BIST 9.722
DOLAR 35,22
EURO 36,79
ALTIN 2.977,79
HABER /  POLİTİKA

Davutoğlu'ndan Bahçeli'ye çok sert cevap

Başbakan Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisi hakkında eleştirilerine "Yüz ifadesine bakın. Yüzünde bir hayat emaresi görmek mümkün mü?" diyerek karşılık verdi.

Abone ol

Başbakan Ahmet Davutoğlu Habertürk'te katıldığı canlı yayında, seçim hükümetinin yeni bakanlar kurulunun açıklanmasının ardından Twitter'dan kendisini ağır dille eleştiren MHP lideri Devlet Bahçeli'ye çok konuşulacak bir yanıt verdi.

Davutoğlu, Bahçeli'nin kendisi için sarfettiği "Yorgun görünüyor" sözleri için " Sabah erken saatte kalktım. Yorgun görünüyor muyum? Bir de Bahçeli'nin yüz ifadesine bakın. Yüzünde bir hayat emaresi görmek mümkün mü? Sabaha kadar çalışmaya varım. Mesele çalışmaya yüzün olsun, aşkın olsun. Ciddiye almıyorum, alsam söylenecek çok söz var da…" diye karşılık verdi.

BAHÇELİ O TWEETLERİNDE NE DEMİŞTİ?

Bahçeli ,kişisel Twitter'ından yayınladığı uzun mektubunda Davutoğlu için "Başbakan bugünlerde çok meşgul, çok bitkin, çok dalgın, çok tedirgin. Ya anlamıyor, ya da anladığını özümseyip muhakeme edemiyor. Üzücü! Anlamak için kulakları açıp pür dikkat odaklanmak gerekiyor. Aklında saray kabusu olanın, anlayışında tıkanıklıklar olması gayet normal." demişti.

DEVLET BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMALARINA CEVAP

Davutoğlu Bahçeli'yle aralarında esen soğuk rüzgara ilişkin şu sözleri sarfetti:

"Sayın Bahçeli ile görüştüğümüzde de kısaca ifade ettim. Kendisiyle görüştüğünüzde gösterdiği saygılı tavır ile yazılı metin arasında herhangi bir bağ kurmak mümkün değildir. Ben yakıştıramıyorum. Herhalde başkaları yazıyor. Eğer Bahçeli yazıyorsa ikili bir Bahçeli ortaya çıkıyor. Hangi Bahçeli olduğunu bilelim ki biz de ona göre karşılık verelim. Sayın Bahçeli'ye bir parti Genel Başkanı olarak saygı gösteririm. Şunu okuyan birisi 'Bahçeli şunu istemiş' der mi? Hükümet olmak istiyor musun? Erken seçime gitmek istiyor musun? Sen milletin huzuruna çıktığında 'Bana oy verin ama anamuhalefet görevi bende' diye mi siyaset yapacağım. Kafa karışıklığı var. En önemlisi niyet karışıklığı var. 'Ne istiyorsun kardeşim' sorusuna cevap çıkıyor mu bu tweet'lerden?"

'AK PARTİ VE SP'DEN SÜRPRİZ İTTİFAK' İDDİASI

Gazetecilerin "Seçimlerde AK Parti - Saadet Partisi ittifakı olabilir mi?" sorusuna "Her Parti ile görüşme zemini olduğu kanaatindeyim. AK Parti içinde bu tür akımlar kendilerine yer buluyor." cevabını verdi.

davutoglu-tobb-pkk-hdp-.20150829093457.jpg 

İşte Davutoğlu'nun o açıklamalarından çarpıcı satırbaşları:

"KABİNEDE DAHA FAZLA HANIMIN OLMASINI İSTİYORDUM"

Kabinede daha fazla hanımın olmasını istiyordum, üzerinde düşündüğümüz isimler oldu ancak, şartlar ve dağılım itibariyle çok elimizin serbest olduğu bir kabine değil bu. Anayasal zorunluluğu olan bir hükümet kurduk. Anayasa'ya riayet etmek birinci önemli husustu. Partilerin tamamı evet demiş olsaydı daha büyük bir taplo ortaya çıkacaktı. Belli kuralların işletilmesi gereken, bağımsız olması gereken ya da partili olduğunda şu özellikleri bulunması gereken şu sayılarda olması gereken bir tablo.

Ancak, açıkçası bu görevi aldıktan sonra herhangi bir önyargı olmadan öncelikle belli kriterleri zihnimde tasavvur ettim bunu da paylaştım; ehliyet, liyakat, uyum...

"KOALİSYON KURMUŞ OLSAYDIK..."

Birincisi önemli husus; anayasal zorunluluk. Yani Anayasal zorunluluğu olan bir hükümet kurduk. Tamamıyla tercih hakkının benim elimde olmadığı ve benim sadece özellikle TBMM'de grubu olan partilerin dağılımı itibariyle Meclis Başkanı'nın bildirdiği belli sayılar içinde hareketin olduğu bir tablo. Dolayısıyla anayasa zorunluluğuna riayet etmek birinci husustu. Buna riayeti esas aldığım için de malum CHP'den, MHP'den ve HDP'den 5+3+3 oranında isimler tespit ettim. Bunun tespiti anayasal bir zorunluluktu. Fakat bu isimleri tespit ederken hep şunu da göz önünde bulundurdum; temsil kabiliyeti olsun ve birlikte diyelim CHP ile ya da MHP ile koalisyon kurmuş olsaydık, tabi o zaman takdir sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin olacaktı kimlerin gireceği ile ilgili ama, onların da tercih edebileceği isimler muhtemelen bunlar olurdu diye düşünerek devlet tecrübesine sahip olan, belli alanlarda uzmanlığına benim de başka bir partide olmakla birlikte hürmet ettiğim isimleri öne çıkarmaya çalıştım.

"HERKESİN OLDUĞU BİR RESİM OLSUN İSTEDİM" 

Bu anayasal zorunluluğu 3 üye evet dedi, bir isim MHP'den ikisi HDP'den. Ve anayasal zorunluluk bu anlamda yerine getirilmiş oldu. O aşama ortaya çıkınca bu sefer madem ki ben tam olarak bu tabloyu gerçekleştiremedim ama Türkiye'nin resmi buraya yansısın dedim. Herkesin olduğu bir resim olsun istedim. Belli tercihleri buna göre yapmayı tercih ettim.

Türkiye'den her rengin temsil edildiği, Kürt, Türk, Alevi, Zaza, MHP'li, gençliğinde birbirleriyle karşı karşıya durmuş iyi bir kabine kurduğumuz düşüncesindeyim. Sonucunun da hayırlı olacağı düşüncesindeyim.

AK Parti'den 13 bakanlığı 11'e düşürdük, bu bir zorunluluktu. Kimse 'Bu isim ne arıyor' demesin diye uzmanlığa baktım.

"BU BİR AK PARTİ HÜKÜMETİ DEĞİL..."

Bu bir AK Parti hükümeti değil, Anayasal bir hükümet, Anayasal zorunluluk söz konusu. Bu görev bana verilmeden önce diğer partilerin tüm isimlerine tek tek baktım. Hiçbir önyargı olmadan öz geçmişlerini incceledim. Reddedenler AK Parti hükümetini reddetmiş olmadı, Anayasa'nın sınırlarının dışına çıkmış oldular. Bir tek bu hükümetle olan açıklamamı Başbakanlık'ta yaptım, öncekileri AK Parti Genel Merkezi'nde yapmıştım.

"BU BENİM MESELEM DEĞİL DESEYDİM, ANAYASAL KRİZ ÇIKARDI"

Bahçeli bugün kendisine yakıştıramadığım ifadeler kullanmış. Liste tamamen benim tarafımdan hazırlandı. Bu "ahlaksız teklif" tabiri benim yüreğime dokunan bir kelimedir. Çünkü bana değil Anayasa'ya söylenmiş oldu. Oluşan teamül yine hukuki bir zorunluluktur. Keşke içtihatı başka türlü oluşturmuş olsaydık. Ben Cumhurbaşkanı'na "Diğer partiler gibi, bu benim meselem değil, benimde kongrem var, sonra da seçime gideceğim, kusura bakmayın" deseydim, Anayasa ne yapılacağını yazmamıştı. Çok daha büyük bir anayasal kriz çıkardı. Türkiye'de hükümet boşluğu doğardı. Ve bu konuda benim bunu deme hakkım, sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Bahçeli'ninki kadar vardı ama demedim.

TÜRKEŞ TARTIŞMASI

Sayın Türkeş'e ben mektup yazıp gönderene kadar hiçbir temasım olmadı. Aile geçmişini de bildiğim için verdiği cevaba hiç şaşırmadım. Türkeş ile daha önce görüşmem olmadı. Sayın Türkeş, Milliyetçi Hareket Partisi'nin milletvekili olarak anayasanın gerektirdiği bir vazifeyi yapmak üzere 'evet' dedi, AK Parti'ye geçmek üzere 'evet' demedi. Onun için sormadım, konuşmadık. 'Siz partiden ihraç edilirseniz ne olur' diye düşünmem ben. Çünkü o zaten böyle bir ihtimali göz önüne alarak, dirayetli, cesur bir karar almış. Alternatifini düşünerek o kararı almamış.

Bu bir devlet görevidir. Devlet görevi üstlenenlerin, devlet görevi yaparken; görev başladığında o anda bütün herkes benim gözümde vatandaş olarak eşittir. Devlet için diğer partilerle bir araya gelmekten kaçınmadım. Türkeş'in şu an bunu yapmazsam ileride bunu yapamam' dediğini düşünüyorum.

"LEVENT TÜZEL'İN HAYIR DEMESİ BAŞKA ŞEYLERE DAYANIYORDU"

'Hayır' diyen herkese şaşırdım. Onları tanıdığım kadarıyla tercih kararlarına şaşırdım. Levent Tüzel'in 'hayır' demesi başka şeylere dayanıyordu. Farklı bir 'hayır' o.

"SÜMEYYE ERDOĞAN'A EVLİLİK TEKLİFİ İDDİASI"

Sümeyye Erdoğan olayı beni çok üzdü. Hem akademik hayatımda hem de geçmişini bildiğim, tanıdığım, kızım gibi gördüğüm, ahlak abidesi bir genç hanıma söylenenler beni çok üzdü.

İLK BAKANLAR KURULU NE ZAMAN?

Bakanlar Kurulu toplantısı Pazartesi ya da Salı günü olur. Başbakan Yardımcısı arkadaşlarım benim dava arkadaşlarımdır. AK Parti içinde yerleri ayrıdır. Fakat Bakanlar Kurulu'nda hiçbir arkadaşımın birbirinden farkı yoktur.