Yeşilçam'ın usta ismi Cüneyt Arkın'ın yoğun bakıma aldığı haberi gündeme bomba gibi düşmüştü. 1937 doğumlu 81 yaşındaki Cüneyt Arkın, Silivri'deki yazlığından, hastaneye götürüldü. Cüneyt Arkın'ın son sağlık durumu hakkında hem oğlu Murat Arkın'dan hem de menajerlik şirketin açıklama geldi.
Abone olYeşilçam'ın Malkoçoğlu'su, 81 yaşındaki usta oyuncu Cüneyt Arkın, solunum yetmezliği nedeniyle apar topa hastaneye kaldırılınca, herkes son sağlık durumunu merak eder oldu. 8 Eylül 1937’de Eskişehir’de doğan ve asıl adı Fahrettin Cüreklibatur olan Cüneyt Arkın'ın oğlu Murat Arkın'da açıklama yaptı.
CÜNEYT ARKIN'IN SON DURUMU NE; Cüneyt Arkın’ın yaşadığı solunum sıkıntısı nedeniyle kaldırıldığı hastanede yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındığı iddia edilmişti. Sanatçının menajerlik şirketinin konuyla ilgili yaptığı açıklamaya göre ise, KOAH hastası olan Arkın, kontroller için dün Silivri'deki bir özel hastaneye gitti.
Kontrolleri yapılan sanatçı, rutin uygulama doğrultusunda oksijen aldı ve daha sonra evine geri döndü. Söz konusu haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
OĞLU MURAT ARKIN'DAN AÇIKLAMA; Bir diğer açıklama ise oğlu Murat Arkın'dan geldi. O da açıklama için Instagram hesabını kullandı.
CÜNEYT ARKIN KİMDİR?
Cüneyt Arkın gerçek adıyla Fahrettin Cüreklibatur, 8 Eylül 1937’de Eskişehir’de doğmuştur. Sinemada canlandırdığı “Malkoçoğlu” karakteri kendisine lakap olarak atfedilmiştir. Babası Kurtuluş Savaşı’na katılmış Hacı Yakup Cüreklibatur’dur. Aslen Nogay’dır. Lise öğrenimini Eskişehir Atatürk Lisesi’nde gördü, 1961 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu.
Memleketi Eskişehir’de, yedek subay olarak askerliğini yaparken, Göksel Arsoy’un başrol oynadığı Şafak Bekçileri (1963) filminin çekimleri sırasında yönetmen Halit Refiğ’in dikkatini çekti. Askerliğini bitirdikten sonra Adana ve civarında doktorluk yaptı. 1963 yılında Artist dergisinin yarışmasında birinci oldu. Bir süre iş arayan Cüneyt Arkın, 1963’te Halit Refiğ’in teklifiyle sinema oyunculuğuna başladı ve 2 yıl içinde en az 30 film çevirdi.
1964 yılında oynadığı Gurbet Kuşları filminin finalindeki kavga sahnesi, Arkın’ın kariyerinde bir kırılma noktası oldu. Bir süre daha duygusal-romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra yine Halit Refiğ’in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi. Bu dönemde İstanbul’a gelen Medrano Sirki’nde altı ay süreyle akrobasi eğitimi aldı. Burada öğrendiklerini Malkoçoğlu ve Battalgazi serilerinde beyaz perdeye aktararak, Türk sinemasına daha önce hiç örneği olmayan bir tarz getirdi. Kısa sürede avantür filmlerin en aranan oyuncusu haline geldi. Romantik jön filmlerle başladığı sinema yaşantısını hareketli filmlerle sürdürse de hemen her karakter role de can verdi. Kariyeri boyunca westernden komediye, macera filmlerinden toplumsal filmlere değişik türlerde filmler çekti. Özellikle Maden (1978) ve Vatandaş Rıza (1979) filmleri, Cüneyt Arkın’ın kariyerinde özel bir yer kaplar.
12 Mart dönemi sırasında, 4. Altın Koza Film Festivali’nde (1972) jürinin ilk oylamasında Yılmaz Güney’i Baba filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu seçilmesine rağmen daha sonra siyasi baskılarla Yılmaz Güney’in yerine, ilk oylamada Yaralı Kurt filmindeki performansıyla ikinci olan Cüneyt Arkın’ı en iyi erkek oyuncu seçti. Bu karara tepki gösteren Arkın ödülü reddetti.
Cüneyt Arkın sinemasına ayrı bir renk getiren, yönetmenliğini Çetin İnanç’ın yaptığı 1982 tarihli Dünyayı Kurtaran Adam zamanla bir kült film haline geldi. 1980’li yıllarda Ölüm Savaşçısı, Kavga, Sürgündeki Adam ve İki Başlı Dev gibi aksiyon filmlerinden sonra, 1990’lı yıllarda da polisiye dizilere yöneldi.
Cüneyt Arkın, at binmede ve karatede uzman sporcu unvanına sahiptir. Oyunculuğun yanı sıra televizyon izlenceleri sunmuş ve kısa bir süre gazetelerde sağlıkla ilgili köşe yazarlığı da yapmıştır. 2009 yılında omurgasındaki sinir sıkışmasından dolayı yaklaşık üç ay hastanede tedavi gördü.