Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Balkanlar'ı içine alan bir coğrafyayı hayal ediyor.
Abone olBakan Davutoğlu'na göre AK Parti Arap Baharı'nı tetikledi. Davutoğlu, "28 Şubat devam etseydi ilk önce belki de Türk Baharı yaşanırdı" iddiasında bulundu.
Türk dış politikasına yön veren Davutoğlu kabinenin öne çıkan isimlerinden. Yeni Osmanlıcılık akımını yayan isim olarak dikkatleri çeken Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Saraybosna yolunda Bugün yazarı Gülay Göktürk'e önemli açıklamalarda bulundu. İşte iki kritik soru ve cevapları:
1911 SINIRLARINA DÖNÜLECEK
Peki, sınırlarımızı 1911’e döndüreceğiz demek, açık bir nüfuz bölgesi kurma ilanı değil midir? Böyle bir niyet açıklaması komşularla nasıl bir restorasyon sağlayacak? Aksine, bu söylem ilişkileri zehirlemez mi?
Davutoğlu bu fikre katılmıyor. Ona göre 1911 sınırlarına dönmek demek, 1911 ile 1923 yılları arasında kimlerle aramıza duvar örülmüşse, kimlerle sorun yaşamışsak bunları aşmak ve bu halklarla kucaklaşarak tekrar birbirimizin sınırlarına saygı göstererek ama sınırları anlamsızlaştırarak yeni bölgesel düzenler kurmak demek. Şöyle soruyor: "Allah aşkına Türkler’le Araplar arasında, Fransa ile Almanya arasında olandan daha çok mu savaş oldu? Onlar sınırları kaldırıyor ve bu bir hegemonya olmuyor da bizimki neden olsun? Ekonomik ve kültürel sınırlarımız siyasi sınırlarımızın ötesine geçecek, bu coğrafyanın zarureti bu. Bu bir hegemonya için değil. Onlar için de geçecek. Mesela İstanbul’da daha çok Balkan kökenli göreceğiz. Daha çok Ortadoğulu göreceğiz. Biz Şam’a, Kahire’ye, Trablusgarp’a nasıl gidiyorsak onlar da İstanbul’a gelecek. Bunu da ortak değerler temelinde yapacağız. Nedir bu ortak değerler: Ortadoğu’da savunduğumuz; demokrasidir, halkların iradelerine dayalı sistemlerdir, ekonomik karşılıklı bağımlılıktır, kültürel hoşgörüdür, etnik ve mezhebi çoğulculuktur. Ve biz bunu yeni değil yedi senedir söylüyoruz."
‘DEĞİŞİMİN İÇİNDEYİZ’
Peki ya Ortadoğu’daki değişimi yöneteceğiz cümlesi? Burada apaçık bir hegemonik üslup yok mu?
Davutoğlu bu soruyu da şöyle cevapladı: "Evet, değişimi yöneteceğiz dedim. Ama bunu söylerken bizi de dışlamadan söyledim. Bu değişimin biz içindeyiz. Eğer Türkiye’deki restorasyon ve AK Parti olmamış olsaydı Arap Baharı bu ölçekte yaşanmayabilirdi. Türkiye’de bu yaşanmasaydı 28 Şubat devam etseydi ilk önce belki de Türk Baharı yaşanırdı. "Değişimi biz yöneteceğiz" derken Türkiye’yi ayırmıyorum, bu bölge halkları beraber yönetecek demek istiyorum. Birileri diyor ki siz Amerika adına bu bölgeyi dizayn ediyorsunuz. Buna benim cevabım, hayır bu değişim spontane bir değişimdir. Arap halkına hakaret ediyorsunuz. Kendi başına hiçbir şey yapamaz bir halk olarak görüyorsunuz. BunuAmerika’ya falan yüklemeyin bu halk kendi onurunun peşindedir. Başkasının büyük Orta Doğu gibi bir ihalesi yok."