Berksoy, "Özkök, Mumcu'nun gazeteciliğini bilmiyor ama, değiştirelim, diyor" tespitini yaptı.
Abone olGazetecilikte Rol Modeli Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ilginç bir tartışma başlattı. Basında epey de yankı buldu söyledikleri. Efendim, gazetecilik mesleğinde, sanırım özellikle de gazetecilik eğitiminde, Abdi ipekçi ve Uğur Mumcu 'nun mesleğin önde gelen başarılı örnekleri olarak vurgulanması, ön plana çıkartılması ve giderek rol modelleri olarak sunulması Özkök'ün canını sıkmaya başlamış. Alçakça saldırılar sonucu aramızdan ayrılmış olan bu iki mümtaz gazeteciye dönük süregelen ilgi, nostaljik patinaj sayılırmış. Bunların gazetecilikleri müzeye kaldırılmalıymış. Dahası, yeni nesil gazeteci adaylarına bu iki örnekten hareketle mesleği öğretmek sakıncalı olurmuş. Yeni örnekler, rol modelleri bulmak gerekirmiş, falan... Benim Özkök'ün yazısından anladığım bu. Yanılma olasılığı her zaman vardır. Ama vahim bir yanılma içinde olduğumu sanmıyorum. Yazının özeti bu. **** Abdi İpekçi ile, birkaç kez kalabalık grup halinde aynı mekânda bulunmak dışında, doğrudan bir ahbaplığım olmadı. Uğur Mumcu ile yaşamımı paylaştım. Dünya görüşünü ve bunun içine yerleştirdiği ilkelerini, yeteneklerini, becerilerini, kavgalarını, enerjisini, çalışkanlığını, cesaretini, namus ve erdem anlayışını ilk adımından bu yana bilirim. Hangi vasıflarıyla muhabirlikten rol modelliğine tırmandığına yakından tanık oldum. Meslekten gazeteci değilim. Gazetecilik mesleği konusunda ahkâm kesmeye yetkili görmem kendimi. Ama iyi bir gazete okuyucusuyum. Gazeteciler çevresinden de hiç uzak olmadım. Tüm bunların bana konu hakkında birkaç söz söyleme imkânı verdiğini düşünüyorum. **** Kafasını Uğur Mumcu'ya takan çok oldu. En çok takanlar da sonunda yaşamını koparıp elinden aldılar. Bu açıdan bakılınca, yeni bir tartışmaya konu edilmesini yadırgamadım doğrusu. Özkök'ün gündeme taşıdığı konuda tartışmaya açık pek çok nokta var. Ben şu rol modelliği konusuna takıldım. Örneğin, Uğur Mumcu'yu ele alıp, rol modelliği açısından Özkök'ü neyin rahatsız ettiğini irdeleyebiliriz. Mumcu'nun gazetecilik yaşamı hiçbir zaman tekdüze, renksiz, sakin akan bir yaşam olmadı. Pek çok vasfı aynı kalıbın içine sığdıran bir gazeteciydi. Örneğin, sert ve ödün vermez bir tartışmacı, giderek polemikçiydi. Gözünü budaktan sakınmaz, kavga vermekten, bunda ısrarlı olmaktan kaçınmazdı. Dünya görüşünü açıkça söyler, bunu da militanca savunurdu. Kendi bulgularının peşine düşer, kendi doğruları uğruna yakınındakilerin bile canını yakmaktan çekinmezdi. Bunlar, Mumcu'nun meslekte sergilediği ve geniş kitlelerin indinde onu ''yiğidim aslanım'' mertebesine ulaştıran temel özelliklerinden sadece bir kısmı. Gazetecilikte rol modeli olması bu tür özellikleri üzerine mi inşa edilmiştir? Mumcu'nun yeni nesil gazetecilere örnek olarak okutulan temel mesleki vasıfları bunlar mıdır? **** Durumun böyle olmadığını, Özkök de dahil herkes biliyor ya da bilmelidir diye düşünüyorum. Uğur Mumcu'nun gazetecilik mesleğine yaptığı katkıları, yeni nesle ilke olarak aktarılabilecek mesleki özelliklerini feodal kokulu bir yiğidim aslanım söylemine sıkıştırıp atmak, eksik, yazık, dahası ayıp olur. Araştırmacı gazeteci etiketi, içi boş bir mesleki slogan değildir. Bunun içini dolduranların başında da Uğur Mumcu gelir. Araştırmacılığı, belgeciliği, bilgiye düşkünlüğü, tüm bunlardaki titizliği ve ısrarı Mumcu'nun temel mesleki vasıflarıdır. Bunları en yetkin ve etkili biçimde başardığı konusunda da bir tereddüt olmaması gerekir. Gelir-geçer türdeki mesleki çatışmalarını ve polemiklerini bir yana koyarsanız, Mumcu'dan geriye kalan temel mesleki miras bunlardır. Rol modeli olması ve yeni nesillere aktarılacak öğretisi, bu özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Araştırmaya, bilgiye, belgeye dayalı haber ve yorum yapmanın gazetecilik mesliğine yeni adım atmış olan gençlere mesleki ilke olarak aktarılmasında, bunu en yetkin biçimde yapmış olan bir gazetecinin de rol modeli olarak öğretilmesinde Özkök'ü rahatsız eden yanlış nedir? Mesleğin temel kuralları arasında öncelikli yer alması gereken bu vasıflarda Özkök'ü rahatsız edecek kadar eskimiş, nostaljik, hatta müzelik olan nedir? Dahası, Mumcu'yu kafaya takıp tüm bu vasıflar yok ya da önemsiz olarak algılanırsa, yeni nesle ilke olarak ne aktarılacak, rol modeli olarak kim gösterilecektir? Hadi canım, sen de nostaljik takılıyorsun, dinozorluk yapıyorsun, müzelik konuşuyorsun denilebilir. Bunu kabul de edebilirim. Ama, kabul etmem için, bu soruların ikna edici biçimde yanıtlanması gerekiyor. Olmazsa, süreci tersine çevirip, bu kez Özkök'ün gerçek niyetinin ne olduğunu sorgulama gereği doğar. Meslek dışından birisi olarak, bunu ben yapamayabilirim. Ama yapabilecek birileri mutlaka bulunur.