BIST 9.673
DOLAR 35,16
EURO 36,58
ALTIN 2.959,13
HABER /  POLİTİKA

Davutoğlu yeni Türkiye'yi anlattı!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, iş çevreleriyle bir araya geldi, yeni Türkiye'yi anlattı. İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları;

Abone ol

Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni Türkiye'yi dört omurga üzerinde inşa edeceklerini söyledi. Emekçinin ve yatırımcının kendilerini güven içerisinde hissetmeleri gerektiğini belirten Davutoğlu, ekonomik anlamda ilerleyebilmek için Türkiye'nin en önemli kazancının insan kaynağı olduğu kaydetti.

Ahmet Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nde iş çevreleriyle bir araya geldi Türkiye'nin ekonomik hedeflerini anlattı. 1 Kasım'da AK Parti'nin ortaya koyduğu vizyonun

7 Haziran sonrası bir çok konuda kaygıların ne kadar arttığını gördük

büyük ilgi gördüğünü ve önümüzdeki dönem için emanetin tekrar kendilerine verildiğini söyleyen Davutoğlu, ekonominin sağlam biçimde muhafaza edilmesi gerektiğini kaydetti. İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları;

 "Önümüzde 1 Kasım seçimleri sonrası ortaya çıkan siyasi tabloyla 4 yıllık bir istikrar dönemi var. Daha uzun sürecek bir istikrar dönemi var, mutlaka 4 yıldan sonra da istikrar devam edecek. Bu 4 yıl içinde başka bir seçim kesintisi olmayacak.

SİYASETİ VE EKONOMİYİ YAPILANDIRMAK

Eğer biz ekonomimizi ve siyasetimiz yeniden yapılandıramaz ve yeni bir ruhla reform bilincini hayata her kesime yayamazsak bir müddet sonra bu makroekonomik dengeler bize kalıcı ve sürdürülebilir bir kalkınmayı beraberinde getiremeyebilir. Öyle bir ekonomik süreçten geçiyoruz ki büyüyemeyenler durdukları yerde saymıyorlar, geriye gidiyorlar" açıklamasında bulundu.

"4 HUSUSA DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORUM"

Önümüzdeki dönemde kalkınmanın ve gerçek anlamda dünyayla rekabet eden bir ekonomik performansın gösterilmesi için siyasi perspektifimizi de yansıtan 4 saç ayağını tabiri caizse, 4 ana omurgayı, hepimizin kabul ettiği kanaatindeyim. Birincisi, öngörülebilir bir siyasal düzen, demokratik ve özgürlüklere dayalı ve gelecek perspektifi olan bir siyasal düzen olmaksızın, bu küresel kriz ortamında karar almak da mümkün olmaz, o kararı uygulanmak da mümkün olmaz.

İNSAN HAKLARI VE HUKUK

Varsa aksayan hukuk düzeninde, bu hukuk düzeninde aksayan hususları da 17 Nisan'da açıkladığımız yargı reformuyla aşacağız. Türkiye'de yatırım yapan dış yatırımcı da Türkiye'de yatırım yapmakta olan iç yatırımcı da bilsin ki girişim özgürlüğe saygı esastır ve bu girişim özgürlüğü çerçevesinde yapılan bütün taahhütler hukuk düzeni tarafından koruma altındadır. Hukuk düzeninde herhangi bir şekilde 'kayırmacılık ya da ayrımcılığa' tabi olma gibi bir kaygı kimsenin zihninde bir kaygı olmamalıdır.

ÜRETKEN, VERİMLİ VE GELİR ADALETİNE DAYALI BİR EKONOMİK DÜZEN VURGUSU

Üretmeyen ve kendini geliştirmeyen gelir adaleti demek fakirlikte adalet demektir. Yoklukta adalet en kolay ulaşılabilir adalettir ama sonunda büyük çalkantılara sebebiyet verir. Biz varlıkta adaleti sağlamak istiyoruz, yani daha yüksek kişi başına gelir, daha iyi bir gelir dağılımı ve büyüyen üreten verimli bir şekilde kendi içinden kaynak üretebilen sürdürülebilir bir kalkınmayı teminat altına alacak bir ekonomik düzen.

SOSYAL DÜZEN

Dördüncüsü ise insan onuruna yakışır biçimde eğitim ve sağlık gibi ve herkesin onurlu biçimde belli bir standartta yaşadığı sosyal düzen anlayışı!

Yeni Türkiye'yi ifade ederek ortaya koyduğumuz hususlar bu dört maddede yer almaktadır. Bu hedefe nasıl ulaşacağız? 13 yıllık birikimimiz gösterdi ki büyük bir insan kaynağımız var. Bunları harekete geçirdiğimizde birçok doğal kaynaktan daha faydalı hale getirecektir.

DAVUTOĞLU'DAN MUHALEFETE YENİ ANAYASA ÇAĞRISI

Hiçbir önyargı içermeden, hiçbir kayıp ve kısıtlama olmadan, Türkiye’nin sivil bir anayasaya geçişi için yeni bir girişimde de bulunacağız. 12 Eylül darbe anayasasına tabiri caizse başkaldırmış biri olarak, bugün Türkiye Cumhuriyeti hükümeti başbakanlığı görevini yürütürken aynı darbe anayasasıyla idare edilmesinden ızdırap duyuyorum. Türkiye'ye artık bu anayasa gerçekten dar gelen bir anayasa. Öyle bir anayasa yapalım ki, birlikte, ne darbeler ne başka vesayet sistemleriyle, önümüzdeki 2-3 asırda değiştirilecek nitelikte olmasın. Öyle bir anayasa yazalım ki herkes kendisini o anayasada bulsun, öyle bir anayasayı birlikte yazalım ki devletin insana karşı olan görevlerini hatırlatsın."