"Kim bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda?.. Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda!...Tamam da… Daha nereye kadar?
Abone olwww.gazeteciler.com yazarı Adnan Berk Okan demokratik açılımla ilgili önceki gün yazdığı analizde "Şehit anaları da fedakârlık yapacak" demişti. Okan bu yüzden çok tepki aldığını söylüyor ve "Mail adresime küfür, hakaret mektupları gönderen sevgili kardeşlerim… Bağırmadan, çağırmadan, düşük bir ses tonu ile tartışalım… Kavgaya ne gerek var?.. Zaten istenen de birbirimizle kavga etmemiz değil mi?.." diyor.
İşte Okan'ın ikinci analiz yazısı...
"Kim bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda?..
Cemel Savaşı’nı bilir misiniz siz?..
Bilirseniz; 10.000 Müslüman’ın birbirlerini boğazladıklarını, bedenlerini keskin kılıç darbeleriyle paramparça ettiklerini de bilirsiniz?...
Kimlerdi o Müslümanlar?..
Bir taraf, Peygamberimizin eşi Hz. Ayşe’den yana olanlar…
Diğer ise Peygamberimizin damadı ve amcaoğlu Hz. Ali’nin askerleri…
Keza Sıffin Savaşı’nı da bilirsiniz…
Yine, onbinden fazla Müslüman’ın birbirlerinin canlarına hiç acımadan nasıl kıydıklarını da...
O savaşan Müslüman taraflardan birinin (Muaviye) mızraklarının ucuna Kuran yapraklarını geçirerek, kaybettikleri muharebeyi nasıl kazandıklarını ve Hz. Ali’nin askerlerini nasıl korkutup kaçırdıklarını; Kuran yaprağını incitmemek için korkup kaçmayanları ise nasıl paramparça ettiklerini de…
Tarihten bir yaprak çevirdikten sonra geleyim günümüze…
Dostlar!..
Mehmet Akif Ersoy’un anlattığı o şehitler, “bir vatan” için verdiler canlarını kanlarını…
Karşılarında yedi düvel gayri Müslim vardı…
Vatan işgal altındaydı…
Bütün tersanelerine girilmiş…
Bütün kaleleri zapt edilmişti…
Millet, fakr-ü zaruret içindeydi…
Peki…
Bugünkü savaşın sebebi ne?..
Vatan işgal altında mı?..
Topraklarımız mı elden gidiyor?..
Bütün tersanelerimize mi girilmiş…
Bütün kalelerimiz mi zapt edilmiş?…
Bayanlar baylar?..
Tersanelerimizin işgal altında olduğu doğru ama bu şagiller eloğlu değil ki…
Hepsi de “bizim oğlanlar”…
Kendi içimizden…
“Armatör” diyorlar kendilerine…
Hemen her gün bir işçimizi göz göre göre ölüme gönderiyorlar hem de…
Kalelerimiz derseniz, “kale” mi kalmış maşallah?..
Ülkemizi yönettiklerini zanneden eski yöneticiler tarafından, gözü doymayan gecekondu yağmacılarına peşkeş çekilmiş her biri…
Elde kalanlar da maşallah briketlerle sağlamlaştırılıyor(!)…
Ve son soru:
Vatanın bölünmez bütünlüğüne göz dikmiş bedhahlar mı var içimizde?..
Yooo…
Sadece “öyleymiş” gibi gösterip, bu memleketin fukara köy çocuklarını birbirlerine kırdıran, açgözlü silâh tacirleri, işbirlikçi komisyoncuları ve geçen gün yazmaya unuttuğum “Uyuşturucu Tacirleri” var…
4500 harflik yazımın içinde yer alan “Şehit anaları da fedakârlık yapacak” cümlesine kafayı takıp mail adresime küfür, hakaret mektupları gönderen sevgili kardeşlerim…
Bağırmadan, çağırmadan, düşük bir ses tonu ile tartışalım…
Kavgaya ne gerek var?..
Zaten istenen de birbirimizle kavga etmemiz değil mi?..
Başbakan’ın “kardeşlik, barış, birlik, bütünlük” dolu akılcı konuşmasına karşı çıkan muhalefet partileri genel başkanları ve sözcüleri!..
Başbakan’ın “en eleştirilemez, en takdir edilesi” konuşmasını yerden yere vuracağınıza, yandaşlarının bile karşı çıktığı kimi konuşmalarını dolayın dilinize…
Sevgili okur dostlar!..
Bu ülke, bu topraklar bizim…
Hepimizin…
T.C. vatandaşı bile olmayıp, bu ülke için emek harcayan, vergi ödeyen herkesin hatta…
Akif’in söylediği gibi:
Kim bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda?..
Ama…
Devamında şöyle diyor büyük şair:
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda!...
Tamam da…
Daha nereye kadar bu güzelim toprağı şehitler ile doldurup yeni Akif’lere, yeni şiirler ısmarlayacağız?... "
Adnan Berk Okan