Anayasa Mahkemesi, avukatlık ücretinin davanın açıldığı değil, sona erdiği günün tarifesi üzerinden belirlenmesine izin verdi. Özet: Kaybeden, daha çok ödeyecek
Abone olAnayasa Mahkemesi, yıllarca süren hukuk davalarında, kaybeden tarafın yüksek avukatlık ücreti ödemesine yol açacak düzenlemeye geçit verdi. Aydın'ın Çine ilçesinde yaşanan karşılıksız çek olayı, Çine Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava konusu oldu. Mahkeme hâkimi, 2002'de davayı durdurarak Avukatlık Yasası'nın kısmen iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Davanın ilk incelemesini 11 Eylül 2002 tarihinde yapan Anayasa Mahkemesi, iptal istemini oybirliğiyle reddetti. Ancak bir yılda yazılıp Resmi Gazete'de yayımlanabilen Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı avukatların yüzünü güldürdü. Avukatlık Yasası'nın 164. maddesinin son fıkrasında yer alan, 'Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez' ifadesindeki 'avukata aittir' ibaresinin Anayasa'ya aykırı olmadığının vurgulandığı kararda, tarafların davayı vekil aracılığıyla takip etmelerinin iradelerine bağlı olduğu belirtildi. İki tarafın da avukat tutmayabileceği anımsatılarak, kaybeden tarafın avukatı için belirlenecek ücretin, borçlunun borcuna sayılamayacağını güvenceye alan kararda şöyle denildi: "Vekâlet ücreti, savunma hakkının en önemli parçası olan hukuki danışmanlık görevinin, uzman hukukçularca yapılmasının doğal sonucu. Avukatların mesleklerini serbestçe yapabilmesi için hizmetlerinin karşılığı olan bir ücret almaları gerekir. Sözleşmede ücret kararlaştırılırken, dava sonunda karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücretinin gözetilmesi engellenmediğinden, itiraz konusu kuralla hak aramanın kullanılmasının zorlaştırıldığından söz edilemez." Kaynak: Radikal