BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  POLİTİKA

Davutoğlu Wall Street Journal için makale yazdı

Başbakan Ahmet Davutoğlu Wall Street Journal gazetesi için makale kaleme aldı.

Abone ol

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin DAEŞ tehdidini yok etmek için her türlü adımı atmaya ve koalisyon ortaklarıyla savaş vermeye devam edeceğini bildirdi.

Davutoğlu, The Wall Street Journal gazetesinde yayınlanan "Türkiye terör karşısında sarsılmayacak. Ülkem, potansiyelini terörün nihilizmine heba ettirmeyecek kadar büyük ilerlemeler kaydetti" başlıklı makalesinde, Türkiye'nin ekonomik kalkınması ve terörle mücadelesine ilişkin görüşlerini paylaştı.

AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana Türkiye ekonomisinin başarı ve istikrarla birlikte anıldığını belirten Davutoğlu, bu başarının, içeride ve dışarıda birçoklarının, "Türkiye'nin uluslararası makroekonomik zorlukların üstesinden gelemeyeceğine" inandığı bir dönemde yakalandığını kaydetti.

Davutoğlu, AK Parti iktidarının gerçekleştirdiği yapısal reformlar sonucu Türkiye'nin OECD'de en hızlı büyüyen ekonomi haline geldiğini ifade ederek, 2010-2014 arasında ortalama yüzde 5,4 büyüme sağlandığını, geçen yılki yüzde 4'lük büyümenin birçok yükselen ekonominin iki katından fazla olduğunu belirtti.

"Geçmiş 10 yılda sağlanan başarı daha ileri gitme yönündeki kararlılığımızı azaltmadı" değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, bu yıl güçlü iç talep ve AB'deki toparlanmayla yüzde 4,5'lik büyüme hedeflediklerini vurguladı.

Davutoğlu, yapısal reform gündemini uygulayacaklarını ve bunun büyümeyi daha kapsayıcı hale getireceğini, yeni iş imkanı sağlayacağını ve yaşam standardını yükselteceğini bildirerek, AB üyelik süreci reformlarıyla bu gündemin Türkiye'de sürdürebilir büyümenin koşullarını oluşturacağını kaydetti.

Türkiye'nin ekonomik başarı hikayesinin küresel ölçekte değerlendirilmesi gerektiğini de ifade eden Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin ekonomik angajmanları her zaman uluslararası ilişkiler yönetiminin merkezine koyduğuna işaret etti.

SİYASETTE YENİ YAKLAŞIM

Davutoğlu, Türkiye'nin AB ile ekonomik entegrasyonu derinleştirmek için adımlar attığına vurgu yaparak, AB ile Gümrük Birliği Anlaşmasını hizmet sektörü, kamu alımları ve tarımı da içerecek biçimde geliştirdiklerini belirtti.

 "Tam fonksiyonel bir demokrasi olmadan serbest ekonomi olmaz" ifadesini kullanan Davutoğlu, Türkiye'nin istikrarlı başarısının bu inançla sağlandığını bildirdi.

Davutoğlu, bir tarihçi ve diplomat olarak sadece sözlerin değişimi sağlayamayacağını bildiğini aktararak, "Bu nedenle ekonomik büyümeden tüm toplumun yararlanması için çaba harcıyoruz. Bu, hükümetimizin siyasette Türk halkının ihtiyaçlarını yansıtan yeni bir yaklaşım, yeni bir siyasi üslup ve yeni bir diyaloğu arzulamasının bir yansımasıdır" yorumunu yaptı.

Türkiye'nin ekonomik büyümesinin kapsayıcı olduğunu vurgulayan Davutoğlu, 2007'den bu yana 7 milyon yeni iş imkanı oluşturulduğunu, iş gücü piyasasına katılım ve eğitim oranının önemli ölçüde yükseldiğini belirtti.

Davutoğlu, Türkiye'nin kapsayıcı yaklaşımıyla sığınmacı krizinde benzersiz destek sağladığına da değinerek, Türkiye'nin, Beşşar Esed rejiminin barbar katliamından kaçan 2,5 milyon Suriyeliyle dünyada en fazla sığınmacıyı barındıran ülke olduğuna işaret etti. 

Türkiye'nin sığınmacı krizindeki tutumunun benzersiz olduğunu kaydeden Davutoğlu, bunun için 8 milyar dolardan fazla para harcandığını, sığınmacılar için en iyi imkanların hazırlandığını, çalışma izni verildiğini, ihtiyaç içinde olanlara destek olmaya devam edeceklerini bildirdi.

SULTANAHMET SALDIRISI

Başbakan Davutoğlu, Sultanahmet Meydanı'nda yaşanan terör saldırısına ilişkin ise "Bu son terör saldırısı, Suriye krizi ve terörizmin küresel yükselişi karşısında koordineli uluslararası tepki verilmesi gerekliliğinin altını çizmiştir" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, şunları kaydetti:

"DAEŞ ya da sözde İslam Devleti'nin tarihi mabede bu kadar yakın saldırı düzenlemesi kendilerinin dinle ilgilerinin olmadığını göstermektedir. Bunlar ölüme tapan ve hayatı reddeden nihilistlerdir. Bir kez daha altını çizmek isterim ki, terörün ne dini, ne milliyeti ne de değer yargısı yoktur.

Geçen hafta gerçekleşen barbar saldırının kurbanlarının yasını tutarken küresel terörün yayılmasına karşı kolektif kararlılığımız güçlenecektir. Türkiye, sınır ötesinde bu tehdidi yok etmek için her türlü adımı atmaya ve koalisyon ortaklarıyla beraber bu tehditle savaşmaya devam edecektir.

Bir neslin potansiyelinin terörün nihilizmiyle heba olma ihtimali bağışlanamaz bir durum olurdu. Bu riski nihai olarak yok etmek, müşterek ve tarihsel sorumluluğumuzdur."