Danıştay üyesinden olay TÜGVA sözleri! "Hak-Yol yargıyı ele geçirdi" diyenler "rüşvetçidir"
HAK-YOL'cu olduğunu gizlemeyen bir Danıştay üyesi, "Bize 'Yargıya çöktüler' diyen rüşvetçidir" deyip ekledi: "Sorun ne, biliyor musunuz? Yargıdaki hırsız, utanmaz, arsız, borsacı başsavcı, savcı ve hakimlere tolerans gösterilmesi." Hak-Yol'a FETÖ benzetmesine karşı çıkan Danıştay üyesi, "Siz TÜGVA'nın evinde kalanlara 10 yıl sonra örgüt muamelesi mi yapacaksınız?" diye sordu.
Abone olİsmail Saymaz'ın "Yargıda her tarikatın WhatsApp grubu var, haremlik-selamlık toplantı yapılıyorlar... Eh güçlü grup Hak-Yolcular... Onları Menzilciler takip ediyor..." yazısına kendisinin Hak-Yolcu olduğunu gizlemeyen bir Danıştay üyesinden olay bir cevap geldi. İsmail Saymaz, o Danıştay üyesinin ismini vermeden yargıdaki yapılanmalar ve suçlamalarla ilgili açıklamalarına yer verdi. İşte İsmail Saymaz'ın yazısından çarpıcı bölümler...
Geçen hafta cep telefonuma sürpriz bir mesaj geldi. Şöyle yazıyordu: "Sorun ne, biliyor musunuz? Yargıdaki hırsız, utanmaz, arsız, borsacı başsavcı, savcı ve hakimlere tolerans gösterilmesi. İçim kan ağlıyor."
Bu mesajı gönderen kişi, Nakşibendi Tarikatı'nın İskenderpaşa Kolu'na bağlı Hak-Yol Vakfı'ndan yetişen bir Danıştay üyesi.
Hak-Yol yargıyı ele geçirdi mi?
Mesajın geldiği gün, 19 Ekim'de, köşemde Yargıtay üyesi bir hakimin iddialarına yer vermiştim. O Yargıtay üyesi, Hak-Yol'cuların yargıda egemenlik kurduğunu... Hakimler ve Savcılar Kurulu ile Danıştay'ı kontrolleri altına aldığını... Adalet Bakanlığı ve Yargıtay'da etkin olduklarını... Üyelerinin 1000'e ulaştığını iddia ediyordu. Yargıda her tarikat ve cemaatin WhatsApp grubunu kurduğunu, haremlik selamlık toplandığını ileri sürüyordu.
Üç grubun WhatsApp grubu var
Hak-Yol'cu Danıştay üyesi bu iddialara şiddetle itiraz etti. "Yargıtay üyelerinin haremlik selamlık toplantı yapacaklarını aklınız alıyor mu?" diye sordu. FETÖ'yü hatırlatarak, "Neden olmasın?" dedim. "Aynı heyette yan yana oturduğun üyeyle haremlik selamlık yapacağız öyle mi?" diye karşılık verdi.
Sordum:
- Tarikat ve cemaatlerin kendi WhatsApp gruplarını kurduğu doğru mu? "Kesinlikle yalan!" dedi. Ardından ekledi: "Sosyaldemokratlar, ülkücüler ve muhafazakarların ayrı WhatsApp grupları olabilir."
17-25 Aralık'ta FETÖ ile mücadele edenler bu isimler oldu.
Danıştay üyesi, İskenderpaşa'nın Şeyhi Mahmut Esat Coşan'ın 2001'deki ölümünden sonra Hak-Yol Vakfı'nın öğrenci etkinliği kalmadığını savundu. "Arkası gelmedi. 1986 ile 1990 yılları arasında yetişenler var. Meslekte 20 ve 25. yılındaki insanlar" dedi.
İskenderpaşa sönümlenmişken, yargıdaki olağanüstü yoğunlaşmayı nasıl açıkladığını sordum. Şöyle devam etti: "Muhafazakar bir iktidar var. İktidarda size yakın düşünenler sizi ünvanlı görevlere getiriyor. 17-25 Aralık'ta FETÖ ile mücadele edenler bu isimler oldu. Doğal olarak gelişti."
TÜGVA'da kalanlara 10 sene sonra örgüt muamelesi mi?
"Bunu geçmişte FETÖ yaptı. Değişen ne?" diye sordum. Şöyle dedi: "Bazılarının FETÖ ile mücadeleden anladığı bütün muhafazakarlarla mücadele. Siz TÜGVA'nın evinde kalanlara 10 yıl sonra örgüt muamelesi mi yapacaksınız?"
İşte, adı bende saklı olan Hak-Yol'cu Danıştay üyesinin yanıtları...
- Mevcut yüksek yargının kahir ekseriyeti 15 Temmuz'dan sonra milli güvenliğe karşı tehdit oluşturacak her tür oluşumla aidiyet, irtibat ya da iltisaklı kişilerin yargıdan temizlenmesinde titizlikle mücadele veren muhafazakâr, milliyetçi ve sosyaldemokratların destek verdiği Yargıda Birlik Platformu arasından 2014'te oluşan HSYK üyelerince seçilmiştir. Bir tarikat ya da yapının egemenliğinden bahsetmek mesnetsiz bir iftira olduğu gibi bu kişilere haksızlıktır.
Hak-Yolcular yargıyı ele mi geçirdi?
- İskenderpaşa'ya ilişkin "yargıyı ele geçirme" ve "FETÖ'cüleri koruma" şeklindeki haksız isnatlar ise Ekrem Dumanlı'nın 2014 yılındaki "Kim bu Hak-Yol'cular" söylemini hatırlatıyor.
- FETÖ kumpaslarına karşı duran, kumpası gerçekleştirenlere karşı etkin soruşturmalar yürüten, 15 Temmuz'a yiğitçe duruş sergileyen, Yargıda Birlik Platformu kurucu kadrosunun önde gelen muhafazakâr isimlerinden olan bu kişilere FETÖ benzetmesi iftiradır.
Eski istihbaratçı İsmail Hakkı Pekin'in dediği gibi...
- Eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin'in ifade ettiği üzere İskenderpaşa entellektüel birikimiyle FETÖ gibi taşeron örgütlerin önüne geçebilecekken, kaza gibi bir suikast neticesinde liderinin 2001'de vefat ettiği ve 28 Şubat'tan sonra Hak-Yol Vakfı'nın tüm şubelerinin kapandığı unutulmamalıdır.
- Yargıtay, Danıştay ve HSK'nın ele geçirildiği ifadesinin bilgi, belge ve araştırmaya dayanmadan, meçhul bir Yargıtay üyesinin asılsız beyanları ile verilmesi mesnetsizdir.
Bu suçlama dindar insanları derinden etkilemiştir
- FETÖ karşıtı YARSAV’a sızarak başkanını seçimle devirenler şüphesiz ki İskenderpaşa ve Menzil’e gönül bağı olanların içine sızarak renklenebilirler. Bu sızma ihtimalini ifade etmek yerine topyekün hedefe koyarak, milli güvenliğe tehdit görerek, "FETÖ gibi mücadele edilmeli" demek dindar insanları derinden yaralamıştır.
- FETÖ ile mücadele adı altında bu iki gruptan hareketle tüm dini gruplara yönelik bu sorunlu bakış açısı, FETÖ ile mücadeleye onulmaz zararlar verecektir.
Yargıtay üyesi durduk yerde neden bu iddialarda bulundu?
- Bunlar FETÖ sözcülerinin söylemine hizmet edecek gayri milli, iyi niyetten uzak ve talihsiz açıklamalardır.
- Meçhul (!) Yargıtay üyesinin durduk yerde bu iddialarda bulunması ister istemez, acaba kendi hakkında rüşvet/borsa iddialar var da HSK'ca incelenmesi ve soruşturulmasının önüne mi geçmek için bu çıkışı yaptı sorusunu akla getiriyor.