Cumhurbaşkanlığı seçimleri şimdiden konuşulmaya başladı. Baykal'ın '2006'da erken seçim yapalım, yeni Meclis cumhurbaşkanını seçsin' önerisine Erdoğan'ın yanıtı netti
Abone olRadikal gazetesi yazarı "Cumhurbaşkanını bu meclis seçecek" başlıklı yazısında Başbakan Erdoğan'ın Deniz Baykal'a vwrdiği cevabı yazdı.
Yazı: Murat Yetkin
Kaynak: www.radikal.com.tr
"Baykal'ın '2006'da erken seçim yapalım, yeni Meclis cumhurbaşkanını seçsin' önerisine Erdoğan'ın yanıtı: Bu Meclis'in cumhurbaşkanını seçme yetkisi var
Başbakan Tayyip Erdoğan erken seçime gidilmeyeceğini ve yeni cumhurbaşkanını bu Meclis'in seçeceğini söyledi. ABD ziyaretinden dönüşte gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal'ın "2006'da erken seçime gidilsin, yeni cumhurbaşkanını yeni Meclis seçsin" önerisinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
Türk siyasetinde günlük politika, konulmuş yasaları değiştirmek suretiyle, istikrar noktasında ne getirir, ne götürür düşünülmeden yapılıyor. Türkiye'de çokpartili sisteme geçildiğinden bu yana çoğunlukla erken seçim olmuş; 59 yılda 59 hükümet gelmiş.
Halk bize 5 yıllığına görev verdi. Meclis'te bir sıkıntı yok. Hükümet içinde bir sıkıntı yok. Niçin erken seçime gidelim? Bu Parlamento, cumhurbaşkanını seçme yetkisine sahiptir ve seçecektir.
Sayın Baykal kendisini boşuna yoruyor.
Yatırımcılarla da konuşuyoruz. İki senede bir seçim olan bir ülkeye yatırım yapılmaz. Gelişmiş ülkelere bakın, sık sık seçime gidilmesi yoktur.
Koalisyon hükümetleri bile olsa, mümkün olduğunca erken seçim olmadan çözümü zorlarlar.
Erdoğan, DYP lideri Mehmet Ağar'ın 'ABD gezisinden akılda kalan tek konu at sineği oldu' sözlerine ise, "Aklında kaldıysa iyi" yanıtını verdi.
Başbakan, ABD gezisinin amacı ve Amerikan karşıtlığı konusunda da çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ziyaretin amacınının Türk-Amerikan ilişkileri üzerindeki spekülasyonlara son vermek olduğunu ve bu amaca ulaşıldığını söyleyen Erdoğan şöyle devam etti:
Alınan sonuçtan ben şu anda memnunum.
Sayın Başkan'ın açıklamasını duydunuz. Stratejik ilişki beyanı onun tarafından yapıldı.
İlgili ilgisiz kaynaklardan haberler duyuyoruz. Ben ve bakan arkadaşlarım şaşırıyoruz. Aramızda konuşulmayan konular gündeme getiriliyor. Ben şuna bakarım Başkan Bush ne dedi. Sayın Başkan'ın söylediği mi, oralardan birilerinin mi söylediği önemli.
Erdoğan sorular üzerine Türkiye'deki Amerikan karşıtlığı konusunda da konuştu. Erdoğan'ın sözleri yeni tartışmalara zemin hazırlayacak türden:
ABD karşıtı olmak ne getiriyor? Kuru kuruya Amerikan karşıtı ol. Kazandıracağı nedir? Bir de münasebetleri geliştirmek var. Hassasiyetlerimizi ortak çıkarlar üzerinden görüşmek daha doğru değil mi?
Washington Post ile görüşmemizde Türkiye'deki Amerikan karşıtlığının nedenlerini sordular. Dedim ki, 'Vatandaş duygusal. Bir fotoğraf görüyor, Ebu Garib'i, Felluce'yi, Guantanamo'yu görüyor tepki duyuyor. Buna karşın ortak çalışma geliştirilebilir. Örneğin bir Amerikan Kongre heyetinin Kuzey Kıbrıs'a gitmesinin çok olumlu etkileri oldu. Örneğin Irak'taki PKK'lılar yakalanıp teslim edilse hava değişecektir.
Bence ABD, küresel bir güç olarak halkının hemen hemen tamamı Müslüman olan Türkiye'yi bir kenara koyamaz. Hem küresel güç olacaksınız, hem de 1.5 milyarlık İslam toplumunu bir kenara koyacaksınız, bu olmaz. Türkiye bir yandan İslam kültürünü, diğer yandan demokrasiyi bir arada yaşayan güzel bir örnek. Avrupa Birliği de bunun için Türkiye'yi dışarıda bırakamaz.
AB bizim için olmazsa olmaz değildir.
Ancak bize Kopenhag Kriterleri, Maastricht Kriterleri bir model olmuştur. Bizim de AB'ye katacağımız şeyler var. AB'yi bir Hıristiyan kulübü olmaktan çıkaracak şey Türkiye'nin katılımıdır.
AB bir siyasi birliktelik ise, bu zorunlu görünüyor.
Erdoğan, Türkiye'nin 3 Ekim'de tam üyelik müzakerelerinin başlaması konusunda endişesi olup olmadığı sorusuna da şu yanıtı verdi: "Lüksemburg gider ayak Türkiye ile ilgili olumsuz cümleler koydurmak istedi. Ama başaramadı. Şu anda bir sorun yok gibi."
Suriye tartışması
Başbakan Erdoğan, ABD temaslarında Suriye konusunda yaşanan ihtilafın sorulması üzerine, Suriye konusuna bakışını şöyle anlattı:
"Suriye ile 800 kilometre sınırımız var. 40 yıldır ilişkiler durgundu. 40 yıl sonra yeni bir dönem başladı. Örneğin artık Hatay sorunu bitiyor; takas, mübadele yoluyla. Mayınları temizliyoruz. Diğer yandan demokratik sürecin başlaması için Geliştirilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika süreci içinde eşbaşkan sıfatıyla çalışmalar yürütüyoruz. Özgür dünyayı birlikte kuralım istiyoruz."