BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Dağı 'teğet' geçince...

Helikopter havalanmıştır... Hava çok sisli, dağlar dumanlı dumanlıdır. Zamanın başbakanı bir türkü tutturmuştur manzarayı görünce... "Dumanlı dumanlı oy bizim eller.." diye... 

O sırada helikopter motoru gürültüler çıkarmaya başlamıştır... Başbakan "tın"mamıştır...

Karlı dağları görünce yeni bir türkü gelmiştir aklına...
"Şu dağlarda kar olsaydım olsaydım.../Bir asi rüzgar olsaydım, olsaydım/ Arar bulur muydun beni, beni..."

Tam türkünün burasında aklına kötü kötü şeyler gelmiştir...
Aranıp da günlerce bulunamayan...
Bulan köylülerin dava
edildiği bir Anadolu ülkesi...
O dağlarda yitip giden bir Anadolu delikanlısı düşmüştür aklına...

"Sahi bu türkü de kimindi" diye beyni karıncalanmıştır...
Rahmetli Yusuf Hayaloğlu'nun muydu!

-"Hay aksi nerden geldi bu ölmüşler şimdi aklıma" deyip kulağına asılmış, "tüh tüh" etmiştir başbakan mırıltıyla... Bir de tahta olsa da vursam diye de hayıflanmıştır... Şu bakanın kafasına mı vursam diye de muzip bir düşünce geçmiştir içinden...

İşte o bunlara dalmışken sisin içinden bir dağ yükselmiştir helikopterin önüne... Neyse ki pilot tecrübelidir bu işte... "Dağları sıyırma" teğet geçme konusunda uzmandır... Ve yine dağı teğet geçmiştir...

İyidir dedik pilot ya... Ama o kadar da iyi değildir... O teğet geçiş helikoptere zorunlu iniş yaptırmıştır olmadık yerde...

Tarihler 29 Mart'ı göstermektedir...
Saat de sandıkların kapanış saatine denk gelmiştir...

Bu okuduklarınız malumunuz, tamamen senaryo...
Bilinmedik bir ülkede, bilinmedik bir başbakanın başından geçenler gibi... Size tanıdık geliyorsa bazı şeyler, hayal gücünüzün ürünüdür... Bana hiç suç atmayın!

Kaç gündür yazı yazmak gelmiyordu içimden...
Biraz iş yoğunluğundan çokça da yüreğimden...
Bir okul arkadaşımı azgın bir nehir aldı hayatının baharında...
Bir Yiğidomuzu da karlı dağlar...