BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,66
ALTIN 2.955,92
HABER /  POLİTİKA

Davutoğlu meydan okudu! Bize otoriter diyenler...

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda Cizre'deki yaralılar iddiası ve Güneydoğu'daki operasyonlar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Abone ol

Başbakan Davutoğlu, AK Parti Genel Merkez'inde gerçekleştirilen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında yaptığı konuşmada, katılımcıları selamlayarak, yeni dönemin ikinci toplantısında birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu belirtti.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bize dönüp zalim diyenler, bize dönüp otoriter, diktatör diyenler hiç utanmadan Said'in yüzündeki o acı tebessümü, anne hasretini görmeden, İpek hanımın gönlündeki 3,5 yaşındaki kızının muhabbetini hiç hissetmeden, dönüp o terör örgütüne hiçbir şey söylemeden, bu terör örgütü zulmü karşısında kahramanca mücadele eden askerimize, polisimize saldıranlara sesleniyorum. Zulüm görmek istiyorsanız gidin, bu iki kahraman kadını biri Türk, biri Kürt kadınını dinleyin" dedi.

"KAHRAMAN BİR ANADOLU KADININI ZİYARET ETTİM"

Toplantıya katılmadan önce, Diyarbakır'ın Çınar ilçesindeki terör saldırısında yaralanan Said Tan, annesi Meryem Tan ve İpek Çiftçi'yi ziyaret ettiğini anımsatan Başbakan Davutoğlu, "Birisi Meryem Tan, Mardin Derikli Kürt kökenli bir polis memurunun eşi, diğeri İpek Çiftçi, Hatay Kürt kökenli yine bir başka polis memurumuzun eşi. Bu iki hanım, Çınar'da altüst komşu olarak oturuyorlardı. İpek hanım, Meryem hanım için 'abla' diyor ve bir akşam hepimiz evlerimizde istirahate çekildiğimiz anda, bu iki güzel aile de istirahate çekildiklerinde hain bir el, bu güzel ailelerin çocuklarını, hanımlarını, beylerini hedef aldı. Bu saldırıda İpek Çiftçi, kahraman bir Anadolu kadını, eşi Şenol Çiftçi, Mevlide İrem adında 3,5 yaşındaki güzel kızını kaybetti. Şimdi hastanede, onu ziyaret ettim" diye konuştu. 

Meryem Tan'ın da 7 yaşındaki oğlu Said ile kızı Zehra'nın ve eşi Lokman Tan'ın olayda yaralandığını ve çeşitli hastanelerde tedavi altına alındıklarını anlatan Davutoğlu, "Burada bir iki ailenin kompozisyonuna baktığımızda bir Anadolu harmanı görüyorsunuz. Onların Çınar'da bulunma sebebi, Çınar'a hizmet etmek, oradaki insanların huzur ve sükununu sağlamak içindi" ifadelerini kullandı.

SUUDİA ARABİSTAN ZİYARETİ SÖZ VERMİŞTİ

Suudi Arabistan'a gitmeden önce, 22 gündür birbirini görmeyen anne Meryem Tan ile oğlu Said Tan'ı buluşturma sözü verdiğini aktaran Başbakan Davutoğlu, bugün bu sözünü yerine getirdiğini bildirdi.  

Meryem Tan'ın yüzünde yanık izi bulunan Said'i öpmek istediğini ve doktor izni ile öptüğünü vurgulayan Davutoğlu, ailenin büyük mutluluk yaşadığını kaydetti. 

Daha sonra Numune Hastanesi'nde İpek Çiftçi'yi ziyaret ettiğini belirten Davutoğlu, Çiftçi'nin onurlu, vakur duruşu olduğunu, eşini, kızını kaybettiğini ancak inancını kaybetmediğini ifade etti. 

"SİZİNLE YÜZLEŞMEYE HAZIRIM"

Hiçbir annenin bir daha böyle bir acı yaşamaması temennisinde bulunan Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Allah bir daha hiç bir anneye Kürt veya Türk, Suni veya Alevi hiçbir anneye bu acıyı yaşatmasın. Şimdi bize dönüp zalim diyenler, bize dönüp otoriter, diktatör diyenler hiç utanmadan Said'in yüzündeki o acı tebessümü, anne hasretini görmeden, İpek hanımın gönlündeki 3,5 yaşındaki kızının muhabbetini hiç hissetmeden dönüp, o terör örgütüne hiçbir şey söylemeden bu terör örgütü zulmü karşısında kahramanca mücadele eden askerimize, polisimize saldıranlara sesleniyorum. Zulüm görmek istiyorsanız gidin, bu iki kahraman kadını biri Türk, biri Kürt kadınını dinleyin. Eğer biraz utanma hissiniz varsa, gözlerinin içlerine bakarak şunu söyleyin, ondan sonra sizinle tekrar yüzleşmeye hazırım. Deyin ki 'Sizleri, o 3,5 yaşındaki Mevlide'yi, eşini katleden, oraya bomba koyanlar zalim değil ama oraların huzuru için sizlerle birlikte gece gündüz çalışanlar zalim' deyin. İşte o zaman sizinle bir daha tekrar tekrar yüzleşiriz."

Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:

Bu süreç bir uzlaşma süreci, uzlaşma noktalarını çoğaltma süreci olarak görülmelidir. Komisyonda yer alan diğer partilerin de uzlaşma ruhuna uygun, yapıcı, kapsayıcı ve ciddi katkılar vereceğine inanıyorum. Madem ki 'Türkiye'de yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu' konusunda hepimizin ortak bir kanaati var, kompleksiz bir şekilde ve konuyu kişiselleştirmeden, partileştirmeden tartışmamız lazım.

"ÜYE ARKADAŞLARIMIZ DURUMU DİLE GETİRECEKLER"

AK Parti, dün aldığımız kararla hem parti içinde bir mutfak oluşturacak ve anayasa çalışmalarını bizzat benim başkanlığımda toplanacak parti içindeki heyetle takip edeceğiz hem bu parti içindeki mutfağımızdan oluşacak fikirlerle uzlaşma komisyonu üyesi arkadaşlarımız orada görüşlerimizi dile getirecekler hem de sivil toplum kuruluşlarıyla, anayasa profesörleriyle, aydınlarla sürekli temas halinde Türkiye'nin ihtiyacına cevap verecek, çağdaş, kendi geleneğimizden gelen ama çağdaş demokratik kurallara sahip ve bu kurallarla desteklenmiş bir anayasayı yazabilmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.

"ANAYASA YAPIM SÜRECİNE İHANETTİR"

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılacak olan bir anayasa çalışması için Cumhurbaşkanımızı hedef almak, Cumhurbaşkanımıza hakaretler yöneltmek, Cumhurbaşkanımızı bu tartışmanın merkezine yerleştirip bu tartışmayı şahsileşen bir tartışma haline dönüştürmeye çaba sarf etmek anayasa yapım sürecine ihanettir. Bu mesele hiçbirimizin şahsi meselesi değildir.