BIST 9.550
DOLAR 34,59
EURO 36,29
ALTIN 2.962,78
HABER /  GÜNCEL

Cumhuriyet gazetesi davasında yeni duruşma karar bekleniyor

Cumhuriyet gazetesi davasında yeni duruşmalar bugün başladı. Davada Murat Sabuncu, Akın Atalay, Kadri Gürsel ve Ahmet Şık'ın tahliye talepleri değerlendirilecek. Cumhuriyet gazetesi duruşmasının detayları haberimizde.

Abone ol

Cumhuriyet gazetesi çalışanlarına yönelik açılan davanın ikinci duruşması bugün Silivri'de başladı. 

Cumhuriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, yazar Kadri Gürsel ve muhabir Ahmet Şık'ın tahliye talepleri bir kez daha değerlendirilecek.

Duruşmaya gazetenin muhasebe servisi görevlisi Emre İper'in savunmasıyla başlandı.

İper savunmasında şunları söyledi: 

“İddianame ulaştığında adımın baş harfleriyle rumuzlandığını ve Bylock kullanıcısı olmakla suçlandığımı gördüm. Bunu gördüğümde hemen gazetemizin yönetim kurulu başkanı Orhan Erinç beye ve hukuk servisine durumu bildirdim. Zira hayatım boyunca Bylock adlı programla ilişkilendiren terör örgütüyle hiçbir ilişkim olmadığı ve olamayacağı gibi, telefonumda da böyle bir program yoktu. Bunun üzerine gazetemiz bilgi-işlem yöneticisi Yusuf Güler’e giderek telefonumdan imaj almasını istedim. Gerçek bir suçlu böyle mi yapar? Ben kaçmadım, tek delil olan telefonumu da denize atmadım. Tam aksine böyle bir şey olmadığına emin olduğum için kanıt topladım.”

Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel 316 gündür, Ahmet Şık 255 gündür tutuklu bulunuyor.

"BENDEN FETÖ'CÜ ÇIKMAZ"

İper savunmasını şöyle sürdürdü:  

“Bilirkişi Koray Peksayar telefonda ByLock'a rastlanmamıştı dedi. Emniyet raporu da ‘ByLock vardır’ diyemiyor. Benim bir ByLock kullanıcısı olmadığım açıktır. Bu nedenle iddianamede belirtilmiş olan ‘mesajlaşma programını telefonuna yükleyerek sisteme dahil olmuştur’ ifadesi yanlış bir ifadedir. Gerçeğe tamamen aykırıdır. Tweette yazmış olduğum ‘elbise DAR Beğenmedi’ ifadesindeki ‘DAR’ ve beğenmedi kelimesindeki ‘BE’ hecesini büyük yazarak oluşturmuş olduğum DARBE kelimesinin 15 Temmuz darbesi ile ilişkilendirilmesi tam bir zorlamadır. Burada amaç, Sayın Davutoğlu’nun Pelikan dosyası ile medyaya da konu olan AKP başkanlığından alınma sürecine gönderme yapmaktır. İddianameye konu olan ikinci tweetim ise 15 Temmuz gecesi saat 01.14’de yazdıklarımdır. Birincisi, ülkesini sevmeyen biri olsam ‘Canım ülkem’ diyerek söze başlamaz ve ülkemizin geçirdiği zor durumları anlatmak için… ‘neler gördün’ demezdim. İkincisi ‘sanal darbeler ve oyundan darbeler’ ile anlatılmak istediğim aslında darbe olgusuna karşı olmamdır.

Paylaşımlarım fikir özgürlüğü kapsamında da hiçbir suç içermemektedir. Hiç kimseye hakaret ve tehdit yoktur. Hiçbir grubu övmek ve destek vermek yoktur. Hatta eklerde sunduğum 15 Temmuz’dan çok önceki kimi paylaşımlarımda da FETÖcüleri bir terör örgütü olarak gördüğüm açıktır. Gözaltında evimden alınan CD, flaş disk ve bilgisayarda da herhangi suç unsuruna rastlanmamıştır. FETÖ/PDY örgütünden hiç kimseyle irtibatlı olmadığım onlarla hiçbir organik bağım olmadığı belgelenmiştir. Sonuç olarak benden de FETÖcü çıkmaz. O terör örgütünün en çok zararını gören insanlardan da biriyim. Arkadaşlarım ve ailemden insanlar da onların kurdukları kumpas davalarında yargılandılar. Onların gazete binasına attırdıkları el bombaları benim çalıştığım cama geldi. Ben Cumhuriyet'te çalışmaya devam ettim… Beni FETÖ'den bir gün tutmanızdansa ömür boyu sorgusuz sualsiz tutmanızı tercih ederim. Utanç verici bu davadan beraatimi talep ediyorum."

BİR GÜNÜN NASIL GEÇİYOR?

Mahkeme Başkanı İper'den bir gününü nasıl geçirdiğini anlatmasını istedi.  Mahkeme Başkanı "Bir sanığın günlük olarak ne yaptığı mahkemelerin ilgisini çeken bir şey değildir. Ama enteresan bir şekilde sizin ByLock hattınız sizin güzergahınızı izliyor. Sizin gittiğiniz yerleri takip eden bir ByLock silsilesi var izah eder misiniz?” dedi.

TAHLİYE KARARI ÇIKMIŞTI

24 Temmuz'da Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticileri ilk kez hakim karşısına çıkmıştı. 5 gün süren duruşmalarda sanıklardan karikatürist Musa Kart, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri Bülent Utku ve Önder Çelik, vakfın Danışma Kurulu Üyesi Avukat Mustafa Kemal Güngör, Okur Temsilcisi Güray Öz, köşe yazarı Hakan Kara ve Kitap Eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay tahliye edilmişti.

Gazete çalışanları Sabuncu, Atalay, Gürsel ve Şık'ın yanı sıra Jeansbiri adlı Twitter hesabını kullanmakla suçlanan Kemal Aydoğdu'nun ise tutukluluk hallerinin devamına karar verilmişti.

Ahmet Şık'ın savunmasında kullandığı ifadeler için suç duyurusunda bulunulması talebi de mahkeme heyetince kabul edilmişti.

Şık tutukluluğuna ilişkin kararın ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Bugün burada çıkan karar diyor ki 'Size diz çöktüreceğiz...'. Bütün zorbalar, tüm tetikçileriyle bu organize örgütün tüm adamları bilsinler ki- kendi adıma diyorum, buna tüm arkadaşlarımı da dahil ediyorum- ben sadece anne babamın elini öpmek için eğildim. Bundan sonra da böyle devam edeceğim."

İddianamede, Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticilerine 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme' ve 'hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma' suçlamaları yöneltiliyor.

Ayrıca gazetenin yayın politikasının son üç yıllık dönemde, bilhassa da 15 Temmuz darbe girişimine giden süreç ve sonrasında değişime uğradığı belirtiliyor.

İddianamede, gazetenin 'yıkıcı ve bölücü' haberlere imza atma, 'terör örgütleri liderlerinin ve yöneticilerinin şiddet çağrısı yapan açıklamalarına yer verme' ve 'terör örgütü liderlerini sevimli ve meşru gösterme' gibi suçlamalara da yer veriliyor.

Cumhuriyet davasında karar açıklandı

Cumhuriyet gazetesi davası Ahmet Şık'ın savunma metni