FETÖ'nün medya yapılanması duruşmasına tutuklu sanık Şükrü Tuğrul Özşengül'ün sözleri damga vurdu. Özşengül, Benim babam işkenceci bir polisti maalesef. Şeker gibiydi ama sorguya girince bir canavar oluyordu." dedi.
Abone olFETÖ'nün medya yapılanması kapsamında haklarında dava açılan, aralarında Zaman Gazetesi eski Genel Müdürü Ekrem Dumanlı'nın da bulunduğu 10'u firari, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da bulunduğu 6'sı tutuklu 17 sanıklı davanın üçüncü duruşmasına başlandı. Tutuklu sanık Şükrü Tuğrul Özşengül savunma yaptı. Babasının 12 Eylül darbesi döneminde siyasi şubede görevli olduğunu söyleyen Özşengül, "Benim babam işkenceci bir polisti maalesef. Ama normalde şeker gibi bir insandı, çok severdim. Ama o sorgu odasına girdiği zaman bam başka bir insan oluyordu, bir canavar oluyordu" dedi.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın üçüncü duruşmasında tutuklu sanıkların sorgusu yapıldı. Duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Altan, Fevzi Yazıcı, Şükrü Özşangül, Yakup Şimşek ve Nazlı Ilıcak getirildi. Ahmet Altan tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden SEGBİS sistemi ile katıldı.
Duruşma salonuna, yer darlığı gerekçesi ile her sanığın sadece bir yakını alındı. Yabancı heyetler de aynı gerekçeyle duruşma salonuna alınmadı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun izlediği duruşmaya, sınırlı sayıda gazeteci alındı.
TUTUKLU SANIK ŞENGÜL SAVUNMA YAPTI
Bugün görülen davanın üçüncü duruşmasına tutuklu sanık Şükrü Tuğrul Özşengül'ün sorgusu yapıldı. Polis akademisinde akademisyen olarak görev yaptığını 2014 yılında emekli olduğunu söyleyen Özşangül, iddianamede FETÖ üyesi olarak gösterildiğini belirterek, Said Sefa tarafından kullanıldığı öne sürülen Fuat Avni'ye bilgi sağlamadığını öne sürdü.
Said Sefa'nın Twetter'dan kendisine mesaj attıktan sonra onunla 2015 yılı başında tanıştığını, 7-8 ay içinde toplam 7-8 defa yüz yüze görüştüğünü belirten Özşengül, "Beni çiğ köfte yemeye davet etti. Gittim. Çiğ köfte yapılırken fotoğraflar çekildi ve sosyal medyada paylaşıldı. O bir çiğ köfte toplantısıydı, hepsi o kadar. O'nun Fuat Avni olduğunu kendisinin ağzından hiçbir zaman duymadım. Bu bazı web sitelerinde Fuat Avni ,Said Sefadır diye yazınca şaşırdım. Ben Fuat Avni'yi hiç takip etmeyen bir insanım. Kendisine sordum, kabul etmedi. Ben nereden ne bilgi alacağım ki Fuat Avni'ye vereceğim. Çok küçük bir çevrem var, devamlı görüştüğüm insan sayısı 10'u geçmez" dedi.
'BABAM ŞEKER GİBİ ADAMDI AMA İŞKENCECİYDİ'
15 Temmuz gecesi Samanyolu televizyonunda yayınlanan bir programda olduğunu, canlı yayın sırasında Boğaz Köprüsü'ne askerlerin çıktığını öğrenince çok üzüldüğünü, milenyum döneminde darbe olacağına hiç ihtimal vermediğini söyleyen Özşengül, "Annemin ölüm haberini almış kadar üzüldüm. Beynime kan fışkırdı" dedi.
12 Eylül darbesi döneminde 14 yaşında bir çocuk olduğunu, babasının siyasi şubede görevli polis memuru olduğunu söyleyen Özşengül, "12 Eylül darbesini yaşadım. İşkenceleri görmüştüm. Babam benim polis memuruydu. Siyasi Şube de görevliydi. Benim babam işkenceci bir polisti maalesef. Ama normalde şeker gibi bir insandı, çok severdim. Ama o sorgu odasına girdiği zaman bam başka bir insan oluyordu, bir canavar oluyordu. Ben insanlara elektrik verildiğini, Filistin askısı yapıldığını gördüm. Elektrik verilen insanın çıkardığı sesi size tarif edemem, o bir bağırma değil, çığlık değil, bambaşka bir şeydir. Onlara nasıl sopa atıldığını, günlerce nasıl haber alınamadığını biliyordum. Babamla bir kaç kez tartıştım, 'niye yapıyorsun' dedim. Bana, 'oğlum görevim' diyordu. O zaman öyle görevlendirmişlerdi" dedi.
Özşengül, "Bir darbe sonrasında askeri yönetim içinde memlekette neler olabileceğini ben yaşadım. Komşumuz Ahmet abi vadı, gitar çalardı, orkestrası vardı. Bir düğünde Aldırma Gönül türküsünü çaldığı için tutuklanmıştı, solcu diye. 3-4 sene sonra çıktı geldi. Solculukla alakası yoktu ama komünist olmuştu" diye konuştu.
Duruşmaya saat 14.00'a kadar ara verildi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ'nün basın ayağına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında gazeteci yazar Ahmet Altan, kardeşi Mehmet Altan, gazeteci Nazlı Ilıcak, Zaman Gazetesi eski Genel Müdürü Ekrem Dumanlı, Bülent Keneş, Emrullah Uslu, Tuncay Opçin, Mehmet Kamış, Osman Özsoy, Şemsettin Emre, Tibet Murat Sanlıman'ın da bulunduğu 6'sı tutuklu, 10'u firari 17 kişi hakkında iddianame düzenlenmişti.
ERDOĞAN İDDİANAMEDE SUÇTAN ZARAR GÖREN SIFATIYLA YER ALIYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve 65. Hükümet suçtan zarar gören kişiler olarak yer verilen iddianamede, yazar Ahmet Altan, kardeşi Mehmet Altan ile gazeteci Nazlı Ilıcak hakkında, "Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Altan kardeşler ile Ilıcak'ın söz konusu suçu FETÖ terör örgütü adına işledikleri belirtilerek, "Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan ayrıca 7 buçuk yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep edildi.
DUMANLI, USLU VE OPÇİN İÇİN FETÖ YÖNETİCİLİĞİ İDDİASI...
Firari şüpheliler kapatılan Zaman Gazetesinin eski genel müdürü Ekrem Dumanlı, eski Taraf yazarı Emre Uslu, yazar Tuncay Opçin hakında da "Darbeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet, "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan da ayrıca 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep edilen iddianamede, firari şüpheli Emre Uslu hakkında ayrıca, "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" suçundan da 3 yıla kadar hapsi istendi.
DİĞER ŞÜPHELİLERE DE ÖRGÜT ÜYELİĞİ İDDİASI
Kapatılan Samanyolu Televizyonu'nun Washington temsilcisi firari şüpheli Şemseddin Efe, kapatılan Today's Zaman gazetesinin eski genel yayın yönetmeni firari şüpheli Bülent Keneş, Profesör Osman Özsoy, kapatılan Zaman gazetesinin İsrail muhabiri firari şüpheli Abdulkerim Balcı, gazetesinin genel yayın yönetmen yardımcısı firari şüpheli Mehmet Kamış ile gazetesinin yöneticilerinden Faruk Kardıç, gazetenin görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı, Polis Akademisi'nde öğretim görevlisi olan Şükrü Tuğrul Özşengül, kapatılan Zaman gazetesinin marka müdürü Yakup Şimşek ve gazetenin kültür sanat sayfasında çalışan Ali Çolak hakkında da "Darbeye teşebbüs" suçundan 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Bu şüpheliler için ayrıca "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 buçuk yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istendi.
İddianamede, kapatılan Zaman Gazetesinin 10 Ekim 2015'de yayınlanan ve darbe çağrışımında bulunduğu belirtilen reklam filmini çektiği tespit edilen ajansın sahibi şüpheli Tibet Murat Sanlıman hakkında ise "FETÖ silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 7 buçuk yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.