak yapmam gereken ilk şey milleti doğrudan dinlemek ve onların taleplerini devlet aklı haline getirmektir. Mardin Artuklu Üniversitesi'nde millet vicdanı ile devlet aklının birleştiği eylem planını açıklayacağım. Her hafta sonu bölgede bir vilayette olacağım. Sizin de bölgede olanlar hakkında bilginizin olmasını istiyorum. Her şeyi bilmenizi istiyorum. Ayrıntısına kadar soracağım. Bizim devlet anlayışımız kudret ve şefkata dayanıyor.
"DEVLET ANLAYIŞIMIZ KUDRET VE ŞEFKATA DAYANIYOR"
Bizim devlet anlayışımız kudret ve şefkata dayanıyor. Benim kullandığım gücün temeli ne babamdan kalma bir mirastır, ne ait olduğum etnik veya mezhebi kökenden gelmedir. Bu güç bana millet tarafından 4 yıllığına verildi. Hak edersen uzatılır, hak etmezsen uzatılmaz. Sizlere gelen makam da milletten gelmiştir. Aldığımız kararlarda tereddüt gösteremeyiz. Tereddüt eden devlet adamı olamaz. 23 Temmuz'da tereddüt etseydik, Türkiye ateş çemberinin içine sokulmuştu. Biz tereddüt etmediysek, siz de etmeyeceksiniz.
"HALKTAN KOPUK BİR DEVLET YÖNETİMİ ANLAYIŞI SÜRDÜRMEYECEĞİZ"
Sizden ricam, her ne olursa olsun halkla birlikte ve iç içe olmanızdır. O yörenin geleneği neyse en önde siz olacaksınız, hiçbir şekilde onlardan kopuk bir makam olmayacaksınız. Kesinlikle halktan kopuk bir devlet yönetimi anlayışı sürdürmeyeceğiz. Halkın acısında da bir arada olacaksınız, düğününde de bulunacaksınız.
"TEK MEŞRU GÜÇ KULLANMA YETKİSİ GÜVENLİK GÜÇLERİNDEDİR"
Tek meşru güç kullanma yetkisi, halk tarafından seöilmiş siyasi otoriteye tabi güvenlik güçlerindedir. Başka hiç kimsenin güç kullanma yetkisi yoktur. Bazı akademisyenlerin bildirisi söz konusu olduğunda onlara meydan okumuştum, hala okuyorum, cevap gelmedi. Dedim ki, bana tek bir devlet gösterin ki güvenlik güçlerinden başkalarının silahla güç kullanılmasına izin versin. Göstermediler, gösteremezler.
"EĞİTİMDE AKSAMAYA İZİN VERMEYECEĞİZ YOKSA TERÖR ÖRGÜTÜ ÇOCUKLARI ÖLÜME GÖNDERİR"
Kamu düzeni içinde herkesin insani hak ve özgürlüklerini özgürce yaşaması bizim görevimizdir. Halk ile teröristi ayırt edeceksiniz, halka şefkat teröriste kudret elini göstereceksiniz. Kim kamu düzenini tehdit ediyorsa onun üzerine gideceksiniz. Kamu hizmetlerinin aksamasına izin vermeyeceksiniz, hiçbir şekilde eğitimde aksamaya izin vermeyeceğiz yoksa terör örgütü çocukları barikat arkalarında ölüme gönderir.
CİZRE'DEKİ AMBULANS TARTIŞMALARI
Sağlık hizmetleri aksamayacak. Roketler altında Cizre Devlet Hastanesi'nde verilen sağlık hizmetleri aksamayacak. Birileri algı operasyonu yaparak, bunların yapılmadığını iddia ediyorlar. Devletimizin artık gücü var. Dün Cizre'de iddia edilen bölge için 10 ambulans hazır tuttuk ama hala konuşuyorlar ama orada hiçbir yaralı çıkmadı. Yaralı var ise niye çıkmadılar? Yok ise neden bu kampanyayı yürütüyorsunuz? Bize orada hasta yada yaralının varlığını ispat edemediler.