Başbakan Ahmet Davutoğlu, NTV canlı yayınında önemli açıklamalar yaptı. Davutoğlu, 2015 genel seçimlerini kazanamaması durumunda ne yapacağını açıkladı.
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu NTV canlı yayınında gündeme ve özellikle 2015 genel seçimlerine ilişkin soruları cevapladı. Davutoğlu "Kazanırsam görevime devam edeceğim, kazanmazsam ki düşük ihtimal, kim kazanmışsa ona devredeceğim. Kitaplarımı yazacağım, sonra belki yine yarışırız" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, NTV canlı yayınında, Oğuz Haksever'in moderatörlüğündeki programda, Mustafa Karaalioğlu, İsmet Berkan ve Seda Öğretir'in sorularını yanıtladı.
İşte Başbakan'ın o açıklamaları:
"KAZANAMAZSAM..."
Eğer AK Parti’nin bir tanımı yapılacak olsa özgürlükçü niteliğidir. Türkiye’de kimse 8 Haziran günü istenilmeyen bir sonuç doğarsa, asker müdahale eder diye bir şey taşıyor mu? 1996’da taşıyordu. 4 Kasımda ne olacak diye insanlar kaygı duyuyordu. Sayın Demirel'in, "Başbakanlık koridorlarında Menderes’in ruhu dolaşıyordu" diye ifade ettiği söylenir. Kazanırsam görevime devam edeceğim, kazanmazsam ki düşük ihtimal, kim kazanmışsa ona devredeceğim. Kitaplarımı yazacağım, sonra belki yine yarışırız.
Bugün HDP doğuda Güneydoğu’da Kürtçe propaganda yapabiliyorsa bunu AK Parti sağladı. AK Parti’nin özgürlükçü siyaseti olmasaydı bir kısmı dağdaydı, bir kısmı hapisteydi. Belediyelerde bizim de eleştirdiğimiz bazı uygulamalar dahil, özgürlük ortamında bu değişimler yaşanacak.
ADAY LİSTESİ NASIL HAZIRLANDI?
Sanki yıllardır ayrı ekiplerde çalışıyorduk da, ayrı ekipler yarıştı, kime yakın olduğu konusunda ağırlık hesabı yapıldı. Bu çok yanlış bir algı. Benim ekibim onun ekibi, onun ekibi benim ekibimdi. "Cumhurbaşkanlığında kiminle çalışmak istersiniz?" diye sorduk, başbakanlıkta bazı arkadaşlar kaldı, bazı arkadşalar cumhurbaşkanlığına gitti. Davutoğlu’nun ekibi ya da Cumhurbaşkanı'nın ekibi ayrımı yapmak sunidir. İnsanların yüreklerindeki sevgiyi nasıl parçalayabilirsiniz? Hatta MYK’da da arkadaşlara dışarıya farklı görüntü vermek isteyenlere işareten söyledim, ‘Cumhurbaşkanımızın yanında olmayan benim de yanımda olmasın’ dedim.
ERDOĞAN LİSTELERE MÜDAHİL OLDU MU?
Bu şu demek değil, ekip olarak, arkadaşlık olarak Cumhurbaşkanı'nın ekibi Başbaka'nın ekibi gibi bir ayrım olmaz. Ama devletin kurumsal işleyişi konusunda Cumhurbaşkanı'nın da Başbakan'ın da yeri de bellidir. Cumhurbaşkanı siyaset üstü tarafsız bir konumdadır. Listelere müdahil olma gibi bir durum söz konusu değil. Cumhurbaşkanı'na yakın denilen isimlerin çoğu benim yıllarca beraber olduğum arkadaşlar.
Ben herhalde cumhurbaşkanımızla 12 yıl birlikte çalışmış biri olarak, bunun için cumhurbaşkanımızla saatlerce görüşmeye gerek yok. Bazen konuşmadan da anlaşılan sadece bakışlarla da meselelerin çözülebileceği bir şeyden bahsediyoruz. Böyle bir kategorizasyon söz konusu değil. Aday belirleme sürecinde belli kriterler oldu. Projelere aidiyet, AK Parti’nin vizyonunu benimseme, nerede nasıl katkı yapabileceği… Bana kimler yakın diye bir kriter söz konusu olmadı.
ADAYLAR NASIL BELİRLENDİ?
Sonra yerelin ve vilayetin resmini çekme imkanı buldum. Hemen arkasından temayül yoklaması yaptık. Geniş katılımlı, her ilde. O yoklamalar özel bilgi olarak önüme geldi. Gözlemle onları yanyana koydum. Arkasından grup başkan vekillerimizden rapor istedim, meclis performansı, katılım vesaire. İlk defa bu sene, iki yeni uygulama başlattık. Birisi genel başkan olarak il başkanlarının tümünü, tek tek dinledim. Resmimin belli şeyleri puzzle olarak zihnimde yerleşmeye başladı.
"6230 KİŞİYLE MÜLAKAT YAPTILAR"
İkinci bir uygulama yaptık, STK’lar. Bize oy versin vermesin, yakın olsun olmasın. Bütün STK’lara temayül yaptık. Kimi görmek istiyorsunuz? Hiç listede olmayan bir ismi gündeme getirebilirdi. Üst kurula oturduğumuzda tek tek, 6230 kişiyle mülakat yaptılar. Ara komitenin değerlendirmesi geldi. Mimari önce zihinde canlanır. Bu kanaat dışında X ilini açtığımızda diyelim, belli isimler üzerinde yoğunlaşıyorsunuz. Eğer aynı kalitede üç isim varsa, hemen alanda kamuoyu anketi yaptırdık. Biz yapmadık, kamuoyu şirketi gitti, kim en fazla bilinir, istenir, sevilir. Hemen o gün.
"BİR AN GELDİ, KALİTELİ 2 ADAY..."
Çarpıcı bir şey söyleyeyim. Bir an geldi, kaliteli iki aday. Özellikle az bilinen isimlerde. Ama resim bir yaşayan bir şey olmadığı için, "Google’a girin son konuşmasını çıkartın" dedim. Birkaç ilde konuşmalarını dinledik adayların. Üslubu, edebi, hitabeti, bedensel dili nasıl. Birkaç ilde böyle karar verdik. Doğal haliyle onları izledik, onun için saatlerce sürdü. Bazı illerimizde aday bakımından, "hem yerel hem ulusal ölçekte" dedik ki daha iyisini arayalım. Hadi dedim zihninizden isimler çıkarın. Herkes yeni isimler ortaya çıkardı. Listede olmadığı halde aday yaptığımız isimler var.
BAŞBAKAN'IN 7 HAZİRAN'DAN NE BEKLİYOR?
Ben hiçbir zaman doğrudan bir seçim takvimi yapmadım. Kılıçdaroğlu’nun yüzde 35 gibi… Benim üst limitim yok, milletten ne kadar alabilirsem o kadar. Bana düşman, eleştiri dili kullananlar dahil bütün vatandaşlarımızın kalbine girebileceğimizi zannediyorum. Oy verirse genel başkan olarak, oy vermezse işte o zaman bir dahaki sefer oy ver diye çağrıda bulunuyorum. Alt limit diye bir şey, alt limit gibi bir şey koymaz kendine.
HDP SEÇİM BARAJINI GEÇEBİLİR Mİ?
"HDP’nin bazı anketlerde barajı geçtiği söyleniyor. Size gelen araştırmalar var mı, HDP’nin oy oranına ilişkin? sorusuna Davutoğlu şöyle cevap verdi:
Bir kere bu demokratik bir yarış. Geçerlerse tebrik ederiz, hep beraber çalışırız. Ama şimdiden HDP’ye söyleyecek bir çift sözüm var. Geçmezlerse bunu bir meşruiyet haline dönüştürmemeleri lazım. Tutup da yarışa gireceksiniz, kuralları belli bir yarış. Bu yarışın sonuçları gayri meşru olarak nitelendirmesinler. Şimdi HDP meydanlarda ben memnuniyet duyuyorum. Rengarenkte… Bukalemun tabirini kullanayım. Bazı yerlerde sol marjinal ateist gruplar, bazı yerlerde muhafazakar adaylar. Bazı yerde eski ulusalcılar… Bence HDP herhalde bir proje olarak Syriza şeyinden hareket ederek, kendini başka alana taşımak istiyor. Protest bir parti olmaya yöneliyor. Ama protest hareketler, başta cazibe oluşturur, sonra merkez kaç güçleriyle uğraşmakta zorlanırsınız. Bende ilgiyle izliyorum. Ama bir proje olmasınlar, ona dikkat etsinler.
Ben dediğim gibi takip ediyorum. Ama kimse kendi yokluğuyla milleti tehdit etmesin. Bizim hedefimiz başkasının başarısızlığı üzerine siyaset yürütmüyor. Şu şu şu başarısız olsun biz aradan çıkalım..
"HDP BALAYI HAVASINDA"
Biz özneyiz, onlar nesne. Biz ne olduğumuzu ortaya koyuyoruz. Onlar bazen anti AK Parti bazen anti Erdoğan… Ne olmadığı yönünden siyaset yürütüyorlar. HDP, balayı havasındalar ekip olarak. O balayı nikahtan sonra değişirse, nikahı bozmaya kalkmasınlar. Eğer kazanırlarsa, girerlerse, başımızın üzerinde yerleri vardır.
Doğal vaatleriniz var, tamamlanmayı bekleyen sözleriniz var. Çözüm süreci HDP bağlamında önemli. Aktör olarak HDP’nin bulunduğu süreçti bu. Son zamanlarda bu güvenlik-özgürlük dengesinde ibrenin güvenlikten yana kaydığı, Güneydoğu’da da HDP’nin avantajı olacağı analiz var. Güneydoğu illerinde bir risk bekliyor musunuz?
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Hükümet işi devam ediyor. Evvelsi gece vekil adaylarının listeleri tamamlandığında, daha erken saatte eve geldik. Ama ertesi sabah 7 saatlik ticaret ve sanayi şurasını yaptık. Akşam 7’de de bakanlar kurulunu topladım, bittiğinde gece 2’ydi. Önümüzdeki birkaç gün, hafta sonu da tamamiyle seçim beyannamesini, taslağını kaleme almıştım, ona bir ince işçilik yapacağım. Başkanlık sistemi de dahil yeni anayasayla ilgili şeyleri ele alacağız. Yarın öğleden sonra seçim strateji komisyonunu toplayacağız. Önümüzdeki hafta tamamlayıp, büyük aday tanıtımıyla birlikte kamuoyuyla paylaşacağız.
"PARLAMENTER SİSTEM OLSAYDI BU KADAR DARBE OLMAZDI"
Yapacağımız şey, esas itibariyle anayasanın özgürlükçü karakteri ve insan haklarına dayalı temelidir. Form nihayet şekillendirilebilir, ama özde bir sakatlık varsa form yürümüyor. Parlamenter sistem, 27 Mayıs’tan itibaren yok Türkiye’de. Olsaydı parlamenter sistem bu kadar darbe olmazdı. Cumhurbaşkanlığı makamı güçle mücehhez kılınmazdı, sembolik olurdu.
"FETHULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ"
Genel bir inceleyip sık dokumaya gayret gösterdik. Bu tür bağlantılar irtibatlar var mı, bunları düşünmek görevim. Ben sadece beni seçin diye istemeyeceğim, onların her birinin yaptıkları bize yazacak. O anlamda ciddi bir eleme, gözümüzün üzerinde olma hali oldu.
"BU DEVLETİ ELE GEÇİRME OPERASYONUDUR"
Tedbir çerçevesinde baktığınızda, güç bir müddet sonra yozlaştırıcı bir etki yapıyor. Bu bürokraside askeri müdahaleler böyle olmuştu. Sivil toplumdan hareketle, devleti yönetmek, yani millete uğramadan, demokrasi çarıklarını giyip halkın önüne çıkmadan, devleti şu veya bu yolla yönetme çabasının her biri darbe teşebbüsüdür. Bu ister üniformalı şekilde cuntalaşma yoluyla olsun, isterse dini ya da laik, şucu ya da bucu hangi yapı olursa olsun, bir şekilde devlete organize şekilde girmişse, tercih yaparken irrasyonel taraftar tercihi yapmışsa, bunu sınavlara soruları çalmaya başlamışsa, bu devleti ele geçirme operasyonudur.
Bunu kim yaparsa yapsın, etnik ulusalcı bir kimlikle, ister dini kimlikle yaparsa yapsın devlet tedbir alır, alıyoruz da. Şu anda etkilerinin kırılmış olması, ÖSYM’de KPSS’de attığımız adımlar, bir çok noktada gerekli adımlar atılıyor. Bu konuda özellikle görevlendirilmiş arkadaşlar da var. MGK kararı da özellikle, devlete sızmış illegal paralel yapılanmalar devlet buna izin vermez.
SEÇİM ANKETLERİ BAŞBAKAN'A NASIL HİSSETTİRİYOR?
Gördüğünüz gibi tempolu ama rahat hissediyorum. Kendinizle, siyasetinizle, halkla barışık olmanız önemli. Anketler daha değişir. Anketlerin bizim lehimize değişme ihtimalinin olduğu.. Olumsuz bir işaret görülecek anket yok.