BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Dağlıca muamması

Savcılar sorduklarında biz de öğreneceğiz, Onur Dirik Ergenekoncu mu yoksa Ergenekon mağduru mu?

Albay Dirik Ergenekoncu mu, Ergenekon kurbanı mı?

Dağlıca baskınında, bundan tam dört yıl önce 13 asker şehit oldu, sekiz asker kaçırıldı.
Türkiye bu olayın hüznünü yaşarken Dağlıca tabur komutanını tanıdı.
O komutan önce ses kaydı ile herkesi şaşırttı.
(/watch?v=Whrui01mcug)

O ses kaydında, "bizim bu olayda iki önemli hatamız var, Genelkurmay'ın yerinde ben olsam, kendimi görevden alırım" diyordu.
Telsizin başına Kürt kökenli bir askeri koymasını "dehşet bir hata" olarak nitelendiriyordu.
Bir de "tutukluk yapan" silahlara hayıflanıyordu.

O ses kaydında, Dirik'in üstlerinden duyduğu herhangi bir şüphe yoktu.
Sadece ses kaydında değil, Onur Dirik'in, idari takibat sırasında verdiği ifadelerde de olağandışı, esrarengiz bir olaydan bahsettiği yansımadı gazetelere.

Tek yansıyan PKK'nın kaçırdığı Kürt asıllı asker Ramazan Yüce'nin mevzi kaybında bir numaralı sorumlu olduğu iddiasıydı.

Er Ramazan Yüce, "vatana ihanet" suçundan yargılanıyor ancak, Onur Dirik başka bir suçtan ceza aldı, rütbeleri söküldü, er yapıldı sonra da ordudan atıldı. Dirik'in ceza almasının nedeni, emrindeki bir Üsteğmen'e, "eliyle mayını etkisiz hale getirme" talimatı vermesi ve o üsteğmenin ölümüne neden olması.

Bu ceza kesinleştikten sonra yeniden ortaya çıktı Onur Dirik.
Bu kez Dağlıca baskınında, kendisinin de anlayamadığı bazı esrarengiz olayların meydana geldiğini söylüyor. Doğrudan işaret etmese de, işin içinde "Ergenekon"un olduğunu iddia ediyor.

Dirik'e göre kendisinin ve taburunun inşaat işleriyle meşgul edilmesi, olaydan saatler önce planlanan bir operasyonun üstleri tarafından iptal edilmesi, üstüne üstlük tabura tam ters istikamette yol güvenliği görevi verilmesi tesadüf olamaz.

Dirik birileri "Ak Parti hükümetini zor durumda bırakmak için bu baskına zemin hazırladı" diyor.

Bu noktada küçük bir hatırlatmaya ihtiyaç var.
Aynı Onur Dirik 2008 yılında gazete haberlerinde "Ergenekon şüphelisi" olarak çıkmıştı karşımıza. Doğrudan değilse de dolaylı olarak.

Dirik'in Ergenekon sanıklarından Asuman Özdemir ile diyalogları ek klasörlerde yer almış, Özdemir'e baskından bir yıl önce Dağlıca ile ilgili fotoğrafları, ve mevzilerin krokilerini gönderdiği belgelenmişti.

Yani bugün Zaman gazetesine verdiği röportajda Dağlıca baskınında sorumlu olarak üstlerini ve dolayısıyla Ergenekon'u işaret eden Dirik dört yıl önce gazetelerde neredeyse Ergenekoncu ilan ediliyordu.

Elbette buradaki çelişkiye savcılar yapacakları soruşturma ile açıklık getirecek, zaten Dirik bildiklerini anlatmaya hazır olduğunu da söylemiş.
Ergenekon savcılarının bu röportaj ve açıklamalar sonrası harekete geçmeleri sürpriz olmayacak.

Savcılar sorduklarında biz de öğreneceğiz, Onur Dirik Ergenekoncu mu yoksa Ergenekon mağduru mu?

Gerçekten Dağlıca'da Ergenekon parmağı mı var, yoksa ordudan atılan eski Kurmay Albay Dirik paçayı yırtmanın bir yolunu mu arıyor?