BIST 8.619
DOLAR 34,30
EURO 37,52
ALTIN 3.025,47
HABER /  GÜNCEL

Darbecilerin şeytani planı sokağa çıkmadılar!

Habertürk gazetesi yazarı Serdar Turgut, bugünkü köşesinden darbecilerin 15 Temmuz gecesi İslamcılarla, laikleri çatışmaya sürüklemek için özel plan yaptığını yazdı.

Abone ol

15 Temmuz darbe girişimi gecesi TRT ekranlarından okunan bildirinin altında “Yurtta Sulh Komitesi” imzası atılmıştı.

O metni ve metni hazırlayan komiteye verilen ismi bugünkü köşesinden analiz eden Habertürk gazetesi yazarı Serdar Turgut, yapılmak isteneni 'Darbecilerin şeytani planı' olarak yorumladı. 

Ömer Laçiner'in Birikim dergisinde yayınlanan bir makalesinden yola çıkarak bugünkü köşesini kaleme alan Serdar Turgut, "Darbecilerin 'AK Parti yanlıları, yani dini hisleri güçlü kitle sokağa döküldükten sonra laikleri de sokağa dökersek onları karşı karşıya getirir, bir iç savaş başlatırız' diye düşünmüş olmalılar" yorumunda bulundu. 

Turgut'a göre darbecilerin planını bozanlar 15 Temmuz gecesi sokağa çıkmama kararı alan 'laikler' oldu.

Serdar Turgut köşesinden şunları aktardı:

15 TEMMUZ GECESİ

Beyaz Türkler ile dindar kesim arasındaki hayat tarzı çelişkilerinden kaynaklanan uzlaşmazlığın ne kadar büyük bir potansiyel tehlike teşkil ettiği darbe girişimi gecesi belli oldu.

(Bu aşamada şu notu belirtmeliyim. Türk sol geleneğinde istikrarlı biçimde derin düşünce üretebilen dergi BİRİKİM’in son sayısında Ömer Laçiner’in 15 Temmuz darbe girişimi üzerine güzel bir analizi bulunuyor. Bu bölümde söyleyeceklerim büyük ölçüde o yazıdan öğrendiklerime dayanıyor. Gayet tabii ki burada dediklerim beni bağlar; yanlış anladıklarım, iyi kavrayamadıklarım ÖmerLaçiner’in yazısını lekelemesin. Onun yazısını bulup okumanızı tavsiye ediyorum.)

DARBE GECESİ LAİKLER

Daha önce içgüdümle şu tespiti yapmıştım: Darbe gecesi “Yurtta Sulh Komitesi” imzasıyla okutulan metin, bilinçli bir biçimde sanki laiklerin, Atatürkçülerin elinden çıkmış izlenimi verecek şekilde kaleme alınmış gibiydi.

Sonra darbe girişiminden asıl sorumlu olanlar ortaya çıkınca bunun büyük bir şeytani planın parçası olduğu, o metnin aslında Atatürk’e düşman olanlar tarafından sanki laiklerin elinden çıkmış gibi değerlendirilmesi için yazıldığı belli oldu.

PEKİ NEDEN BÖYLE YAPILDI?

Çünkü darbeciler büyük ihtimalle yabancı güçlerden destek alarak yaptıkları şeytani planlarında bu ülkenin asıl büyük ve potansiyel çelişkisinin hayat tarzı farklılıklarından kaynaklandığını gördüler.

Ve o gece “AK Parti yanlıları, yani dini hisleri güçlü kitle sokağa döküldükten sonra laikleri de sokağa dökersek onları karşı karşıya getirir, bir iç savaş başlatırız” diye düşünmüş olmalılar.

Şu ana kadar gelen tüm bilgiler, tüm istihbaratlar bunu işaret ediyor.

Anladığım şeytani plana göre, laik kesim ya o gece okunan metne inanıp darbeye destek için ya da inanmayarak darbe karşıtı olarak sokağa çıktığında, kendisine hiç uymayan, korkutan, hatta Murat Belge’ye, “O tür sloganların arasında benim ne işim var” dedirten sloganları duyunca bu kitleyle karşı karşıya gelecek, provokasyonlarla da iki kesimin çatışmaları sağlanacaktı.

Bir kesim için “O gece sokağa inmediler” deniliyor ya, ben bu analizi yaptıktan sonra “İyi ki de inmediler” diye düşünüyorum.

O gece laik kesimin çoğunlukla sessiz kalması ve daha sonra CHP aracılığıyla AK Parti’yle darbeye karşı makul bir düzeyde buluşması Türkiye’yi kurtarmıştır.

NE YAPMALI?

Eğer bu analiz doğruysa, hayat tarzı farklılıkları potansiyel bir tehlike gibi algılatılıyorsa o zaman bunu nasıl çözeceğimiz üzerine yoğunlaşacağız. Bunun başka çaresi yok.