Dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan ve halk arasında "damar tıkanıklığı" ya da "damar kireçlenmesi" olarak bilinen hasta...
Abone olDünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan ve halk arasında "damar tıkanıklığı" ya da "damar kireçlenmesi" olarak bilinen hastalığın ameliyatsız tedavisindeki yeni yöntemler, Adana’da tartışıldı.
Başkent Üniversitesi Adana Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümü Sorumlusu Prof. Dr. Levent Oğuzkurt, Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Kışla Kampüsü’nde ulusal katılımlı olarak düzenlenen toplantıda, bacak damarlarındaki damar kireçlenmesi ya da damar sertliği diye bilinen yaygın hastalıkta yeni tedavi yöntemleri hakkında bilgi vererek, merkezin son 15 yıllık deneyimlerini paylaştı.
Prof. Dr. Oğuzkurt’un yanı sıra Girişimsel Radyoloji bölümünün geniş kadrosunda yer alan Dr. Çağatay Andiç, Dr. Murat Gedikoğlu, Dr. Işıl Yıldız ve Dr. Edip Hatipoğlu da bu konuda dünyada ve ülkemizdeki son gelişmelerle ilgili sunumlar yaptılar.
Girişimsel Radyoloji bölümünün ultrason, tomografi ve anjiyografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılarak tedavi yapan bir bölüm olduğunu ve uğraş alanlarından en önemlisinin anjiyografi ile damar tıkanıklığına ameliyatsız tedavi yöntemleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Oğuzkurt, şunları söyledi:
"Ekibimiz, radyoloji uzmanlarından oluştuğu için vücudun içini ve buradaki hastalıkları görüntüleme yöntemlerini kullanarak görebiliyor. Damar kireçlenmesine bağlı gelişen atardamardaki darlık ve tıkanıklıklar, dünyadaki ölüm nedenlerinden yarısından fazlasından sorumlu olduğundan tedavisi büyük önem taşımaktadır.
Kalp damarı ve beyin damarı tıkanıklıkları ölüm sebeplerinin başında geliyor. Bacak damarındaki daralma ya da tıkanmalar ise kişinin yürümesini engelleyerek ya da daha ileri evrelerinde ayakta yara yaparak yaşam kalitesini bozan ve uzun dönemde bacak ampütasyonlarına (kesilmesine) yol açabilen bir hastalıktır. Özellikle 50 yaş üstünde yaygın görülüyor ve yaş arttıkça daha da sıklaşıyor. Bacak atardamarlarındaki tıkanmalar yürürken baldır kaslarında ağrıya neden oluyor."
Prof. Dr. Oğuzkurt, son 20 yılda damar darlık ve tıkanmalarının tedavisinde balon ve stentlemenin son derece önemli bir rol oynadığını ama yeni teknolojilere hala ihtiyaç olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu ihtiyaca cevap vermek üzere çok sayıda yeni teknolojik ürünler deneme aşamasından üretim ve klinik kullanım aşamasına geçti. Çalışma prensibi çok farklı bir yöntem olan aterektomi, damar kireçlenmesini anjiyografi sırasında tıraşlayarak temizliyor. Kalp damarlarında etkinliği gösterilen ilaç kaplı stentler artık bacak damarlarında da kullanılabiliyor. Buna ek olarak ilaç kaplı balonlar şu anda dünyada hızla yaygınlaşıyor ve bu sene içinde ülkemizde de kullanılmaya başlayacak.
Balonların ilaçla kaplanması özellikle erken dönem tıkanmaları engelleyerek damarın daha uzun süre açık kalmasını sağlıyor. Stentlere en büyük üstünlüğü vücut içinde hiçbir şeyin bırakılmaması. Stentler büyük damarlarda ve erken dönemde çok iyi sonuç veriyor. Ancak özellikle uyluk ve diz altı damarlarında uzun dönemde tıkanmaları sorun yaratıyor."
Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen girişimsel radyoloji uzmanlarının katıldığı yuvarlak masa toplantısında, en son teknoloji olan vücut tarafından emilebilen stentlere de dikkati çeken Prof. Dr. Oğuzkurt, "Bu stentler damara yerleştirildikten sonra birkaç ay içinde vücut tarafından tamamen emilerek yok oluyor. Böylece erken dönem stent faydalarını kullanabiliyoruz ve uzun dönem stent sorunlarını yaşamıyoruz" dedi.
Girişimsel Radyoloji yuvarlak masa toplantısında, radyoloji uzmanları, yeni teknolojik gelişmelerin önümüzdeki on yılda damar hastalıklarının anjiyografik tedavisinde balon ve stent dışında çok daha yeni yöntemlerin kullanılabileceğini müjdelediler. Yeni teknolojilerin insanların yaşamlarını uzatmada, felç gibi önemli hastalılardan koruyarak sorunsuz bir yaşlanma sağlamada ve bacak damar tıkanıklıklarının açılmasını sağlayarak yaşam kalitesini artırmada çok önemli rol oynayacağı belirtildi.
(İHA)