BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Davutoğlu Kılıçdaroğlu'nu takım oyunu ile vurdu

Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.

Abone ol

CHP'nin açıkladığı Alevi paketini eleştiren Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'na istifa ve ihraçlarla sarsılan ana muhalefetteki karışıklığı gündeme getirerek cevap verdi:

"Şöyle bir takım düşünün, herkes topu ayağına alıyor, kendi oyununu onuyor, birisi de kendisini antrenör sanıp ortada dolaşıyor. CHP'nin iki yakası biraraya gelmiyor."

Çözüm sürecinin kararlılıkla sürdürüleceğini belirten Davutoğlu, HDP'ye "şiddeti kına", PKK'ya da 'ülkeyi terket' çağrısı yaptı.

Davutoğlu, Türkiye'nin 1 Aralık’tan itibaren G-20'de dönem başkanlığını üstleneceğini duyurdu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti grup toplantısında milletvekillerine hitap etti. Birçok başlıkta önemli açıklamalarda bulundu. İşte o konuşmanın öne çıkan satır başları:

EKONOMİDE REFORM PAKETİ

Enerji, sağlık, havacılık, uzay, otomotiv, raylı sistemler gibi çok değişik alanlarda ciddi bir hamle dönemini başlatmış bulunuyoruz. 12 yıldır ülkemizin ekonomik alanda katettiği mesafe ve başarı hikayesi herkesçe malumdur. Şimdi buna reel sektörü canlandıran bu hamle ile yeni boyutlar kazandırıyoruz. G-20 zirvesi'nden sonra döndüğümüzde inşallah makro ekonomik dönüşüm programlarından ibaret olan 8 madde, sektörel dönüşüm programını ve sosyal boyut ağırlıklı ayrıca 8 sektörel dönüşüm programı ile aslında bu paketin bir bütünlük içinde 2023 Türkiye'sine gidişin ana unsurlarını tespit etmiş olacağız.

PUTİN ARALIK'TA TÜRKİYE'YE GELİYOR

Irak'a bir ziyaret düşünüyorum. Ardından da Irak ile Yüksek Düzeyde Stratejik İşbirliği Konseyi'ni tekrar canlandırmak üzere Irak Başbakanı'nı da Türkiye'ye gelecek. Putin aralık ayı başında Türkiye'ye gelecek. Çevre ülkelerin halkları bizim kardeş halklarımızdır.

Önemli olan Türkiye'de siyasi istikrarın sağlanmasıdır. Önemli olan istikrarın demokrasiyle sağlanmasıdır.

İSTİKRARIN GARANTİSİ AK PARTİ

Girişimcilere buradan bir kez daha sesleniyorum. Türkiye'deki siyasi istikrarı bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.  Türkiye demokratik istikrarı sağlamış bir ülkedir. İstikrar eğer otoriter yapılarla sağlanırsa ekonomi orada hayat alanı bulamaz. Önemli olan istikrarın demokrasi ile sağlanmış olmasıdır. Gerek 30 Mart mahalli seçimleri gerekse 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve daha sonra yaşadığımız gelişmeler gösterdi ki Türkiye'de demokrasi kökleşmiştir ve demokratik istikrar sağlam zeminlere oturmuştur. Bu demokratik istikrarın da garantörü AK Parti'dir. AK Parti'nin denklemde olmadığı bir Türk siyasi hayatının istikrara kavuşması mümkün değil.

AFRİKA'DA KALICI OLACAĞIZ

Afrika açılımımızı, daralan Avrupa piyasasının, sıkıntılar içine girmiş Ortadoğu ve yakın havzalardaki piyasaların getirdiği problemleri aşmak için son derece öngörülü bir şekilde yeni bir ekonomik havzası olarak tanımladık. ve kesinlikle Afrika'da geçici değiliz, kalıcı olacağız. Latin Amerika'daki, Doğu Asya'daki ilişkiler onlar da kalıcı olacaktır.  Biz hükümet olarak iş dünyasının önünü açmaya çalışıyoruz. Mayınları temizleyerek iş dünyamızın küresel alana rahat girmesi çabası içindeyiz.

141 KM METRO

Bizim dönemimizde İstanbul'da 141 kilometre metro hattı, raylı sistem hattı yapıldı. 2019'a kadar 466 kilometreye çıkacak. 2023'e kadar 779 kilometreye çıkacak. Hem tarihi koruyoruz hem de vatandaşımıza kolay ulaşım hizmeti sağlıyoruz.

İş güvenliği paketini yarın açıklayacağız. Asansör faciasından sonra talimat verdik ve pu paket hazırlandı.

G-20'NİN BAŞKANLIĞI TÜRKİYE'DE

Yarın bakan arkadaşlarımızla ekibimizle birlikte G-20’ye katılacağız. Hem ekonomik hem siyasi istişarelere zemin teşkil ediyor. Türkiye 1 Aralık’tan itibaren dönem başkanlığını üstlenecek, önümüzdeki bir yıl dünya ekonomisinin direksiyonu Türkiye’nin elinde olacak. Şimdiden geçtiğimiz hafta ilgili arkadaşlarımızla detaylı değerlendirmeler yaptık, gündemini belirledik.

EN ULVİ GÖREVİMİZ

Hacı Bektaş'ı Veli, Mevlana, ortak mirasımızdır. Bu iki ay içinde ziyaret ettiğim her mekanda, aslında tarihten beslenen bu güçlü mesajı o mekanlarda duymak, hisetmek bana büyük bir azim ve kararlılık verdi. Millet de şahit olsun ki bu topraklarda bu iman tohumunu eken, bu medeniyet tohumunu eken bütün bu erenlerin mirasına sahip çıkmak en ulvi görevimizdir

Alevi bektaşi geleneğinin iki damarı vardır. 12 imam geleneği ve Hz Peygambere kadar giden silsile.

ALEVİLİK GELENEĞİ İSLAM DIŞI DEĞİL

Hepsi bugün Aleviliği temsil ettiğini ve Aleviliğin İslam dışı bir gelenek olduğunu ispat etmeye çalışanların kullandıkları ibarelerin tam tersidir. Hepsi seyyiddir, hepsi imamdır, hepsi peygamber torunudur. Bu nasıl bir anlayıştır ki hem 12 İmam diyeceksiniz hem de Alevi-Bektaşi geleneğini, bütün bu çizgi içinde gelişmiş olan geleneği İslam'la irtibatı olmayan bir gelenek gibi takdim edeceksiniz

İSTEMEZÜK TAVRI

İki kaynak birleşmiş ve Anadolu'da zenginleşmiştir. Aleviliğin özgün karakterinin kornuması çin en gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Hacı Bektaş ve mevlana türbelerinde ücret alınmayacak.

Bizim Hacı Bektaş-ı Veli ziyaretimiz bazı partileri rahatsız etti. CHP bir Alevi paketi açıklama ihtiyacı hissetti. Bu pakette AK Parti dönemlerinde yapılan çalıştaylara atıf var.

BİZİM İKTİDARIMIZA KADAR ALEVİLİK PAKETİ TARTIŞILMADI

Bizim iktidarımıza gelene kadar Alevi meselesi ve Alevi vatandaşlarımızın sorunları hiçbir zaman açık yüreklilikle tartışılmadı. CHP'nin açıkladığı alevi paketinde "istemezük" tavrı var.

Demek istiyorlar ki Öyle bir alevilik olsun ki bu toprakların değerlerinden farklı olsun. Hangi tabir sünni gelenekte yok ya da neden karşıtlı üzerine alevilik inşa etmeye çalışıyoruz? AK Parti alevi geleneğine saygılıdır onun klasiklerini korunmasına her tülü deseteği vermeye hazırdır.

CHP DİN DERSİNİ KALDIRALIM DİYOR

CHP din dersini kaldıralım diyor. Din ibaresini kaldıralım. CHP’nin kafasında din ile mücadele etmek var, hiç bundan kurtulamadılar. Eğer din kültürü ve ahlak derslerinde herhangi bir mezhep tahkir ediliyorsa, hatta Hristiyanlık dışında Budizm dahi tahkir ediliyorsa ona önce ben karşı çıkarım. Bizim anlayışımızda nefret dili hiçbir zaman olmamıştır. Ama böyle bir tahkir yoksa, her bir din anlatılıyorsa bunda ne zarar var?

Üç alternatif var. Bir, bu dersi tümüyle kaldıralım. Peki bunu kaldırdığımızda eğitim içinde ki bugün IŞİD radikalizmi başta olmak üzere, bu tür radikal eğilimlerin toplumda yer almasını nasıl engelleyeceğiz? Yeni yetişen Alevi Sünni gençler, gerçek dini anlayış hakkında nasıl kültür sahibi olacaklar? Din dersi olmadığı zaman nasıl yanlış kanaatlerin ortaya çıkacağını görmüyorlar mı? Onlar yasakladı, yeni yetişen nesil 32 farzı sayamayacak hale geldi. Ne zararı var din kültürüyle ilgili bilgi sahibi olunmasının?

İkinci alternatif, Sünni gençler Sünniliği, Aleviler Aleviliği okusun. Burada nasıl bir karşıtlık çıkar? Bugün eğer Alevi ve Sünni geleneği birbirine karşıt iki inanç gibi takdim etmek isteyen varsa, o bir tarih cahilidir, kültür cahilidir, Alevilik cahilidir, Sünnilik cahilidir.

Üçüncü alternatif ise, bizim savunduğumuz alternatif. Din dersi, bütün dini anlayışı yeni nesillere öğretmek üzere okutulmalıdır. Dediğim gibi hiçbir mezhep mensubunun incinmesine izin vermeyiz.

DERSİM'DE İKİRCİKLİ POLİTİKA

Yine CHP’nin en önemli ikilemlerinden birisi dersim meselesindeki ikircikli tutumudur. Sayın cumhurbaşkanımız, dersim konusunda net bir tavır sergiledi ve başbakan olarak bu olaylar dolayısıyla özür diledi. Şimdi CHP ve MHP’den bir karşı tavır alış söz konusu oldu. CHP dersim konusunda hala bir açıklamada bulunmadı. Çünkü korkuyor. Dersim’i eleştirirsem ulusalcılar kopar diye korkuyor, parti bölünür diye korkuyor. Ama AK Parti korkmaz.

ALEVİ TEMSİLCİLERİNE VERİLEN YEMEK

Cumhurbaşkanı alevi önderlerine yemek veriyor, CHP lideri haram yemekle suçluyor. Sen kimseyi haram yemekle itham edemezsin. Kılıçdaroğlu, sen kimseyi haram yemekle itham edemezsin. Edebin erkanın temsilcileridir, hepsi eline beline diline sahip çıkanlardır.

ANTRENÖR DİYE BİRİ ORTALIKTA DOLAŞIYOR

10 gün içinde bir milletvekili ağır ithamlarla istifa etti, başka bir milletvekili ihraç talebiyle sevk edildi. Şöyle bir takım düşünün, herkes topu ayağına alıyor, kendi oyununu onuyor, birisi de kendisini antrenör sanıp ortada dolaşıyor. CHP'nin iki yakası biraraya gelmiyor.Milletiyle buluşamayanların yakaları bir araya gelemez.

SEN KENDİ KÜÇÜK SANDALYENİN DERDİNE DÜŞ

Küstahça çıkıp cumhurbaşkanlığı başbakanlık makamları boş diyor. Sen kendi küçük sandalyenin derdine düş. Biz o makamların nasıl doldurulucağını gayet iyi biliriz. Onun için millet emaneti tekrar tekrar bize veriyor 

Dersim'de sessiz kaldılar. Seyit Rıza'nın oğlu yaşı küçük olduğu için büyütülüp idam edildi. Aynı şey 12 Eylül’de de Erdal Eren’e yaptılar. Ben hep merak ederdim, 12 Eylülcüler nereden öğrenciler bunu diye. CHP’den öğrendiler. Dersim'de yapılanları İhsan Sabri Çağlayangil'den öğrensinler. Ya da tunceli'ye gitmesin. Devlet adına biri yanlış yapmıssa devletin değil o yanlışı yapanındır.

TABUTLUKLARA KONULAN TÜRKEŞ'İ HATIRLATTI

Şimdi Bahçeli’ye geçmek istiyorum. Ben bekliyordum ki CHP rahatsız olsun, ondan önce Bahçeli çıktı beni özür dilemeye davet etti. Neden özür dileyecek mişim? Dersim’de yapılanların yanlış olduğunu söylemem dolayısıyla. Bugün grup toplantısında benim söylemediğim şeyleri söylemişim

Sayın Bahçeli, Dersim’de yapılan yanlıştı zulümdü. Aynen 3 Mayıs 1944’te Alparslan Türkeş’e yapılanların zulüm olduğu gibi. Bahçeli ile aramızdaki devlet anlayışı farkı şu, bahçeli devlet adına yanlış yapanlara sahip çıkmayı devlete sahip çıkmak zannediyor. Biz ise yanlışsa yanlış doğruda doğru diyoruz. ve bu yolla halkımızın bütününü kucaklıyoruz.

BAHÇELİ'YE DERSİM CEVABI

Bahçeli beni Türk milletini Yezit'e benzetmekle itham ediyor.  Ben ithamı kendisine iade ederim.Aziz Türk milleti Dersim cinayetlerinden bu tür katliamlardan beridir beri olmaya devam edecektir. Bahçeli ile aramızdaki devlet anlayışı farkı şu: Bahçeli, devlet adına yanlış yapanlara bile sahip çıkmayı devlete sahip çıkmak zannediyor. O yüzden de devlete en büyük tahribatı veriyor. Biz ise kim ne ad altında yaparsa yapsın yanlışa yanlış, doğruya doğru diyoruz. Bu yolla halkımızın bütününü kucaklıyoruz.

HDP HALEP İÇİN SESİNİ YÜKSELLTİ Mİ?

Buradaki ortak özellik ne biliyor musunuz? Zulümde seçicilik. CHP MHP HDP zulümde seçicilik yapıyorlar. Bir haftadır Esad’ın uçakları Halep’i bombalıyor. Yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kılıçdaroğlu’ndan bir ses duydunuz mu? Halep’te yaşayanlar insan değil mi? Halep’i bombalayan ve sivilleri katleden Esed, kobani’ye saldıran IŞİD kadar zalim değil mi?

Esad Arap baasıdır, CHP Türk baasıdır. O yüzden birbirlerine laf söyleyemiyor. Kobani'de Türkiye'yi yakmaya çalışan HDP Halep için sesini yükselttiğini duyduğuz mu? Onlar zulümde seçicilik yapıyorlar.

MESCİD-İ AKSA BİZE EMANET

İslam dünyasında iç karışıklıklar, gerilimler sebebiyle birtakım problemler yaşanıyor diye bunu bir fırsat bilip Kudüs'e ve Mescid-i Aksa'ya yönelttiğin bu saldırıyı devam ettirmeyi düşünme. Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırılar karsışında ile ilgili herkes sussa Türkiye sessiz kalmayacaktır.

Her şeyden önce şunu bir kez daha vurgularım ki Mescid-i Aksa da Kudüs de bize tarihin emanetidir. Hz. Ömer'in, Kudüs'ü o güzel duvarlarla çevreleyen Kanuni Sultan Süleyman'ın, Kudüs'ü fetheden Yavuz sultan Selim'in, Kudüs ve Filistin için 'gerekirse alırken ödediğimiz bedeli ödemeye hazırız' diyen Sultan Abdülhamid'in bize emanetidir ve bu emanete sahip çıkmaya devam edeceğiz.

200'ü aşkın ilçede kongrelerini tamamladık. bu 2015 seçimlerine mutlaka yansıyacaktır. Önümüzdeki aylarda AK Parti coşkusu yaşanacak. Elimizden geldiğimce il ve ilçe kongrelerine gideceğim.

ÇÖZÜM SÜRECİ SÜRDÜRÜLECEK

Çözüm süreci kararlılıkla sürdürülecektir. Çözüm sürei ile kamu düzeni birbirine alternatifi değildir. Gereken tedbileri aldık almaya devam edeceğiz. Kimse asayiş sorunu çıkarmasın.

HDP'ye bir kez daha sesleniyorum, süreci devam ettirme gayretindeyseniz, açık yüreklilikle ifade edin. Maskelerin arkasına saklanmayın. Siz açık yüreklilikle davranırsanız, gerekli adımlar atılmaya devam edilecektir. Çözüm sürecini bir konjonktürel bir hesapla başlatmadık.

PKK ÜLKEYİ TERKETSİN

Bir taraftan süreci devam ettirirken diğer taraftan silahları bırakmamanın hiç bir amacı yoktur. Çözüm sürecine başlarken kimin hangi adımı atacağını belirledik.

Geçen sene 2013 Mayısında ülkeyi terk etmesi gerekenler artık terk etmeye başlamalıdır, silahları bırakmaya başlamalıdır. Silahları bırakmadan sürekli çözüm sürecinden bahsederek, silahları demoklesin kılıcı gibi doğu ve güneydoğudaki kardeşlerimiz üzerinde tutmaya devam ederseniz, bunu çözüm süreciyle izah etmek mümkün olmaz. Çözüm süreci bizim için milli bir projedir, yerli bir projedir, özgün bir projedir ve mutlaka başarıya ulaştırılacaktır.