Gözaltına alınan isimlerin Ergenekon sanıklarıyla çok sıkı ilişkileri bulunuyor. İşte Tayyar'ın gözüyle bu ilişkiler ağı;
Abone olİNTERNETHABER
Gazeteci Yazar Şamil Tayyar, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan isimlerin, halen tutuklu bazı sanıklarla çok sıkı ilişkilerinin bulunduğunu söyledi. Çok dinamik bir soruşturma sürecinin yaşandığını ifade eden Tayyar, Yalçın Küçük'le ilgili de çok önemli tespitler yaptı.
Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar, TV 24'te katıldığı canlı yayında Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan son isimleri değerlendirdi.
İşte o değerlendirme;
Ek iddianamenin biticeği ve mahkemeye iletileceğinin düşünüldüğü bir dönemde böyle isimlerin gözaltına alınması sürpriz oldu.
DALAN VE HURŞİT TOLON İLİŞKİSİ
Bu isimlerin Ergenekon'da halen yargılanan ve tutuklu bulunan isimlerle ilişkisi
Dalan iki aydır kayıptı? |
Bedrettin Dalan, gözaltına alınacağını Bu arada Dalan'ın iddialar üzerine Dalan'ın Türkiye dönüş kararını, küçük Bedrettin Dalan Kimdir? 1941 doğumlu olan Dalan, Anavatan |
ŞAHİN VE TEKİN İLİŞKİSİ
İbrahim Şahin'in de Muzaffer Tekin'le ilişkisi olduğunu biliyoruz. Böyle bir karar alındığına göre savcının elinde bizi de aşan bilgiler olduğunu düşünüyorum.
YALÇIN KÜÇÜK VE PKK İLİŞKİSİ
Yalçın Küçük çok karmaşık bir isim nereye oturtacağını bilmiyoruz. Son yıllarda, çok fazla zikzaklar çizen bir öğretim üyesi. Beka vadisine gitti Öcalan'la röportajlar yaptı ve bunları kitaplaştırdı. Kitapta Öcalan'la ilgili çok saygın ifadeler kullandı.
Uzun süre yurtdışında yaşadı. MED TV'de röportajlar yaptı, sonra yurda döndü ve birden keskin dönüş yaptı.
Yalçın Küçük'ün eski havası ve karizmasının kalmadığını düşünmek mümkün. Sonuçta Yalçın Küçük'ü çok önemseyen ve ciddiye alan bir kesim var. Mesala bana gönderilen bir mektupta, Yalçın Küçük'e ne kadar önem verdiğini söylüyor hatta Öcalan'dan sonra örgütün başına geçebileceği bile söyledi. Bunu hafife almamak gerekiyor, açıkçası Yalçın Küçük için ne gibi belgeler var bunlar ortaya çıkacak.
BU İSİMLER HAFİFE ALINMAMALI
Sisi ve Nurseli İdiz gözaltına alındığında aynı eleştiriler yapılmıştı. Ancak Susurluk'a bakıldığında bu sorunun cevabını bulabiliriz.
Arabaya baktığınızda İzmirli bir manken çıktı.
Kaldı ki bu kişilerin bir bölümü kurye olabilir illa da eline silah alıp bir terör örgütü üye olması gerekmiyor. Bu nedenle bu isimleri ele alırken hafife almamak gerekiyor.
ERGUN BABAHAN YORUMLUYOR
Bu konuda zaten bize çok önceden bilgi gelmişti. Ancak bir süredir., bazı isimlerin bunları tahmin ederek yurtdışına çıktıklarını biliyorum.
Bu çok büyük bir olay, üç beş kişiyle kurulacak bir örgüt değil.
Heryerde organize olmuş bir örgütlenme modeli. Çünkü her yeni sornuşturma ve yeni belge çok farklı kapıların açılmasına neden oluyor. Tüm dünya bunu yaptı; ancak Türkiye çok geç kalmıştı.
Burada bence soruşturma sürdüren makamlara yüklenmek doğru değil, devletin içine yerleşmiş güçlü bir organizasyonun tasfiyesi anlamıdır. Beklemek gerekiyor açıkçası.
Şu anda gözaltına alınan isimleri olağan şüpheliler olarak tanımlamak gerekiyor. Bu operasyon, gönülbağı ilişkisi çevresinde olduğunu düşünmek gerekiyor. Onun için birşey söylemek için erken ancak isimler beni açıkçası şaşırtmadı.