Başbakan Davutoğlu, AYM'nin Can Dündar ve Erdem Gül kararı hakkında açıklama yaptı. Davutoğlu, "Ortada bir casusluk meselesi vardır. Konu iki gazetecinin bir görüş beyan etmesi değildir" dedi.
Abone olAK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Mustafa Kalyoncu ile ortak toplantısında son dakika açıklamalarda bulundu.
Anayasa Mahkemesi'nin Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül kararı ile ilgili konuşan Davutoğlu, "Ortada açık bir casusluk faaliyeti vardır. Esas itibariyle konu Bayırbucak Türkmenleri'ne gönderilen yardım malzemeleriyle ilgilidir. Konu iki gazetecinin görüş beyan etmesi değildir. 2 gazeteci gizli kalması gereken belgeleri yayınladı. Bu belgeleri verenlerin amacı devleti, hükümeti baskı altına almak ve sanık sandalyesine oturtmaktır." dedi.
"ANAYASA MAHKEMESİ'NİN YETKİLERİNİ AŞAN DURUM"
Tutuksuz yargılamanın esas olduğunu söylediğini dile getiren Davutoğlu, ortada yürütülen bir dava olduğunu ve yapılan müracaatın değerlendirildiğini belirtti. Bireysel başvuru hakkının AK Parti döneminde getirildiğini hatırlatan Davutoğlu, pişman olmadıklarını söyledi. Davutoğlu açıklamasının devamında şunları söyledi:
Davanın esası gizli belgeleri ifşa etmek suretiyle bir dava sürüyor. Bunun basın özgürlüğü davası olarak yansıtılması yanlış. Gizli belgeleri açıkladılar. Yargı süreçleri tamamlanmadan Anayasa Mahkemesi'ne başvurulamaz. Daha dava sürerken karar vermesi Anayasa Mahkemesi'nin yetkisini aşan bir durumdur. Yürütülen davaya müdahil olmuş görüntüsü ve çıkacak karar belirleme yetkisi kimsede yok.
"DAVAYI ETKİLEMEYE KİMSENİN HAKKI YOK"
"Bütün yargı süreci AYM'ye bağlanamaz. Davayı etkilemeye kimsenin hakkı yok. Hukuki sistem hepimizi sınırlar, herkes riayet edecek. Siyasiler eleştiriden azade değilse yargı da değildir. Mahkemelerin kararı eleştirebilir. Temek hukuk prensiplerine herkesin saygı göstermesi esastır. Bireysel başvuru için ilkeler konulmalı. Yetki aşımı olacaksa doğru tanımlanmalı"
"ÇAĞRIDA BULUNUYORUZ: İÇERİDE OLANLAR ÇIKSIN"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Diyarbakır Sur çağrısına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. En başından söyledim, taviz vermeyiz. Kimin elinde silah varsa o silahı bırakıncaya kadar gereken yapılacaktır. Sokağa çıkma yasağının uzun sürmesi, teröre bulaşmamış vatandaşlarımızın zarar görmemesi içindir. Çağrıda bulunuyoruz; içeride olanlar çıksınlar. Sivil vatandaşsa zaten çıkabilirler, suçlular teslim olsunlar. Mutlaka operasyon yapmak için bir adımımız yok. Nerede kamu düzenini tehlikeye sokacak alanlar varsa operasyon yapıyoruz ve 'teslim olun' çağrısı yapıyoruz."
"DEMİRTAŞ'IN HALKI NASIL TEŞVİK ETTİĞİNİ HERKES BİLİYOR"
"Demirtaş’ın nasıl halkı teşvik ettiğini herkes biliyor. Nice olaylarda devleti katil tanımladığını biliyor, bunlar Demirtaş’ın sicilidir. Diyarbakır’da provokatif açıklamalarına devam ediyor. Bunların ağzından silahı bırakın sözünü duydunuz mu? Oraya gideceklermiş de yürüyeceklermiş de. Bunların meselesi teröristlerle işbirliği yapmak. İzin vermeyiz, söylediklerimizin ne kadar ciddi olduğunu herkese zamanla görüyor. Teslim oldukları anda olay bitmiştir. Sur’u en iyi şekilde inşa edeceğiz."
"KIBRIS TOPRAKLARI BEREKETLİ HALE GELECEK"
Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında su projesi için imzalar atıldı. Başbakan Ahmet Davutoğlu ile KKTC Başbakanı Ömer Kalyoncu düzenledikleri basın toplantısında suyun adada barışa hizmet etmesini dileklerini iletti.
"Bu asrın projesinin hem KKTC'ye Türkiye'nin anasütü gibi helal suyunu gönderiyoruz, hem de stratejik bir yatırım yapıyoruz." diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, proje ile ilgili şunları söyledi:
"İnşallah önümüzdeki dönem bir barış gerçekleşecekse bunun anlamı daha iyi ortaya çıkacak. Bu hat iki önemli ülkeyi de birbirine bağlama konusunda önemli bir hamledir. Tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bütün soydaşlarımızın içme suyu meselesinin halledilmesiyle, Kıbrıs toprakları bereketli hale gelecek.
KKTC'nin kendi ayakları üzerinde durması Türkiye için stratejik hedeflerdendir. Ada'da çözüm olmaması halinde dünyada tanınmış ve saygı duyulan bir ülke olması gerekir. Türkiye Kıbrıslı soydaşlarımızın yanındayız. Türkiye'nin desteği hep sürecek."