Darbesever ile darbeci buluşuyor!
Yaklaşık 25 yıldır siyaseti ciddi anlamda takip eden biriyim. Ömrü hayatımda böyle bir dönem yaşamadım.
Yaklaşık 25 yıldır siyaseti ciddi anlamda takip eden biriyim.
Ömrü hayatımda böyle bir dönem yaşamadım.
Şu tabloya bakar mısınız?
Başbakan'ın etrafındaki danışmanları en azılı muhalifler gibi, en
koyu muhalifler ise Erdoğan'ın en sadık danışmanları gibi hareket
ediyor.
Ben şahsen Erdoğan'ın yerinde olsam, "Onlar sizden daha iyi
çalışıyor" diyerek danışmanlarıma ve vekillerime verdiğim
maaşı keser, CHP başta olmak üzere muhaliflere bol keseden
dağıtırdım.
İsimleri muhalif ama, Erdoğan'ın kuru ekmeğine tereyağı sürmekten
başka bir işe yaramıyor hiçbiri...
Hele ki CHP...
Allah'a el açıp "Bana böyle bir muhalefet nasip
et" desen, ancak böyle bir topluluk gönderilirdi
sanırım.
Haberiniz olmuştur.
Kılıçdaroğlu'nun kurmaylarından oluşan bir ekip, darbeci Sisi'nin
daveti üzerine Mısır'a gidiyor! Cümlenin sonuna ünlem işareti
koydum ama aslında hiç şaşırmadınız değil mi?
İnsanın artık "yuh" veyahut "oha be, bunu
da mı yaptınız" demeye bile dili varmıyor. "AK
Parti'nin düşmanı dostumdur" mantığıyla hareket ede ede,
parti tabelasında yazan tüm değerleri yerle bir etmeleri artık bizi
hayal kırıklığına dahi uğratmıyor.
En başta, "Filistin davası ile PKK davası birebir
aynıdır" diyerek İsrail'in korkunç vahşetini
masumlaştırdılar.
Bir süre sonra 100 bin vatandaşını kimyasal silahlarla, bombalarla,
silahlarla katleden Beşar Esad ile canciğer kuzu sarması oldular.
Hatta cesetlerin üzerinde hatıra fotoğrafı çektirmekten haya
etmediler.
Sonra Ergenekon davasında hüküm giyen darbecilerin yanında yer
aldılar. Hatta yetinmediler, "Nerede bu örgüt, üye
olacağız" dediler.
Hemen akabinde Gezi ayaklanmasına tüm güçleriyle destek verdiler
ama hükümeti deviremediler.
Son olarak Türkiye düşmanlığını ve PKK sempatizanlığını dünyaya
haykıran Irak lideri Maliki'yi kutsarcasına ziyaret ettiler.
Yetinmediler, "Gezi olaylarının ilk ayağında başarılı
olamadık ama bu oyun yakında yeniden sahnelenecek. Bize bu konuda
destek verin" diyerek yardım dilendiler.
Şimdi ise halkını Namaz üzerinde katleden, ülkesinin üzerine
kapkara bir bulut gibi çöken eli kanlı Sisi'yi tavaf edecekler.
Kendilerini Türkiye'ye, Türkiye'yi dünyaya maskara ettiklerinin
bile farkında değiller.
"Türkiye'de diktatöre karşıyım" diyeceksin,
Mısır'da diktatörlüğün resitalini sunan adamın ayağına gideceksin.
Devrin son Firavun'unun eteklerini öpmek için koşan dünyadaki ilk
muhalefet lideri olurken diğer yandan da, "Tanrı bizi
Erdoğan diktatörünün zulmünden korusun" diyeceksin.
Hay Allah senin tanrının cezasını versin e mi!
***
Darbecinin halinden pek tabi ki darbesi yarım kalan anlayacak!
Alevileri bombalatıp, daha sonra aynı alevilerin savunucusu
olduğunu iddia eden bir partinin, Müslümanları öldürüp, Müslümanım
diye geçinen katillerin yanında olması kadar normal ne olabilir
ki...
Belli ki ziyaretin amacı başka...
Darbeci ile darbesever zihniyetin buluşması olacak bu kirli
buluşma. Hızlandırılmış eğitimle, 2 seansta "Darbe nasıl
yapılır" dersini almaya gittikleri aşikar. Siz CHP'den
herhangi bir heyetin Mısır'a en son ne zaman gittiğini hatırlıyor
musunuz?
Ben 42 yaşındayım, hatırlamıyorum.
Demek ki neymiş?
Tüyo alacak, taktik öğrenecekler darbe için!..
"AK Parti bizimkileri Silivri diye bir yere tıktı. Onları
çıkarabilirsek darbeyi gerçekleştirebilir miyiz?",
"Sizdeki Baltacılar gibi bir ekip oluşturursak bize kaça
malolur?" diye soracaklar.
Kısacası nostaljik bir ziyaret olacak!
Yakında Ermenistan'a gidip, "Siz yeter ki AK Parti
hükümetini düşürmemiz için bize destek olun. Biz Türklerin
Ermenileri soykırımdan geçirdiğini bile kabul ederiz"
derlerse billahi şaşırmam, tillahi şaşırmam! Neticede hükümeti
Japonya'ya bile şikayet ettiler yani....
Mısır ziyaretlerine de öyle bir kılıf uydurmuşlar ki, kargalar
nereleriyle güleceğini şaşırır!
Efendim Türkiye'nin komşularıyla sorunları varmış. Tüm dost ülkeler
düşman olmuş. CHP o dostları yeniden kazanma misyonuyla hareket
ediyormuş!
Yahu arkadaş!
Siz değil miydiniz 90 yıl boyunca bu ülke insanına, "Dört
bir yanımız düşmanlarla dolu" masalları okuyan? Ne zaman
dost oldunuz o düşmanlarla?
AK Parti onlarla dostken, siz onlara "Pis, yobaz araplar.
Şeriatçı mollalar" demiyor muydunuz? Ne oldu da canciğer
kuzu sarması olmaya karar verdiniz?
Abdullah Öcalan'ı yıllarca besili montofon gibi besleyen, iki kez
savaşın eşiğinden döndüğümüz Suriye ile ne zaman dost oldunuz?
PKK'nın tüm terörist faliyetlerine göz yuman Irak'ın lideri Maliki
ile ne zaman kardeşliğinizi pekiştirdiniz?
Hani Türkiye onlar gibi olacak diye İran'dan nefret ediyordunuz? Ne
oldu da başımıza bir anda şeriatçı ülkeleri savunan yobaz
kesildiniz?
Onların bu iddiasına kanan bazı sefiller ise esip gürlüyor,
"Ne olmuş. Erdoğan da Esad ile, Sisi ile sarmaş dolaş poz
vermedi mi? Erdoğan da Abdullah Öcalan'la müzakere etmek için
görüşmüyor mu" diye kendince dahiyane sorular soruyor.
Ay ben sizin mini minnacık loblardan oluşan kulak memesi
yumuşuklığındaki beyninize kurban olayım he mi!
Erdoğan Esad ile kanka iken ortada 100 bin ceset var mıydı? Sisi
ile tokalaşırken secdede kurşuna dizilen Mısırlı masumlar var mıydı
benim eğitimli apolitik kardeşim?
Kan aktı, dostluk bitti, anlamıyor musunuz?
Abdullah Öcalan ile görüşmek akan kanı durdurmaya, Esad ve Sisi ile
buluşmak, yeni kanlar akması için cesaret vermeye yarar. Buna da mı
kafanız basmıyor?
Madem CHP'nin gerçekten bu misyonla hareket ettiğini
düşünüyorsunuz? O zaman size bir görev düşüyor.
Lütfen yarından tezi yok yeni bir eylem yapın! "Hükümet
CHP'ye Türkiye'nin ilişkilerinin bozulduğu ülkelerle görüşmek için
temsil yetkisi versin" diye talepte bulunun. En azından
Anayasa Mahkemesi'nin kapısında yatmadıkları bu süre içinde ülkenin
menfaatine bir iki yasa çıkmış olur ha, ne dersiniz?
İşinize gelmiyor değil mi?
O zaman kendi aranızda yaptığınız komik anketlere inanmaya,
"AK Parti seçmeni CHP'ye kayıyor. Bu seçimde AK Parti kesin
tarih olacak" diyerek sevinmeye devam...
AK Parti seçmeni CHP'ye sandık günü nasıl kayacak, Mart ayında kim
tarih yazacak, kim tarih olacak görelim bakalım!