İlhan Selçuk gazetesine döndü.. Gözlerin çevrildiği gazetenin hedefinde Başbakan Erdoğan vardı.
Abone olİNTERNETHABER
Cumhuriyet gazetesi bugün okurlarının karşısına "Tehlikeli hesaplaşma" başlığıyla çıktı.
Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok'un kamplaşma uyarını manşete taşıyan gazetenin, birinci sayfasında "İktidar ve yargı" başlıklı yazı dikkat çekti.
Hükümet ve yargıya açık mektup niteliği taşıyan tam sütunu kapsayan yazı imzasızdı. Ergenekon çetesine yönelik Erdoğan'ın açıklamalarını yargıya müdahale olarak gören yazıda üstü kapalı yargıya bağımsızlık ilkesi hatırlatıldı.
İşte o yazıdan bazı bölümler:
Ancak daha da "vahim" bir tablo ortaya çıkmıştır. Demokrasilerde üç erk olduğu biliniyor: Yasama - yürütme - yargı.
Yargının tümüyle bağımsız ve tarafsız olması çağdaş demokrasilerde temel kuraldır.
'Yürütme' nin, başka deyişle hükümetin, bir başka söyleyişle de siyasal iktidarın yargı bağımsızlığını 'ihlal' etmesiyle demokratik devlet düzenini kökünden sarsacağı biliniyor.
Bu girişime yönelen bir siyasal iktidar meşruiyetini kendi elleriyle baltalamaya yönelmiş olur.
Oysa bugün Türkiye'de görülen tablo nedir?
AKP iktidarı yargı bağımsızlığına karşı adeta bir savaş açmıştır.
Oynamaya kalkması olayın bir yüzüdür.
Olayın öteki yüzü belki daha sakıncalı bir tutum sergiliyor.
Hükümetin Başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan , Ergenekon dosyasında yine 'taraf' rolü oynamaktadır; yargıyı yine etkilemeye çabalamaktadır.
Tutumu ve konuşmalarıyla, AKP lideri, 'Kapatma Davası'nı ortadan kaldırmaya çabalarken Ergenekon konusunda sonuna dek soruşturmayı destekleyeceğini açıkça söylemektedir.
Oysa Başbakan'ın Ergenekon soruşturmasında destek olması, tahkikatı yürüten savcılığı da müşkül duruma düşürmektedir; sanki yukardan talimat ya da baskı üzerine soruşturmayı yürüttükleri sanısına veya suçlamasına yol açmaktadır.
Sonuçta Başbakan Recep Tayyip'in konuşmaları ve davranışları, soruşturma dosyası üzerinde savcılığı tedirgin edecek bir şaibeyi türetmek ve ortamı yaratmak işlevini göstermektedir.
*
Ergenekon Dosyası'nı oluşturan şüphelilerin sivil ve asker kapsamında gittikçe çoğalan ve daha da artacak gibi görünen listesindeki adlarla Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarındaki üslup yan yana getirilip AKP iktidarının yargıyı etkileme yolundaki pervasızlığı da buna eklenince sonucu adaletin hayrına yorumlamak olanaksızlaşıyor.
AKP iktidarı yargıyı rahat bırakmalıdır.
İster Ergenekon dosyası olsun, ister kapatma davası olsun, bu kurala titizlikle saygı gösterilmelidir. İktidar yargıyla oynamaya başlamak hevesine kapıldı mı ülkede ne huzur kalır ne de istikrar... Türkiye'yi bugün bu huzursuzluk baştan sona sarmıştır.