BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Davutoğlu'ndan çarpıcı soru!

Davutoğlu son dönemde Erdoğan, MİT müsteşarı Hakan Fidan ve kendisi hakkındaki yazılanlar için çok önemli mesajlar verdi.

Abone ol

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Erdoğan, Hakan Fidan ve kendisi hakkındaki yapılan karalama çalışmalarına ilişkin uluslararası kampanyayı işaret etti.

Davutoğlu "Niye son dönemde Sayın Başbakanımıza, bendenize ve Sayın MİT Müsteşarımıza yönelik uluslararası bir kampanya yürütülüyor sorusunu kendinize sorun, cevabı burada arayın. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, bundan sonra Türkiye eski Türkiye olmayacaktır. Yine onlar ne yaparlarsa yapsınlar, madem çıta bu kadar yükselmiştir, dünyada ve ülkemizde hiçbir mesele Türkiye olmadan konuşulmayacak, konuşulmasına izin vermeyeceğiz." dedi.

Konya Valiliğince Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlenen bayramlaşma programına katılan Davutoğlu, burada milletvekilleri, Konya protokolü ve vatandaşlarla bayramlaştı.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bugün bir taraftan bayramı idrak ederken diğer taraftan da yoğun diplomatik çalışmaları yürütmeye devam ettik. Biraz önce ABD Dışişleri Bakanı Sayın John Kerry, öğlen de Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ile görüştüm. Her iki görüşmede de Suriye'deki son gelişmeler ve Cenevre Konferansı hazırlıkları bağlamında atılması gereken adımları ele aldık. Suriye'deki gelişmeler, maalesef alanda bayrama rağmen çatışmaların sürmesi sebebiyle hepimize ıstırap veriyor. Suriyeli kardeşlerimizin acı içinde geçirdikleri üçüncü Kurban Bayramı ve 6. dini bayram. Bayramı hakkıyla yaşayamamanın ıstırabını onlar yaşıyor. Onlara bu bayramları hakkıyla barış içinde yaşama imkanı sağlanamadığı için bütün uluslararası toplumda büyük bir sorumluluk var."

"Biz elimizden geleni yapıyoruz" diyen Bakan Davutoğlu, "Bu bayramların inşallah Suriye'deki ve bölgedeki diğer kardeşlerimize de ulaşması için bugün bu çerçevede telefon görüşmeleriyle Suriye'de bir an önce Suriye halkının talepleri doğrultusunda bir gelişme sağlanması için muhataplarımla görüşmelerde bulundum. Önümüzdeki günlerde hem telefonla temaslarımız artarak sürecek hem de bayram sonrasında bazı toplantılar vesilesiyle bir araya gelmeyi planlıyorum. Bir an önce, uluslararası toplumun üzerine düşeni yapması vakti geldi. Türkiye Suriye'deki kardeşlerimize insani yardımı sürdürmeye, hem de sorunun bir an önce çözümü noktasında çaba sarf etmeye devam edecek" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, "Cenevre görüşmeleriyle ilgili takvim belli mi?" sorusuna şu yanıtı verdi.

" Şimdi net bir takvim belirlenmiş değil. Kasım ayı içinde yapılması için çalışmalar sürüyor ama net bir takvim ifade etmek doğru da değil. Çünkü, gerek kimyasal silahlarla ilgili sağlanan anlaşmaya Suriye rejiminin uyması, gerekse alandaki gelişmeler Cenevre'deki konferansın geleceğini tayin edecek. Önemli ölçüde başarısını ya da başarısızlığını... Bunlara paralel çalışmalar yürütüyoruz. Geçen hafta Suriyeli Dostları Grubu'nun çekirdek üyeleri direktörler düzeyinde Ankara'da bir araya geldi. Gelişmeleri gözden geçirdiler ve ortak bazı çalışmalar için karar alındı.

Bugün hem ABD hem de Fransa Dışişleri Bakanları ile bu siyasi direktörler düzeyinde yürütülen çalışmalarla ortaya çıkan sonuçları istişare ettik. Mesele, Cenevre 2'de sadece bir konferans yapmak veya görüntü vermek değil netice almak. Baştan itibaren Cenevre 2'ye destek verdiğimizi ifade ettik. Çünkü barışçıl bir çözüm süreci Türkiye'nin başından beri hep tercih ettiği en kısa zamanda gerçekleşmesi için çaba sarf ettiği bir konu. Ancak bunu engelleyen temel faktör, rejimin bir taraftan görüşmeleri istiyorum derken diğer taraftan kimyasal silah dahil her türlü silahla Suriye halkını tasfiye etmeye yönelik saldırıları sürdürmesi."

Lübnan'da kaçırılan Türk pilotlar

Davutoğlu, herkesi ciddi anlamda içeride meşgul eden, yüreklerde sıkıntı olan bir başka konunun da Lübnan'da kaçırılan Türk pilotların durumu olduğunu ifade etti. Türk pilotların durumunu günün 24 saati, her gün yakinen takip ettiklerini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Sürekli yürütüğümüz temaslarla da bir an önce pilot kardeşlerimizin ülkemize ve ailelerine kavuşmaları için çaba sarf ediyoruz bütün birimlerimizle. Hem dün Lübnan Başbakanı Necip Mikati ve Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile uzun iki telefon görüşmesinde de duyduğumuz rahatsızlığı, bayramda pilot kardeşlerimizin ailelerine kavuşamaması dolayısıyla hissettiğimiz üzüntüyü kendileriyle paylaştık. Bir an önce ailelerine kavuşmaları yönünde yürütülen çabaların temasların artırılması talebinde bulunduk. En azından bayramda süratle kendilerinden doğrudan iyi olduklarına dair görüntülerin ve mesajların ailelerine ve bize iletilmesi konusunda baskı uygulamalarını istedim. Daha sonra da her iki pilotumuzun aileleri ve eşleriyle görüştüm. Ailelerimize teşekkür ediyorum. Çok büyük bir vakar içinde davranıyorlar. Türkiye her zaman vatandaşlarının hakkını koruma hususunda geçmişte olduğu gibi bundan sonra da elinden geleni yapacaktır, yapmaktadır.

Zaten kendileriyle bundan bir kaç hafta önce bir araya gelmiştim ve detaylı olarak yürüttüğümüz çalışmaları kendilerine aktarmıştım. Gece ve gündüz bütün birimlerimiz bunun takibi içindeyiz. İnşallah güzel bir haberi kısa zamanda vermek için çaba sarf ediyoruz. Bu arada mahsur kalan bir gemi kaptanını birkaç gün önce ailesine kavuşturduk. Hem kendisi hem de ailesiyle görüştüm. Gönül isterdi ki aynen o ülkedeki Cengiz kaptan gibi pilotlarımız da ailelerine kavuşabilsin. Bunun için çok çaba sarf ettik. Bazı açıklamalar oldu ancak bu çabalarımız devam edecek. En kısa zamanda, ümit ederiz ki bütün Lübnanlı ve Türk yetkililer ve birimlerin çabalarıyla pilotlarımız ailelerine kavuşurlar. Elimizden geleni yapmaya çalışacağız."

Dış politika eleştirilerine yanıt

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, AK Parti Konya İl Başkanlığı tarafından Konevi Kültür Merkezi'nde düzenlenen bayramlaşma programında bir konuşma yaptı.

Türkiye'nin dış politikasına yönelik eleştirilere değinen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Türkiye bir taraftan G-20'ye başkanlık yapacak, bir taraftan en az gelişmiş ülkelere koordinatörlük yapan bir ülkedir. Şimdi başarısız bulunduğu iddia edilen dış politikanın geldiği sonuç, şudur. 2014 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı'nın zirvesi Türkiye'de yapılacaktır. İslam dünyasında birçok sıkıntı yaşanırken bu sıkıntıların ne olacağı, Türkiye'de konuşulacak, tartışılacak. 2015 yılında bu kez G-20 zirvesi, dünya ekonomik politiğinin ne olacağının zirvesi, yine dünya liderlerinin katımıyla Türkiye'de yapılacak. O yapılırken, dünyanın en gelişmiş 20 ülkesinin liderleri Türkiye'de bir araya gelirken, paralelinde bir başka toplantı da en az gelişmiş 47 ülkenin zirvesi de ülkemizde yapılacak. Türkiye bu ülkeler arasında adeta bir köprü kuracak. Yani 2016 yılında tüm bu birikim üzerinden Dünya İnsani Zirvesi Türkiye'de yapılacak. Suriye bağlamında zalime karşı sesimizi gür çıkarttığımız için, sanki o zalim yerinde duruyor diye 'biz başarısızmışız' gibi algı oluşturmak isteyenlerin örtmeye çalıştığı tablo budur. Niye son dönemde Sayın Başbakanımıza, bendenize ve Sayın MİT Müsteşarımıza yönelik uluslararası bir kampanya yürütülüyor sorusunu kendinize sorun, cevabı burada arayın. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, bundan sonra Türkiye eski Türkiye olmayacaktır. Yine onlar ne yaparlarsa yapsınlar, madem çıta bu kadar yükselmiştir, dünyada ve ülkemizde hiçbir mesele Türkiye olmadan konuşulmayacak, konuşulmasına izin vermeyeceğiz."

"Hiç bir şekilde çevremizdeki olaylar karşısında basit bir tutum sergilemedik, sergilemeyeceğiz" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Hiç kimsenin herhangi bir şekilde iç işlerine karışmayacağız. Ama Mısır bizim için dünyanın en aziz, en güçlü, en kıymetli ülkelerindendir. Mısır güçlü bir ülkedir, dost ve kardeş bir ülkedir. Suriye bizim için bağrımızın yandığı, acılarıyla acılarımızın depreştiği ülkedir. Suriye, ara sokaklarında babasız kalan çocukların acısını hissettiğimiz ülkedir. Bunlara sessiz kalamayız ve onların gelecekti acılarının dinmesi için ne yapılması gerekiyorsa, onları da yapmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin dış vizyonu tüm ülkelerde barış için ve her bir ülkenin bütün unsurlarıyla dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin kurulduğu, hiçbir ayrım yapmadan bütün insanların kucaklandığı yeni bir dünya vizyonudur. Türkiye bu vizyon doğrultusunda yürümeye devam edecektir. Onların bütün bu kara propagandalarının arkasındaki temel neden, bir ülkenin lideri olarak Başbakanımızın uluslararası alanda gittikçe yükselen profili, Türkiye'nin hemen her platformda gittikçe daha fazla duyulan sesidir."