Cumhuriyet'e Saray darbesi mi yapıldı?
Saray'dan, Tayyip Erdoğan'dan pek haz etmeyen Ali Sirmen'in, uzun uzun neden Alev Coşkun ve arkadaşlarının yanında yer aldığını anlatması, başına taş düşse Tayyip Erdoğan'dan bilen kesimi ikna edecek mi sizce?
Cumhuriyet'te, eskiler gidiyor, en en eskiler geri geliyor. Kimi kendi isteği ile kimi de gelecek görmediği için veda ediyor Cumhuriyet'e... Ayrılıklarla ilgili bütün veda yazılarını okudum, en ilginç olan Ali Sirmen'in "Saray darbesi" yazısıydı...
Ali Sirmen, Cumhuriyet Vakfın'daki değişimi doğru bulunca, yani eski yönetimin yanında olmak yerine Alev Coşkun ve arkadaşlarının safında yer alınca... malûm koro yıllardır söylediği şarkıyı yeniden mırıldamaya başlamış:
"Saray darbesi!"
Saray'dan, Tayyip Erdoğan'dan pek haz etmeyen Ali Sirmen'in, uzun uzun neden Alev Coşkun ve arkadaşlarının yanında yer aldığını anlatması kâr etmez. "Saray'ın darbesi" tiyatrosunu biz yıllardır izliyoruz, başlarına taş düşse Tayyip Erdoğan'dan biliyorlar çünkü.
Ali Bey, daha yolun başında... Bana göre doğrunun yanında. Gerçekler acıdır bazen. Biliyorlar aslında işin aslını. Ama yine de diretirler, ayak sürerler, inat ederler. Cumhuriyet'teki çalkantının Saray'la uzaktan yakından ilgili olmadığını bile bile yol alırlar, alıyorlar.
Ali Sirmen'in isyanı buna!
"Bunun neresi Saray darbesi" diyor!
Ali Bey'in eski yol arkadaşlarını ikna edebileceğini pek
zannetmiyorum. Zira aynı bulaşıcı hastalığı bize de sıçrattılar
yıllarca. Alçaklıkta sınır
tanımadılar... Aynı silahı kendi arkadaşlarına,
aynı davaya inanan yoldaşlarına doğrultmaları bu yüzden beni
şaşırtmadı. Cumhuriyet için,
"yaşasın" diyorlar giderken...
Yalan!
Vallahi yalan!
Cumhuriyet'i yeni yönetim ile birlikte mezara gömmek için kürek sallıyor.
Sığındıkları alçaklık ise, "Saray darbesi..."
CUMHURİYET'TE GENÇLER OLACAK MI?
Cumhuriyet'teki temizliğin adına herkes bir isim takıyor. Gidenler, gelenler, istifalar.. açıklamalar.
Mustafa Balbay ve ötekiler gidenlerin yerini dolduracak mı? Cumhuriyet okurları nasıl bir tavır takınacak? Alev Coşkun ve arkadaşlarının çizgisi belli. Gidenlerin bugüne kadar yazdıkları, yaptıkları ortada.
Okuyucu gidecek mi, kalacak mı?
Hep birlikte göreceğiz...
Ve fakat... Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi değil. Teknolojinin hüküm sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Gazeteler, dergiler kâğıda veda ediyor artık.
Mustafa Balbay ise, hâlâ kâğıt kokluyor sokak ortasında. Balbay'ın kâğıt sevdasına bir yere kadar hak verebilirim. Peki ya canlı tarih olmuş Cumhuriyet'in diğer yazarları...
Şükran Soner, ben doğduğum yılda mesleğe başlamış. Geçmişte büyük başarıların altına imza attığını kimse inkâr edemez. Ama 2018 yılındayız... Şükran Soner'in, ya da 1960 yılında gazeteciliğe başlayan Özgen Acar... Orhan Bursalı, Emre Kongar, Erol Manisalı... hepsi bir birinden değerli, geçmişleri parlak isimler. Bunların içinde en genç kalanı ise Mustafa Balbay...
Hepsi canlı tarih...
Hepsi hâlâ kâğıtçı...
Hepsi teknolojiden çok uzak....
Atatürk'ün Türkiye'yi emanet ettiği gençler niye yok peki?
SEN DAYAN DAYANABİLİRSEN KEMAL BEY!
CHP lideri yine gürlemiş:
"Dayanamazlar" demiş AK Parti
iktidarı için.
Türkiye'nin yönetilemediğini söylemiş...
Oysa...
16 yıldır AK Parti iktidarda.
Bu nasıl korkmak, bu nasıl dayanamamak Kemal Bey?
Dürüst değil CHP lideri.
Kendi beceriksizliğini başkasına mal ediyor.
AK Parti iktidar oldu olalı, kaç seçime girdi ve kaç
seçimde başarı sağladı CHP lideri? Bir tane ya, bir tane seçim
başarısı olmaz mı bir siyasetçinin?
Doğruları konuşalım...
Tayyip Erdoğan iktidarda, Kemal Kılıçdaroğlu
muhalefette... 9 seçimlik bir galibiyet.. Önümüzde de yerel
seçimler var. Kim dayanamayacak sizce? Kemal Bey mi yoksa
Erdoğan mı? Kim kalacak ya da? Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu
mu?
Efendim 80 milyon için demokrasi istiyormuş.
İyi de arkadaş, halk istemiyor seni.. Bir, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8,
9... 10 sırada...
Yenilgiye ne zaman doyacaksın Kemal Bey?