BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,94
ALTIN 3.004,55
HABER /  EKONOMİ

Davutoğlu seferberlik çağrısı yaptı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, hükümet olarak rekabet dünyasına şirketlerimizi hazırlamak zorunda olduklarını söyledi.

Abone ol

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Topyekün bir seferberliğe herkesi davet ediyorum. Ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşması için yeni bir inovasyon seferberliği, uygulamalı buluş, uygulamalı yenilik seferberliği yapmamız gerekiyor" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından İstanbul'da düzenlenen "Türkiye İnovasyon Haftası 2014 İstanbul'da" konuştu.

"AKSİ TAKDİRDE DÜNYADA REKABET EDEBİLECEK İMKANI BULAMAYIZ"

Başbakan Davutoğlu, "Rahmetli Turgut Özal ile başlayan dünya ekonomilerine açılma döneminde rekabet ister istemez gündemin birinci maddesi oldu. Zorlu süreçlerden sonra Gümrük Birliği'ne girdikten sonra daha çetin rekabet şartları oluştu. Tabiri caizse zorluk arttıkça ihracatçılarımızın ve sanayicilerimizin vizyoner bakışında da büyük bir atılım gerçekleşti. 2002'den bugüne baktığımızda artık düşük teknolojiye dayalı ürünlerin ihracatımızdaki payı gittikçe düşüyor. Toplam imalat sanayinin ihracatımızdaki payı yüzde 92,6, yüksek teknoloji yüzde 3,7, orta yüksek teknoloji ise yüzde 31,9. Yani yüksek ve orta yüksek teknoloji şu anda yüzde 35 civarına geldi. Bizim hedefimiz 2018 sonuna kadar bunu yüzde 40'a çıkarmak, ama mutlaka 2023'e geldiğimizde yüksek teknolojiye dayalı ürünlerin ihracatımızdaki payını yüzde 15'e çıkarmak. Aksi takdirde dünyada rekabet edebilecek imkanı bulamayız" dedi.

"BU SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DURUM DEĞİL"

Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasıla'da (GSMH) dünya 17'ncisi, küresel rekabette 45'inci olduğunu kaydeden Başbakan Davutoğlu, "İnovasyonda ise 54'üncüyüz. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Eğer biz ilk 10'a gireceksek, küresel rekabette de yüzde 45'lerden mutlaka yüzde 10'lara doğru yükselmemiz, inovasyonda en azından yüzde 20'lere doğru yeni bir sıçrama yapmamız lazım. Aksi takdirde tekerlek patinaj yapmaya başlar ve kendimizi tekrar etmeye başlarız" diye konuştu.

"HER TÜRLÜ GAYRETİ GÖSTERMEYE HAZIRIZ"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye İnovasyon Haftası'nın gelenekselleşmesinin, yıllık bir muhasebe yapma olanağı sağlayacağını
vurguladı. Davutoğlu, "Artık Türkiye, kalıplarını aşan ve kalıpları içinde tutulamayacak ölçekte dinamik bir nüfusa sahip bir ülkedir. Bu dinamik nüfusu, insan gücünü, insan odaklı ekonomiyi, bilgi, teknoloji odaklı ekonomiyle birleştirmemiz lazım. Bu çerçevede hükümet olarak üzerimize düşen her türlü gayreti göstermeye hazırız, ama bu ortak bir seferberlikle başarıya ulaşacak bir hedeftir. Üniversitelerimiz, bilim adamlarımız, tasavvur gücü yüksek temel bilim kabiliyeti ve birikimi yüksek yeni bir nesil yetiştirmek durumunda, iş dünyamız, bu tasavvurları, tezleri, Ar-Ge'lerde teknolojiye dönüştürebilecek kabiliyete ve imkanlara sahip olmak durumunda, onların biriktirdiği bu imkanlarla birlikte hükümetimiz, devletimiz de bu imkanlara dayalı olarak vereceği teşvikle uygulayacağı dinamik politikalarla ticarileşme ve rekabet dünyasına şirketlerimizi açacak bütün imkanları hazırlamak durumunda. Topyekün bir seferberliğe herkesi davet ediyorum. Ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşması için yeni bir inovasyon seferberliği, uygulamalı buluş, uygulamalı yenilik seferberliği yapmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"TEMEL BİLİM ALANLARINDA CİDDİ BİR YENİLENME İHTİYACIMIZ VAR"

Davutoğlu, "Hepinizi inovasyona davet ediyorum. İnovasyon güzel bir kelime, İngilizce olarak kullanıldığında da karşılığı olan bir kelime. Ama bu kelimenin güzel Türkçemizdeki karşılığını inove etmemiz lazım. Yani bir Türkçe karşılığı bulunarak, bu Türkçe karşılıkla anmamız lazım. Mesela Ar-Ge gibi. 'Uygulamalı yenilik' ya da 'uygulamalı buluş' şeklinde Türkçemizde de karşılığını bulmak ve onu kullanmak lazım" ifadesini kullandı. "Teknoloji aktarabilir ama yeni teknoloji geliştiremez" diyen Başbakan Davutoğlu, "Üniversitelerimize çağrıda bulunuyorum. İnovasyonda eğer gerçek bir sıçrama yapacaksak, mutlaka temel bilim alanlarında ciddi bir yenilenme ihtiyacımız var. Maalesef üniversitelerimizde temel bilim alanları hala istediğimiz düzeyde değil. Uluslararası akademik katkı anlamında da temel bilimlerde, yeterli, özgün katkı yapabiliyor durumda değiliz. Buna bağlı olarakgenç beyinlerin, bilim adamlarının o bilgilerden bir inovatif düşünceye geçiş için mutlaka tasavvur etme, tasarım geliştirme kabiliyetine sahip olması lazım" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, akademisyenlik döneminde başarılı bir doçentin tez sınavında geçemeyince kendisine "Bilgi yetmiyor mu?" diye sorduğunu, ona "Bilginin olması yetmiyor. Bilginin mutlaka bir tasarımla bir tasavvurla yeni bir paradigmaya dönüşmesi gerektiğini, bilgilerinin kuru bir malumat mahiyetinde" olduğunu söylediğini anlattı.

"BİLİM ALANLARINA KATKIDA BULUNUN, BURSLAR VERİN"

Başbakan Davutoğlu, iş adamlarından sadece teknoparklara değil, üniversitelerin temel bilim alanlarına da katkıda bulunmalarını istedi.
"Üniversitelerimizin temel bilim alanlarına katkıda bulunun, burslar verin. O temel bilim alanlarında laboratuvar gelişimine özellikle katkıda bulunun çünkü bunun olmaması halinde üniversitelerimiz veya öğrencilerimiz için eğitim demek, sadece pratik meslek sahibi olacakları alan demek. Onun için birinci aşamada, yani tasavvur ve tez üretme, yeni fikir üretme aşamasında eğitim sistemimizi gözden geçirmeye ihtiyacımız var. Bu, bizim sorumluluğumuz. Hükümet olarak, yükseköğretim kurumu olarak, eğitim olarak ama aynı zamanda iş dünyamızın da buna gerekli katkıda bulunabilmesi lazım. Bu tasavvurdan fikre geçişle birlikte yeni bir fikir, yeni bir tez, yeni bir buluş ortaya çıktığında, bu buluş marjinal bir düşünce olmaktan çıkıp, bir gerçek keşif haline dönüşecekse burada uygulama aşaması geliyor. Yani Ar-Ge aşaması, teknoloji aşaması. O tezi mutlaka teknolojiye dönüştürecek o yeni düşünceyi teknolojiye aktaracak araçlara sahip
olmamız lazım. Bu da Ar-Ge merkezleriyle olur"

"MUHTEMELEN 20 GÖRÜŞMEYİ 5-6 GÜNDE YAPMAK DURUMUNDA KALIRDIM"

Başbakan Davutoğlu, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde çalışma arkadaşlarına "Acaba cep telefonu yokken diplomasi nasıl yapılır?" diye sorduğunu aktardı.
Davutoğlu, "Bir krizin çözümü için bazen bir günde 20 dışişleri bakanıyla görüştüğümü hatırlıyorum. 20 dışişleri bakanıyla cep telefonuyla... Eğer olmamış olsaydı diplomasi muhtemelen bu 20 görüşmeyi 5-6 günde yapmak durumunda kalırdım
ve muhtemelen de o kriz o 6 günde büyür ve çözülemez hale gelirdi ya da yeni bir kriz başlardı. Teknolojinin, o güzel düşüncenin insanların normal hayatındaki ritmi de değiştirebilmesi, çabuk ticarileşebilmesi, çabuk kullanılabilir ve insan
hayatını değiştirebilir nitelikte olması lazım. Bu çerçevede de Türkiye'de de aslında yeni fikir ve inovasyonu ticarileştirme konusunda, patent, markalaşma hususunda birtakım zorluklar var. Bunu istediğimiz ölçüde başaramıyoruz, burada ciddi bir sıçrama yapmamız lazım. Ama teknoloji kullanımında ve teknolojiye intibakta olağanüstü kabiliyetli ve istekliyiz. Çok kısa sürede teknolojiye intibak ediyoruz. O sebeple de dışarıda üretilen bir teknolojinin ticarileşmesi sebebiyle içeride hemen yaygın alan buluyor. Bu sebeple de bizim ithalatımızda yüksek teknoloji ürünlerin payı ihracatımızdaki paydan çok yüksek. Yüksek teknoloji ürünlerin bizim ithalatımızdaki payı yüzde 14,4, ihracatımızdaki payı ise sadece yüzde 3,7. Bu, şunu gösteriyor; biz teknoloji alıyoruz, hayatımıza intibak ettiriyoruz ama aynı hızda teknoloji üretip başkalarının hayatlarına girebilecek etkinliğe sahip değiliz. Yüksek teknoloji ürünlerin ithalatımızdaki
payının, ihracatımızdaki payının neredeyse 5 misli olduğu bir durumda siz, inovasyon ülkesi haline dönüşememişsiniz demektir" şeklinde konuştu.