Başbakan Erdoğan, Mısır’daki darbe yönetiminin atadığı Başbakan Baradey’den kendisine mektup geldiğini söyledi. <br/>Mektupta gerekirse tele...
Abone olBaşbakan Erdoğan, Mısır’daki darbe yönetiminin atadığı Başbakan Baradey’den kendisine mektup geldiğini söyledi.
Mektupta gerekirse telefonla görüşebilecekleri şeklinde ifade yer aldığını belirten Başbakan Erdoğan, Baradey’e, “Bir defa ben seninle nasıl konuşacağım? Sen seçilmiş değilsin. Sen darbe hükümeti tarafından veya darbe yönetimi tarafından atanmış birisisin” diyerek cevap verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Ankara İl Başkanlığı tarafından Altınpark’ta düzenlenen iftar yemeğine katıldı. Sincan’daki ’Milli İradeye Saygı Mitingi’nden dolayı AK Parti Ankara İl Başkanlığı’na ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür eden Başbakan Erdoğan, Ankara’da kendisini karşılayan yüz binler için, "Hayatımız boyunca müstesna yaşadığımız anlardan herhalde biri olacaktır" dedi.
Konuşmasının başında Mısır’daki darbeye değinen Erdoğan, "Dünyanın her yerinde ve Türkiye’de bugün de halklar sabrediyorlar. Bugün de meşruiyet dairesi içerisinde kalıyorlar. Ancak bugün artık insanlar susmuyorlar, tepkisiz kalmıyorlar. Boyun eğmiyorlar, hesaplarını ileri bir tarihe ertelemiyor, meşruiyet içinde anında hesap sormak ve sorgulamak için seslerini yükseltiyorlar. İşte bunun en anlamlı örneğini şuanda kardeş ülke Mısır’da yaşıyoruz” dedi. “Çok klasik, son derece bayat bir senaryoyu Mısır’da uygulamak istediler” diyen Başbakan Erdoğan, “İnsanları galeyana getirmek suretiyle bir meydanı doldurdular, o meydanı ülkenin bütün bir fotoğrafı gibi dünyaya servis ederek bir darbeyi meşrulaştırabileceklerini zannettiler” şeklinde konuştu.
“Dünya bunu görmeyecek, duymayacak, görüp duysa bile hiç kimse tepki vermeyecek zannediyorlardı. Bir oldu-bittiyle sandık sonuçlarını çiğneyeceklerini, milletin hakkını ve hukukunu, kolayca gasp edebileceklerini zannediyorlardı ama yanıldılar” diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hem kendileri yanıldılar, hem de arkalarındaki güçler yanıldılar. Mısır halkı sessiz ve tepkisiz kalmadı. Çıktı meydana, ’peki benim oyum ne olacak’ sorusunu sormaya başladı. Şimdi aynını burada yapmadılar mı, Gezi Parkı’na gidenler zannettiler ki Türkiye sadece burası. Ama Ankara var, İstanbul Kazlıçeşme var, Kayseri var, Samsun var, Erzurum var. Oradakileri ne yapacaksın? Oradakiler ne dedi ‘peki benim oyum ne olacak? Benim oyumla iktidara geleni, 4 yıllığına iktidara getirdiğimi yok farz edemezsin’ dediler. Zaten halkın iradesine saygı bu değil mi, bu. Eğer bunu kabul etmiyorsan, bu ahlaki olmaz. Mısır halkı dayatmaya rıza göstermedi. Mısır halkı tek yürek halinde meydana çıktılar, darbeye karşı onurlu ve meşru bir mücadele başlattılar. Ve meşruiyet zemininden ayrılmadan bu mücadeleyi sürdürüyorlar.”
“MISIR’DAN MEKTUP GELDİ”
Başbakan Erdoğan, kendisine Mısır’daki darbe yönetiminin atadığı Başbakan Baradey’den de mektup geldiğini söyledi. “Şimdi bana dün bir Mektup geldi Mısır’dan. Konuşmalarımızı beğenmiyorlarmış, rahatsız oluyorlarmış” diyen Erdoğan, mektubun içeriğinden ise, “‘Türkiye’yi aslında biz çok takdir ediyoruz, çok takdir ettiğimiz bir başbakanları vardı. Ama şimdi bazı gerçekleri bilmedikleri için yanlış açıklamaları, yanlış beyanları oluyor’ diyorlar. ‘Hatta gerekirse telefonla da konuşabiliriz’ diyorlar. Şimdi güler misin, ağlar mısın?” diyerek bahsetti. “Bir defa ben seninle nasıl konuşacağım? Sen seçilmiş değilsin. Sen darbe hükümeti tarafından veya darbe yönetimi tarafından atanmış birisisin” diyen Başbakan Erdoğan, “Hale bakın, daha da enteresanı şimdi yemin merasimi yapıyorlar. Güler misin, ağlar mısın?” dedi.
Erdoğan, “Ben tüm dünyaya sesleniyorum, Batı’ya sesleniyorum, askeri darbeyi yapan kişi yani Sisi; Milli Savunma Bakanı olmuş. Ve Milli Savunma Bakanı kendi getirdiği cumhurbaşkanının karşısında el pençe divan yemin ediyor. Böyle bir trajedi olabilir mi?” diye sorarak, “Hangi demokrasi de böyle bir şey var? Atayacaksın, karşısına gelip, el pençe divan durup yemin edeceksin. Buna Batı niçin sessiz kalıyor, neden acaba hala seslerini çıkarmıyorlar, omurgalı bir duruş niçin sergilemiyorlar?” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
“Benimle telefonla görüşme arzusunda olan zat da, birkaç hafta önce darbeye karşı olduğunu söyleyip ama başbakanlık hevesine veya cumhurbaşkanlığı hevesine kapılınca hemen cumhurbaşkanlığı yardımcılığını kabul ediyor göreve geliyor ve ondan sonra da bizimle görüşme talep ediyor. O işi geç. Sen seçimlerde yüzde 1.5 oy aldın. Ama Mursi yüzde 52 oy aldı. Yüzde 52, 1.5’den herhalde büyüktür. Önce ona saygı göstermesini bileceksin. Bizim derdimiz Mursi falan değil. Ama ben Mısır’da Cumhurbaşkanı olarak Sayın Mursi’yi görüyorum. Mısır haklına olan saygım sebebiyle bunu böyle görüyorum. Eğer Baradey seçilmiş olsaydı, bugün bu ifadelerimi onun için de kullanırdım. Ama o seçilmedi, o 1.5’ta kaldı, yüzde 52’yi Mursi aldı, saygın olan odur.”
“SANDIK DEMOKRASİ DIŞI ARAYIŞLARIN PANZEHİRİDİR”
Başbakan Erdoğan, AK Parti’yi kurdukları sırasında Lüksemburg’da yaşadığı bir hatırasını da anlattı. Lüksemburg Başbakanı ile ortak bir basın toplantısı yaptıkları sırada bir Türk gazetecinin “Siz bir Başkansınız, peki şuanda basın toplantısını birlikte yaptığınız Erdoğan ise sadece bir partinin genel başkanı, başbakan değil. Bu ilgi bu alaka neden?” diye sorduğunu söyledi. Lüksemburg Başbakanın ise Türk gazeteciye “Bizim için önemli olanın seçilmiş bir siyasi partinin lideri olmaktır. Şuanda o siyasi partinin genel başkanı Erdoğan. Yasaklı olması hasebiyle böyle olabilir ama şuanda onun partisi iktidardır ve onun partisinin gösterdiği isimde kabine kuruyor” şeklinde cevap verdiğini aktardı. Erdoğan, demokrasinin ise işte bu olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, Mısır’da darbecilerin ve darbe destekçilerinin Tahrir Meydanı’nı gösterip darbeyi meşrulaştırma düşüncesini Adeviyye Meydanı’nda toplananların bozduğunu söyledi. “Biz kardeş ülke Mısır için, kardeş Mısır halkının tamamı için en kısa sürede barış, huzur ve istikrar temenni ediyoruz” diyen Erdoğan, “Gerek Mısır’da, gerek bu coğrafyada artık eline silah alan, ardına güç alan, ardına medyayı alan, ardına sermayeyi alan, öyle keyfi dayatmalarda bulunamaz. Eskiden olduğu gibi ‘darbe yaptım gibi millet iradesini, demokrasiyi susturamaz. O dönemler artık geride kalmıştır. Unutmayın, en büyük meydan, sandık meydanıdır. O rahatsızlığını sandıkta dile getir. Eğer sandık varsa, eğer sandık belli bir süre zarfında milletin önüne geliyorsa, herkes o sonuca uymak, saygı göstermek zorundadır” diye konuştu.
Erdoğan, seçim sandığının en başta çoğunluğun azınlığı yönetmesi için değil, azınlığın çoğunluğa dayatmalar yapmaması için var olduğunu ifade etti. “Sandık demokrasi dışı arayışların panzehiridir” diyen Erdoğan, “Sandık azınlığın çoğunluğa zulmetmesinin engelidir. Şimdi diyorlar ki, ‘Hitler de sandıkta çıkmıştı. Peki ne yapalım ‘sandıktan Hitler çıkabilir’ diyerek sandığı ortadan mı kaldıralım?” diye sordu.
(İHA)