Mithat Sancar demokratikleşme paketinde yer alan yüzde 10 barajıyla ilgili önerilerin AK Parti'ye yarayacağını savundu.
Abone olProf. Dr. Mithat Sancar, AKP’nin önerdiği "daraltılmış" ve "dar" bölge seçim sistemlerinin, seçim barajı düşse bile oy oranı düşük partilerin aleyhine işleyeceğine dikkat çekerek dar bölge sisteminin ise "BDP'yi bölgeye hapsedebileceğini" belirtti.
Prof. Dr. Sancar, paketin, yaratılan beklentileri karşılamadığını belirtti, "Çok önemli hazırlıklar yapıldığı, devrim niteliğinde düzenlemeler içereceği söylendi ancak böyle olmadığını gördük" dedi.
EKSİKLİKLER VAR
Pakette, Kürt sorunu ve barış süreci açısından önemli eksiklikler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sancar, bu eksiklikleri şöyle sıraladı:
"Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nda değişiklikler bekleniyordu. Bunlarda KCK yargılamaları ve tutukluları için bir açılım olacaktı. Ancak olmadı. Bu da Kürt tarafının haklı eleştirisi ile karşılaşıyor. Pakette yer alması süreç açısından önemliydi.
Yerel yönetimler ile ilgili de bir düzenleme yok. Ayrıntılı bir düzenleme olmasa da, Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na konulan çekincelerin kaldırılacağı belirtilebilirdi. Bu yönde bir beklenti de vardı.
Geçmişle hesaplaşma kurumlarıyla ilgili bir öneri, vaat bekleniyordu. Kirli savaş dönemindeki suçları açığa çıkartacak Hakikat ve Adalet Komisyonu gibi bir öneri olabilirdi. Buna dair de hiçbir şey yok."
ALEVİLERİN TALEPLERİ YOK
Pakette genel demokratikleşme açısından da önemli eksiklikler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mithat Sancar, "Özellikle Alevilerin talepleri yer almadı. Hükümet bunu ayrı bir paket olarak düzenleyeceğini söyledi. Aynı şekilde gayrimüslimlerin talepleri de yok" dedi.
'YÖNTEM VE ÜSLUP DA SORUNLU'
Sancar, hükümetin ve Başbakan Erdoğan'ın yöntemi ve üslubunun da sorunlu olduğunu söyledi ve ekledi:
"Başbakan'ın tarzı, AKP'nin yöntemi, 'Ben istediğim kadar, istediğim zaman, istediğim şartlarda adım atarım' anlayışıdır. Bu, özellikle barış ve çözüm süreci varken, doğru bir yöntem değil. Ayrıca demokratikleşme endeksli bir paket açıklanırken, antidemokratik bir üslup güven sorunu yaratır."
'ÖNEMSİZ SAYILMAYACAK DÜZENLEMELER DE VAR'
Prof. Dr. Mithat Sancar, pakette önemsiz sayılmayacak düzenleme, öneri ve vaatlerin de yer aldığını söyledi.
Sancar, anadilde eğitimle ilgili düzenleme için şöyle konuştu:
"Anadilde eğitim talebi elbette, pakette belirtildiği gibi değildi. Fakat anadilde eğitimin devlet okullarında da olabilmesi için anayasa değişikliği gerekiyor. AKP anayasa değişikliği ile ilgili de bir işaret verebilirdi. Vermedi. Bunun yerine bugüne kadar izlenen kademeli yöntemi tercih etti. Paketteki anadilde eğitim düzenlemesini, anadilde eğitimin önümüzdeki günlerde devlet okullarında yaygın bir şekilde gündeme gelmesinin ön adımı olarak değerlendiriyorum. Dolayısıyla bu adım çok önemsiz ve değersiz değil ama şüphesiz anadilde eğitim talebini de karşılamaya yeterli değil" dedi.
5 AY ÖNCE OLSA DAHA ETKİLİ OLURDU
Paketle, yapılacağı söylenen düzenlemelerin büyük bir kısmının uygulamada olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Sancar, "Bunlarla ilgili atılacak adımların büyük bir dönüşüm sağlayacağını söylemek mümkün değil. Geç atılmış adım. 5 ay önce açıklansa çok daha etkili olacak paket, bugün açıklandığında daha az etkili olacaktır" diye konuştu.
'HER İKİ SİSTEM TEHLİKELİ'
Başbakan Erdoğan'ın seçim barajına ilişkin gündeme getirdiği önerileri de değerlendiren Prof. Dr. Mithat Sancar, bütün hükümetler gibi AKP'nin de seçim sistemiyle ilgili değişiklik yaparken kendi çıkarlarını gözettiğini söyledi, "İktidar partileri kendileri için en elverişli yöntemi tercih ederler. AKP de kendisine avantaj sağlayacak bir sistem arayışı içindedir" dedi.
'KÜÇÜK PARTİLERİN ALEYHİNE'
AK PARTİ'NİN LEHİNE
"AKP'nin önerdiği iki seçim sisteminin de iyi olmadığı kanısındayım" diyen Prof. Dr. Sancar, "daraltılmış bölge sistemi" ve "dar bölge sistemi"ne ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Daraltılmış bölge sisteminde, baraj yüzde 5'e düşse bile, bir çok yerde küçük partilerin aleyhine işleyecektir, özellikle AKP'ye haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Dar bölge sisteminin ise daha başka tehlikeleri var. Dar bölge sistemi yine çoğunlukçu bir anlayışı daha fazla yaygınlaştıracak. BDP'yi daha çok bölgeye hapsetme gibi bir etki doğuracaktır. Dolayısıyla BDP'nin ve Kürt hareketinin Türkiyelileşme ve bütün Türkiye'yi kucaklama çabalarını seçim sistemi yoluyla engellemek gibi bir etki doğurur.
Benim tercihim yüzde 5 barajı ya da barajsız bir şekilde mevcut sisteme devam edilmesi. Muhtemelen baraj yüzde 5'den daha aşağıya düşmeyecek. Bu durumda şimdiki nispi temsil sistemi değişmeden yüzde 5 barajı, temsilde adalet ve demokratikleşme için çok daha iyi olur.”