BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,40
ALTIN 2.936,78
HABER /  MEDYA

Cumhuriyet gazetesinde 'terör' kavgası! Yeni yönetim eski yönetimi suçladı eski yönetim cevap verdi

İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu'nun 'terör manşetleri'ni canlı yayında ekrandan göstermesi üzerine Cumhuriyet gazetesi "O manşetler Can Dündar ve ekibinin manşetleri" savunması yaptı. Can Dündar ve eski Cumhuriyet yönetimi yeni yönetime "Ne farkınız kaldı iktidar yanaşmalarından" cevabı verdi.

Abone ol

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun TRT canlı yayınında "terör manşetleri"ni gösterdiği Cumhuriyet gazetesi, bugün birinci sayfadan yayınladığı açıklamada Soylu'nun gösterdiği örneklerin çoğunun eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar dönemine ait olduğunu belirterek, "Oysa, bugün Cumhuriyet gazetesi, bu ekibin yayın çizgisi ve tutumlarına karşı Cumhuriyet okur ve emekçileri ile birlikte dört yıl yürüttüğü hukuksal mücadele ve Yargıtay’ın da onadığı bir mahkeme kararı sonucu yönetime gelen Cumhuriyetçi kadro tarafından yayımlanmaktadır" ifadelerini kullandı. Eski Cumhuriyet gazetesi yöneticileri, Cumhuriyet gazetesi yönetimine tepki gösterdi. İşte Cumhuriyet'te eski ve yeni kavgası...

Birinci sayfadan Can Dündar ve eski yönetimi suçladılar

Cumhuriyet gazetesi, İçişleri Bakanı Soylu'nun onlarca haber başlığını "terör manşetleri" olarak göstermesiyle ilgili birinci sayfadan açıklama yaptı. iddiasıyla yaptığı suçlamalara yanıt verdi. Yapılan açıklamada, Soylu'nun örnekleri üzerinden gazeteci Can Dündar'ın dönemi suçlanarak, "Cumhuriyet gazetesi, 2018 Eylül ayı başında, Atatürk’ün adını verdiği ve Yunus Nadi’nin kurduğu Cumhuriyetçi çizgisine oturduğunu kamuoyuna duyurmuştur. Bu çizginin herhangi bir suç ya da terör örgütü ile ilişkilendirilmesi bir kasıtlı çarpıtmadan öteye gidemez" denildi. 

Can Dündar’ın başında bulunduğu İkinci Cumhuriyetçi bir ekibin...

Cumhuriyet gazetesinin açıklamasının tamamı şöyle:

"İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçen gece TRT Haber kanalında yapılan bir programda gazetemiz Cumhuriyet’i yeniden hedef almıştır.

Bilindiği üzere, Türkiye’de, aralarında iktidar ortakları tarafından da kimi açıklamalarla doğrudan desteklenen mafya liderlerinin de bulunduğu kimi suç örgütü elebaşıları; hem birbirleri, hem kirli ilişkiler içinde oldukları siyasetçiler, hem de kimi devlet bürokratları ile çatışma halindedirler.

Bu çatışmada adı en çok anılanların başında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gelmektedir.

Mafya örgütleri ile bağlantıları olan gazetecilerle yakın dostluklar kurduğu, yeraltı dünyasının liderlerine sözler verdiği, onlara devlet memuru koruma ve dinlenmemeleri için ses bozucu araç tahsis ettiği vb. savlarla suçlanan Süleyman Soylu, bu savlara açıklık ve içtenlikle yanıt vermek yerine, siyasi konumunu korumak amacıyla kendisini eleştiren muhalefetin yanı sıra, görevi gelişmeleri kamuoyuna duyurmak olan Cumhuriyet gazetesini hedef almaktadır.

Süleyman Soylu, bir yandan olayları karıştırıyor, bir yandan da kurgu yapıyor. 

Soylu, TRT Haber’deki programda, Cumhuriyet gazetesini suçlarken verdiği örneklerin çoğunluğu, Can Dündar’ın başında bulunduğu İkinci Cumhuriyetçi bir ekibin Cumhuriyet gazetesini yönettiği döneme denk gelmektedir. Oysa, bugün Cumhuriyet gazetesi, bu ekibin yayın çizgisi ve tutumlarına karşı Cumhuriyet okur ve emekçileri ile birlikte dört yıl yürüttüğü hukuksal mücadele ve Yargıtay’ın da onadığı bir mahkeme kararı sonucu yönetime gelen Cumhuriyetçi kadro tarafından yayımlanmaktadır.

Cumhuriyet gazetesi, 2018 Eylül ayı başında, Atatürk’ün adını verdiği ve Yunus Nadi’nin kurduğu Cumhuriyetçi çizgisine oturduğunu kamuoyuna duyurmuştur.

Bu çizginin herhangi bir suç ya da terör örgütü ile ilişkilendirilmesi bir kasıtlı çarpıtmadan öteye gidemez.

Cumhuriyet’in çizgisi, apaçık bellidir; demokrasiden, laiklikten, özgürlüklerden, bağımsızlıktan ve ulusal bütünlükten yanadır.

Okurlarının desteğiyle dimdik ayakta duran Cumhuriyet gazetesi, demokrasinin ve özgürlüklerin düşmanı olan her türlü karanlık güce, mafyaya, suç örgütüne ve onlarla işbirliği yapan siyasete ve siyasetçiye karşı, haberleri, yazarları ve kalemiyle mücadeleyi görev bilir."

Eski Cumhuriyet yönetiminden seri tepki...

Eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenleri Orhan Erinç, Can Dündar, Murat Sabuncu, gazetenin eski İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, eski Ankara muhabiri Alican Uludağ, gazetenin eski muhabir Ahmet Şık, gazetenin eski yazarı Enver Aysever, yeni yönetimin bu açıklamasına tepki gösterdi. İşte o tepkiler...

Orhan Erinç: Susuyorsak...
Eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı'nın bir önceki Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç, "Susuyorsak Cumhuriyet'le çalışanlarına olan saygı ve sevgimizdendir" dedi. 

Yaklaşık 50 yıl boyunca muhabirlik, yazı işleri müdürlüğü, yazarlık ve genel yayın yönetmenliği dahil Cumhuriyet gazetesinin her kademesinde çalışan ve "Ömrümün yarıdan ve eylemli yaşamımın üçte ikiden fazlasını Cumhuriyet gazetesinde geçirdim" diyen 85 yaşındaki Orhan Erinç, Facebook'taki hesabından "İkinci Cumhuriyetçilerin 10 Kasım 2015'te okurlarına sunduğu kitapçığı anımsatmak zorunda kaldığım için üzgünüm" diyerek, yazarı olduğu "Atatürk'ün ardından ne yazdılar?" kitabının 2015'te 95 bin adet basılarak  okuyucuya ücretsiz dağıtıldığını hatırlattı. 

Can Dündar: Bütün sorumluluk benim, gururla söylüyorum

Gazete yönetiminin suçladığı dönemin Genel Yayın Yönetmeni olan Can Dündar da, Twitter hesabından, "Doğrudur, bütün sorumluluk benim ve bunu gururla söylüyorum" dedi. 

Dündar, "Kimseyi suçlayıp ihbarcılık yapmadan... Soylu'nun gözüne girmeye çalışmadan, utanmadan..." diye devam etti. 

Akın Atalay: Ne farkınız kaldı Soylu'dan, iktidar yanaşmalarından!

Eski Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay da Cumhuriyet yönetimine tepki gösteren isimlerden biri oldu. Atalay, 2015'te, gazete çalışanları ve yazarlarının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MİT TIR’ları haberi üzerinden Can Dündar’a yönelik söylediği “Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmiştir. Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu” ifadelerine karşı yayımlanan "Sorumlu benim" bildirisini hatırlattı.

Atalay, Twitter hesabından, "Dün ve bugün... Ne farkınız kaldı Soylu’dan, iktidar yanaşmalarından... Gazetecilik, jurnalciliği ağır bir yük gibi sırtında taşıyanların yapabileceği bir iş değildir" dedi. 

Murat Sabuncu: Soylu Cumhuriyet

Gazetenin eski Genel Yayın Yönetmeni, T24 yazarı Murat Sabuncu da Twitter hesabından Cumhuriyet'e tepki gösterirken, "Soylu Cumhuriyet" ifadesini kullandı.

Gazetenin eski muhabiri, TİP İstanbul milletvekili Ahmet Şık da, Twitter hesabından gösterdiği tepkide,  "Kumpas davasında Saray’la iş birliği/suç ortaklığı yapanlar şimdi de eleştiriyor görünerek Süleyman Soylu ile iş birliği/suç ortaklığı yapıyor. Şaşırtıcı değil" dedi. 
 
Şık, "Koltuk sevdasına düşüp birlikte çalıştıkları kişilere yönelik kumpas planlarının parçası olan Cumhuriyet gazetesi yönetiminin tutumu şaşırtıcı değil. Koca gazetede şu rezilliğe itiraz edecek haysiyet sahibi bir tek kişi yok mu?" ifadelerini kullandı. 
 

Cumhuriyet yazarları buna sessiz kalmamalı

Gazetenin eski Ankara muhabiri Alican Uludağ da Can Dündar ve döneminin "suçlanmasının" gazetecilik vicdanına ve Cumhuriyet değerine sığmadığını savundu. Uludağ, şu ifadeleri kullandı: "Beğenir veya beğenmezsiniz Can Dündar gazetecidir. İktidar her sıkıştırdığında kolayına kaçıp, haberleri savunamamak, 'suçu' Dündar'a ve o döneme atmak ne gazetecilik vicdanına ne de Cumhuriyet değerlerine sığar. Cumhuriyet'te gazetecilik ancak Uğur Mumcu'nun cesaretiyle yapılır. Şundan eminim ki, çoğu Cumhuriyet çalışanı açıklamadaki bu görüşü paylaşmıyor. Bu yüzden demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, basın hürriyetini savunan Cumhuriyet yazarları da düşünsel olarak buna sessiz kalmamalı."

Aysever: Yüz yüze mertçe olmalı her tartışma

Gazetenin eski yazarı Enver Aysever de, Alican Uludağ'ın açıklamasını Twitter hesabında paylaştı. Aysever, "Düşmanıma pusu kurmam. Düşmanımı bile ispiyonlamam. Yüz yüze mertçe olmalı her tartışma, mücadele" dedi.