Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, "Esad rejimi ile müzakere etmeye mecburuz" açıklamasını yapan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'e tepki gösterdi.
Başbakan Davutoğlu, "Esed'in elini sıkarsanız, o sıktığınız el tarih boyunca insanlık vicdanının hafızasından silinmeyecektir" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu AK Parti grup toplantısında gündeme ilişkin konularda milletvekillerine hitap etti. İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:
ORTAK BAYRAM KUTLAYACAĞIZ
Çanakkale'de şehit düşenlerin çocukları ve torunları bugün Türkiye'nin asli unsurlarıdır. Ayrım yapılmasına asla izin vermeyeceğiz. 21 Mart'ta Nevruz kutlaması yapılacak, bunun arefesindeyiz. Bu kutlamada 2 taraf olacak. Bir kesim bunu sadece bir hikayeye dayandıracak. Biri Mezopotamya diğer Orta Asya. Ama bizler bu bayramı ortak bayram olarak kutlayacağız, omuz omuza kutlayacağız. Biz Çanakkale Savaşı'nda kahramanlığın ürünü olan Türkiye Cumhuriyeti'nin fertleriyiz.
ELEKTRONİK HARP TEKNOLOJİSİ KURULUYOR
Biz cihan devleti olurken İstanbul'un fethi için Urban'a o topları döktürdüğümüz için olduk. 15 sene önce tank modernizasyonu için İsrail'e gidiyorduk. Şimdi elektronik harp teknolojisi ile kendi harp techizatımız olacak. Kimseden izin istemeyeceğiz. Karar aldık mı sistemi uygulayacağız.
ASELSAN DÜNYADA 67. BÜYÜK SAVUNMA SANAYİİ ŞİRKETİ
Savunma sanayiini geliştirmemiş ülkelerin istikbali olamaz. ASELSAN'ın geliştirdiği teknolojiler sayesinde savaşmadan savaşı kazanacağız. TSK ve devletimizi öylesine muktedir hale getiriyoruz ki Dedem Korkut'un rüyası gerçek hale geliyor. Aynen Kıbrıs savaşında olduğu gibi teknolojiyi ithal ettiğiniz zaman onlara muhtaç kalıyorsunuz. ASELSAN dünyada 67. büyük savunma sanayii şirketi.
İnşallah 2023'e geldiğimizde, kendi savaş uçağımızı, kendi tankımızı, kendi savaş gemimizi, kendi elektronik harp teknolojimizi kurmuş, kimseye, hele hele namerde hiç muhtaç olmamış Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geleceğini inşa etmiş olacağız.
Biz, herhangi bir mezhep veya etnisite ayrımı yapmadık. Allah şahittir ki Anadolu sınırlarına gelen kim olmuşsa aldık. Bir tek kişiyi düşüncesi, mezhebi, etnisitesi dolayısıyla dışarıda bırakmadık.
O SIKTIĞINIZ EL İHSANLIK VİCDANININ HAFIZASINDAN SİLİNMEYECEKTİR
Şimdi bazı aykırı sesler duyuyoruz. İnsanlık vicdanıyla çatışan, insanlık vicdanını isyan ettiren sesler duyuyoruz Batıdan, efendim Esed ile müzakere edilmeliymiş. Bugün bu katliamlardan sonra kırmızı çizgi diye çektiğiniz kimyasal silahların kullanımına rağmen hiçbir cezalandırma yöntemi kullanmadığınız Esed'in oturup elini sıkarsanız, o sıktığınız el tarih boyunca insanlık vicdanının hafızasından silinmeyecektir. Ha Hitler'in eli sıkılmış, ha Miloseviç'in eli sıkılmış, ha Radovan Karadzic'in eli sıkılmış, ha Saddam'ın eli sıkılmış, ha Esed'in eli sıkılmış.
VEBALİ OMUZLARINDA TAŞIRLAR
Nasıl Hitler Polonya'ya girdiğinde sessiz kalınması büyük bir zulmün önünü açmışsa, nasıl Saddam Halepçe'ye kimyasal silah kullandığında o zamanki Batılı liderler sesiz kalmışsa ve sonunda Körfez Savaşı arkasından, Amerikan müdahalesi arkasından mezhep savaşlarının o büyük acıları yaşanmışsa, bugün Esed'in elini sıkmayı düşünenler bundan sonra Ortadoğu'da olacak her türlü zulmün vebalini omuzlarında taşırlar. Evet bizim o kendi halkına zulmetmediği zaman onunla iyi ilişkilerimiz vardı. Kendi halkına zulmetmeyen kimseyle bizim derdimiz olmaz. Kimsenin içişlerine karışmayız, herkes kendi toprağında huzur içinde yaşasın isteriz, hiç kimsenin toprağında gözümüz yok. Bunu da 12 yıllık AK Parti iktidarlarının her aşamasında gösterdik.
ZALİMİN YANINDA YER ALMADIK
İlişkilerimiz iyi olurken de gösterdik. Ama biri zulüm yaparsa ama biri kendi halkının ve başka halkların üzerine tanklarla, toplarla, kimyasal silahlarla giderse işte o zaman 'dur' deriz. Gücümüz yettiğince 'dur' deriz. Yetmediği yerde sesimizi yükseltiriz ama hiçbir zaman zalimin yanında, aynı fotoğrafın içinde yer almadık, almayacağız."
ALNIMIZ AK VE AÇIKTIR
Gerçi yalanladılar. O yalanlamayı memnuniyetle karşılıyoruz. Ama buradan bütün batı kamuoyuna Avrupa ve Amerika’ya sesleniyorum. Avrupa’da demokrasi olduğunda, insan hakları söz konusu olduğunda, bunu onların doğal hakkı olarak görüp sonra Suriye halkı, Mısır halkı demokrasi istediğinde, 'siz hele bekleyin Müslümanların demokrasi ve özgürlükle yaşaması, onların hakkı değildir' deyin. Suriye rejimiyle ya da Mısır’daki dikta rejimiyle işbirliğine kalkarsanız, dünya da hiçbir samimiliğiniz kalmaz. Bizim ise ilkemiz açıktır, sözümüz bellidir, alnımız ak ve açıktır.