Dava mı Koltuk mu?
CHP’de önümüzdeki günlerde tekrar aday gösterilmeyen ilçe belediye başkanları eylem yapıyorlar. İlk eylem Çeşme’de başladı. Sonra İstanbul İl Başkanlığı’nın önüne kadar geldi. Sonrasında İstanbul’un ilçelerine kadar yayıldı.
CHP çatısı altında belediye başkanı olarak, partinin üyesi olarak görev yapmış insanlar aday gösterilmediği için tüm güçlerini CHP’ni gömmek için çalışıyorlar. Partiye, davaya sadakat diye bir şey söz konusu değil.
Parti içi demokrasi mücadelesi aday belirleninceye kadar devam ediyor. Aday belirlendikten sonra eleştiri haktır.
“Seçtiğiniz aday ilçesindeki mahalle adlarını bile sayamaz” diye sokaklara dökülürseniz sadece ilan edilen adaya değil, partinize büyük zarar vermeye başlarsınız. Böyle bir durum demokrasi açısından da kabul edilebilir değildir. Mahallelerden belediyenin resmi araçlarıyla ev ev, kapı kapı gezip, üstüne cep harçlığı verdiğiniz onca yaşlı insanı belediyelerin önüne toplayıp galeyana getirmek için konuşma yapmak hiç de demokrasiye yakışmıyor.
CHP içinden birileri çıkıp bu ilçe belediye başkanlarına “Sizin tek derdiniz koltuğunuz mu?” diye sorsaya…
KAVGALI EVE KIZ VERİLMEZ
Çeyrek asır tam 25 yıldır İzmir CHP’nin kalesi.
Ne gariptir ki.. İzmir seçmeninin her seçimde gözü kapalı altı oka mühür bastığı, oy verdiği belediye başkanlarının hepsi kısa ömürlü.
2014’te 30 ilçenin 22’sinde seçim kazanan başkanların yüzde 90’ı 2019’da parti yönetimi tarafından değiştirildi.
Belediye Başkanı koltuğuna atanan başkanları bu seçimde bekleyen son 2019’dakiyle aynı. Bu defa da yüzde 90’ı değişti!
CHP yönetiminin büyükşehir dahil olmak üzere belediye başkanlarının yüzde 90’ını değiştirmesi o başkanları başarısız bulması anlamına mı geliyor?
Ya da CHP yönetimi olarak bizler doğru ve çalışkan belediye başkanlarını içimizde barındırmak istemiyoruz mu demek istiyor?
Ya da biz CHP olarak kaybetmeye alıştık, kazanma ihtimali kimyamızı bozar, neden kurulu düzeni bozalım mı demek istiyor?
CHP, kendi kalesinde tam 25 yıldır iktidarı elinde tutan bir şehre bile liyakatli adaylar belirlemeyi bile başaramıyor. Bu tamda görünen köyün klavuz istememe hali.
Bu arada tekrardan aday gösterilmeyen belediye başkanlarına da haksız eleştiri olmasın. Başarılı olmalarına rağmen parti içi iktidar mücadelesinin kurbanı oldular. Kılıçtaroğlu’nu kongrede destekleyen il ve ilçe belediye başkanları başarılıda olsa direkt revize edildiler. Şunu unutmamak gerekir kaybeden İzmirli seçmen. Bu güzel şehir layık olduğu belediyecilik hizmetini alamıyor, silüeti istenilen oranda değişemiyor.
İzmir’i ve pek çok ilçeyi iki dönem üst üste yönetecek liyakate sahip siyasileri bulamayan bir siyasi aklın ülkeyi yönetmesi beklenemez.
Ehliyetsiz oldukları halk tarafından da tasdik ediliyor ki, ülkeyi yönetme yetkisi CHP’ne verilmiyor. Millet bütün enerjisini kendi iç kavgalarında tüketen bir partiye neden oy versin ki?
Kendi içindeki kavgaları bitiremeyenler, iktidar olduklarında ülkeyi bitirirler. Kavgalı eve kız verilmez sözü tamda CHP’ne cuk diye oturuyor.