BIST 9.916
DOLAR 35,27
EURO 36,75
ALTIN 2.979,38
HABER /  GÜNCEL

Dağlıcayı Yarbaydan dinle

Dağlıca hakkında çok şey yazıldı çizildi. O geceyi komutanından dinleyin.

Abone ol

Dağlıca Komutanı Yarbay Dirik: “Er Ramazan Yüce vatanına ve birliğine ihanet etmiştir'

Dağlıca baskınında kaçırılan askerlerin komutanı Yarbay Onur Dirik, olayla ilgili İdari Tahkikat Heyeti'ne verdiği ifadede Mardinli er Ramazan Yüce'nin kendi isteği ile terör örgütü üyelerine katıldığını belirterek, Yüce'nin vatanına ve birliğine ihanet ettiğini söyledi.

Dirik, olay ve kaçırılan askerle ilgili hazırladığı kanaat raporunda ise Yüce'yi olayın belirgin şüphelilerinden biri olarak tanımladı.

Dağlıca baskınında 12 askerin şehit olduğu kaçırılan 8 askerin bağlı bulunduğu 3. Motorize Piyade Tabur Komutanı Topçu Kurmay Yarbay Onur Dirik, olaydan sonra hazırladığı kanaat raporunu idari tahkik heyetine verdi. Dirik, ifadesinde Yüce'yi vatanına ve birliğine ihanet etmekle suçlayarak, kendisinin teröristlerle birlikte yaptığı 'teslim ol' çağrısına 2 personelin riayet ettiği ve ardında diğer personelin bu çağrıya uyduğunu vurguladı.

Dirik, ayrıca kaçırılan askerlerle ilgili olarak da vaka kanaat raporlarını hazırlayarak 16 Kasım günü Van Askeri savcılığı'na göndermişti. Bin sayfalık soruşturma dosyasında yer alan bu kanaat raporları ile savcının iddianamede yer alan görüşler benzerlik gösteriyor.

Yarbay Dirik'in, Ramazan Yüce için kanaati şöyle: "Olaydaki en belirgin şüphelilerden birisidir. Olay anındaki davranış ve hareketleri incelendiğinde bu işi kasıtlı olarak yaptığı, hiçbir baskı altında kalmadan kendi rızası ile silahını da yanına alarak teröristlere teslim olmuştur. Bununla da yetinmeyip kendi arkadaşlarına 'teslim olun' çağrısı yaptığı anlaşılmıştır. Yüce'nin bu teslim olun çağrısı birliğin moralini bozmuştur. Olayı kasıtlı yapmasının diğer bir kanıtı ise, olay öncesinde arkadaşları ile yaptığı konuşmalardır. Kendisinin, 'PKK bizden daha iyi', 'benim yerim burası değil dağlardır', 'ben onları çok seviyorum yönündeki sözleridir. Aynı şekilde olaydan bir gün önce terhis olan 4 askerin tabur merkezine indikleri esnada arkalarından 'inşallah gidemezsiniz, havaya uçarsınız' demiş"

Dirik, raporunda Piyade Uzman Çavuş Halis Çağan için de, bazı personelin teröristlerin teslim ol çağrılarına uymasının ardından, mevzi değiştirme veya geri çekilme şansı bulmasına rağmen örgüt mensuplarına karşılık vermeyi bıraktığını ve onlarla birlikte gittiğini görüşünü dile getirdi.

Dirik, terör örgütüne teslim olan diğer 6 asker için de, genel olumsuz bir kanaatten ziyade Ramazan Yüce'nin etkisinde kaldıklarını kaydediyor. Dirik, teslim olan askerlerden Fatih Atakul için, bulunduğu mevzide ve çevresindeki tüm askerlerin şehit olması nedeniyle yalnız kalmış olması ve sessiz, sakin saf bir yapıda olduğu ve Ramazan Yüce tarafından kandırılarak kıymetlendirildiğini yazmış. Fuat Başoda için de, örgüt mensuplarının teslim ol çağrısına silahla karşılık vermeden uyduğu ve gönüllü olarak gittiğini belirtmiş.
Dağlıca Komutanı Yarbay Dirik: "Teröristlerin ısrarlı bir şekilde tabura sızma girişimini önledik"

Hakkari'nin Dağlıca Taburu'na 21 Ekim terör saldırısında 12 askerin şehit olması ve terör örgütü tarafından kaçırılan 8 askerin komutanı Topçu Kurmay Yarbay Onur Dirik, İdari Tahkik Heyeti'ne 24 Kasım günü verdiği ifadede o gece ve sonrasında yaşananları anlattı.

Yarbay Dirik, 20 Ekim günü saat 23:55'te taburun doğu ucunda bulunan termal kamera ile bölgenin gözetlenerek yaklaşık 600 metre mesafedeki Küçük Serlant Tepesi'nde 5-6 kişilik terörist grubun görüntülendiğini kendisine telsizle bildirildiğini kaydetti.

Dirik, bunun üzerine kırmızı alarm verdiğini ve termal kamera ile bölgeyi bizzat tarayarak 7 kişilik terörist grubu şahsen tespit ettiğini söyledi.

Yarbay Dirik, tespit edilen bu terörist unsurları ateş altına aldırmasından 30 saniye sonra tabur merkezine 5 ayrı tepeden yoğun ateş edildiğini belirterek, "Ardından bölgelerdeki ateşlerin Keri/Meri Tepe, Pey Tepe ileri üst bölgeleri ile Şehit Murat Tepe yakın emniyet bölgesine kaydırıldığını tespit ettik. Bu tepelerdeki unsurlarımızın ateş istekleri havan ve topçu ateşleri ile karşılanmaya başladı. Bu aşamada bir saldırıya uğramakla birlikte ilk ateşi bizim açmamız nedeniyle baskının önlendiği ve terör örgütü üyeleri sızma grupları yerlerini alamadan saldırının başladığını değerlendiriyorum. Ayrıca o gün saat 17:00 ile 22:00 arasında bölge genelinde oluşan yoğun sis terör örgütü mensuplarının saldırı hazırlıklarını örtülmesine katkı sağladığını düşünüyorum." dedi.

Dirik, temas nispeten dengeli bir şekilde devam ederken, 00:30'da Keri Tepe çevresinin aydınlatılması bütünüyle söndü ve devamında Keri Tepe'nin (Keri/Meri tepeler şehitlerin verildiği ve askerlerin kaçırıldığı yerler) yoğun roket saldırısına maruz kaldığını söyledi. Yarbay Dirik, saat 01:00 civarında Keri/Meri Tepe üst bölgesi komutanı ile temaslarının kesildiği ve diğer rütbelilere irtibat sağlayamadıklarını anlattı.

Terör örgütü ile temas sırasında üst karargah hareket merkezlerine durumu ileterek silahlı helikopter desteği talep ettiklerini ve bu isteklerinin saat 03:45 ile 04:00 sıralarında bölgeye 2 adet AH-1W helikopterin ardında ila takviye olarak kobra desteği hava aydınlanana kadar devam ettiğini söyledi.

Dirik, teröristlerin kobralara yoğun ateş açması nedeniyle açıkça belli olan hedeflere kobralar tarafından isabetli atışlar yapıldığını kaydetti.

'TERÖRİSTLER HELİKOPTERLERE ATEŞ AÇINCA YARALI ASTEĞMEN KATIR SIRTINDA TAŞINDI'

Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Dirik, Keri Tepe ve ileri üst bölgelerine yıldırım düşmelerine karşı verilen kobra tipi yedek telsiz ile saat 05:00 sıralarında irtibat kurulduğunu anlatarak, saat 10:00 sıralarında üst bölgesine takviye için helikopterlerle Jandarma Özel Harekatı'nın havadan indirildiğini söyledi.

Bu indirme sırasında bir uzman çavuşun yaralandığı ve 1 helikopterin 2 mermi aldığını dile getiren Dirik, devam eden tacizlere karşı gün boyunca kobra desteği ile bölgede sortiler yapıldığını kaydetti.

Dirik, "Pey Tepe'de yaralanan Piyade Asteğmen Hüseyin Denizduran, bölgeye helikopter inişi mümkün olmadığından katırla tabur merkezine tahliye edilmiştir. Helikopter faaliyetleri sırasında tabur ana üs bölgesine yoğun tacizler yaşanmış. Saat 04:00 sıralarına kadar sızma girişimleri olmuş. Ancak Keri Tepe'ye takviye eden Jandarma Önleyici Hareket taburu unsurunun soğukkanlı ve reaksiyonları sebebiyle başarıya ulaşamadıkları görülmüştür." şeklinde konuştu.

'OLAYDAN 3-4 GÜN ÖNCE BÖLGEDE FARKLI TELSİZ KODLARI TESPİT EDİLDİ'

Yarbay Dirik, olaydan 3-4 gün önce 9-10 katırlık hudut hattını geçen görüntülerin tespit edildiği ve alınan görüntülerle birlikte bölgeye topçu atışının yapıldığını söyledi.

Olay öncesinde telsiz dinlemelerinde çok sayıda yeni telsiz kodunun kullanıldığı ve yeni grupların bölgeye girmeye çalıştığı tespit edildiğini aktaran Dirik, "Bunu bir eylem veya toplantı hazırlığına ilişkin emareler olarak tespit ettik. Bununla birlikte birlik hazır düzeyi artırılmış." dedi.

Yapılan saldırılara karşı örtülü ve gömülü mevziler sayesinde destek silahlarının kesintisiz çalışması sağlandığını ifade eden Dirik, 10 ayrı hedef bölgesine 10 havan ve 2 obüs ile olay gecesi 237 havan, 168 obüs ikinci gece süresince toplam 375 havan ve 246 obüsün atımı yapıldığını vurguladı.

Dirik, olay sırasında bir bölük komutanının olmamasını ise bir bölük komutanın izinli, birinin bir gün sonra konvoyla izne gidecek olması ve kalan bir bölük komutanın ise aynı gün icra edilecek yol emniyet görevi ve birkaç gün sonra planlanan bir operasyonu komutanı olarak görevlendirilmesine bağladı.

"21-23 EKİM TARİHLERİ ARASINDA ISRARLI TACİZ VE SIZMA GİRİŞİMİ OLDU"

Dirik, 21-23 Ekim tarihleri arasında tabur ana üs bölgesi ve 2 ileri üst bölgesinin tümünü kapsayan ısrarlı taciz ve sızma girişimlerinin olduğunu kaydederek, "Sonuç olarak sızma girişimleri bertaraf edilmiştir. Keri Tepe'deki sızma ise her türlü çabalara rağmen karşın engellenemeyerek kayıplar verilmiştir. Keri Tepe'deki personelin büyük çoğunluğu bölgesini terk etmeyerek göğüs göğse muhabere ettiği, tepenin tamamen teröristler tarafından kontrol altına alınması üzerine sağ kalan personelin büyük çoğunluğu gizlenerek 'teslim ol' çağrılarına uymadığı ve bir kısmının ise örgüt üyelerine teslim olmuştur" şeklinde ifade vererek teröristlerin 21 Ekim gecesi sonrası kaçmadıkları ve 3 gün boyunca birliğe belli aralıklarla taciz ateşi açmaya devam ettiklerini sözlerine ekledi.