BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,80
ALTIN 2.973,50
HABER /  GÜNCEL

Cumhurbaşkanını bu meclis seçecek

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tartışmalara ilişkin olarak, Baykal'ın sözlerine cevap verdi.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tartışmalara ilişkin olarak, ''(Efendim bu parlamento Cumhurbaşkanı seçemez), hangi hakla söylüyorsun, senin böyle bir yetkin var mı? Bu parlamentoyu Sayın Baykal değil, millet seçti ve verdiği görev belli'' dedi. TGRT'nin Davos'dan canlı yayımlanan ''Ankara Gündemi'' programında soruları cevaplandıran Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tartışmalar konusunda şunları söyledi: ''Anayasa, Cumhurbaşkanı'nın görev süresini belirlemiştir ve o görev süresi geldiği zaman hangi parlamento iş başındaysa o parlamento seçimini yapar. Şimdi bu; AK Parti iktidarda diye farklı, CHP iktidarda diye farklı olmaz. Bu; insanların kendi tercihlerine göre değil, Anayasa'yla belirlenmiştir. Dolaysıyla siz de buna uyacaksınız, halkın sandıktaki tercihine saygı duyacaksınız. Şimdi ortada bir parlamento var, siz o parlamentoyu zan altına sokuyorsunuz. Bu parlamentoya saygısızlıktır. Parlamentonun içinde bulunacaksın, bu parlamentoya saygısızlık yapacaksın. (Efendim bu parlamento cumhurbaşkanı seçemez), hangi hakla söylüyorsun, senin böyle bir yetkin var mı? Bu parlamentoyu sayın Baykal değil, millet seçti ve verdiği görev belli. Vakti saati geldiği zaman ne yapacaksa bu parlamento yapacaktır. Bu parlamentoda bulunan milletvekillerine kimsenin saygısızlık yapmaya hakkı yoktur. Biz bu parlamentoya güveniyoruz, bu parlamento da bu güvenin ve inancın gereğini yapacaktır.'' PERSONEL ALIMI Başbakan Erdoğan, kamuya personel alımı konusundaki bir soru üzerine, şu anda kamuda 60 bin civarında emekli olduğunu belirterek, bu insanların yerine alım yapılacağını ifade etti. Yeni okulların, hastanelerin personel ihtiyacı bulunduğunu anlatan Erdoğan şunları kaydetti: ''Göreve geldik; okullarımız bom boş, sınıf öğretmenleri yeterli sayıda yok, alan öğretmenleri yok. Bunları dolduracaksın, eğer başarılı bir eğitim sistemi kuracaksan, bunu halletmen gerekiyor. Aynı sıkıntı sağlıkta, adalet kurumlarında, emniyette de var. Ciddi manada polis açığı var. Bunları halletmemiz gerekiyor. Karayollarında ciddi şekilde açığımız var, Devlet Su İşleri'nde, toplu konutta açığımız var. Tarım ve hayvancılık aynı şekilde... Bütün bu alanlara bizim insan almamız gerekiyor. Diyanet'te aynı şekilde açığımız var. Geçen Diyanet İşleri Başkanımız söyledi; 16 bin caminin imamı yok. Ne oldu, camilerimiz kapatılacak mı? Şimdi biz; bu sene de bu boşlukları dolduracağız, önümüzdeki sene de. Bu sene seçim endişesi lafını edenler önümüzdeki sene kalkacaklar aynı lafı konuşacaklar. Muhalefet popülizm yapıyor. İktidarın yapması gereken bu da onun için yapacağız. Seçim yılına girdik diye, eğer gerçekten personel eksilmesi varsa almayacak mıyız? Seçim sandığına gidilecek ana kadar, devlet görevinin başındadır. Devlette süreklilik esastır. Bu alımları kalkıp da özel toplamıyoruz ki. KPSS ile sınavları yapılıyor, ondan sonra da yerleştiriliyor.'' ERDOĞAN: SÖYLENTİLERE PEK KULAK ASMAYALIM Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kabine değişikliğiyle ilgili söylentilere ''kulak asılmaması'' gerektiğini kaydederek, ''değişimin gerekli olduğu zaman yapılacağını'' söyledi. Erdoğan, kabine değişikliğine ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi: ''Bu tür söylentilere pek kulak asmayalım değişim yapılacaksa yapılır. Ama değişim yapılmayacaksa bunun dedikodusuyla kendini yormak yanlış. Bu tür dedikodular yapanlar kendilerini yoruyorlar. Biz, nasıl daha önce bazı arkadaşlarımızı değiştirdiysek, şimdi de eğer yapılacaksa, böyle bir şey gerekiyorsa, gerekli olduğu zaman da arkadaşlarımızı çağırırız, otururuz, konuşuruz, o değişimi yaparız. Başkanlık Divanı'ndaki arkadaşlarımız da her zaman söylüyor; 'Sayın genel başkanım hiç endişeniz olmasın eğer değiştirmeyi gerektiren herhangi bir an varsa buyurun istifalarımız elinizdedir. İstediğiniz gibi bizi değiştirebilirsiniz'... Kaldı ki zaten o tür bir istifaya da bizim tüzüğümüzde gerek yok. Bakanlar Kurulu'nda aynı şekilde arkadaşların hepsinin bu noktada zaten açık teslimiyetleri vardır. 'Böyle bir şeyi siz hissettiğiniz anda zaten hazırız' derler. Böyle bir sıkıntımız orda da yok. Elimizden gelen gayreti gösteriyoruz ve sonuna kadar da bu gayretle gideceğiz. Bu tür kulisler, aslında bir siyasi hareketin içinde olanlardan çok, dışardan olan pompalamalardan kaynaklanıyor. Bakıyor ki bu ekip sağlıklı gidiyor, dayanışma içinde gidiyor, 'bizim bunlara birşeyler yapmamamız lazım' diyor. Ne yapacaksın? Tertemiz suyun içerisine bir damla mürekkebi damlatırsak, tertemiz su bulanık hale gelir. Tabi biz de buna kolay kolay fırsat vermeyiz.'' İRAN'IN NÜKLEER PROGRAMI İran'ın nükleer programı nedeniyle yaşanan tartışmaları da değerlendiren Erdoğan, olayın insani ve kitle imha silahı boyutları bulunduğunu ifade etti. Kitle imha silahlarının yayılmasının kendilerini de rahatsız edeceğini vurgulayan Erdoğan, ''Ancak insani amaçla bunu kullanacaksa, bu konuda Uluslararası Enerji Ajansı'yla iletişim içinde, şeffaf bir şekilde bu süreci işletecekse buna kimsenin müdahale etme hakkı yoktur'' dedi. Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinin nükleer enerjiden istifade ettiğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin de bundan faydalanmaya ihtiyacı bulunduğunu, çeşitli ülkelerle bu konuda görüşmeler yaptıklarını söyledi. Erdoğan, bu konuda kısa zaman içerisinde ihaleye çıkarak, ucuz enerji sağlamak, enerji maliyetlerini düşürmek için böyle bir yatırım içine gireceklerini kaydetti. Başbakan Erdoğan, Almanya, Fransa ve İngiltere ile İran arasında başladığı zannedilen görüşmelerin tekrar kesildiğini öğrendiklerini anlatarak, bu ülkelerin, girişimlerin artık BM Güvenlik Konseyi nezdinde sürdürülmesi yönünde görüş belirtecekleri bilgisini aldıklarını bildirdi. Erdoğan, ''Bu tür gelişmeler bizi psikolojik olarak rahatsız ediyor'' diye konuştu. Erdoğan, İran ile ciddi ekonomik ilişkiler içinde bulunduklarını, Suriye ile anlaşmalar imzalamaya, ticari, kültürel, siyasi ilişkiler kurmaya başladıklarını dile getirerek, komşularıyla münasebetlerini kesen bir ülke haline gelmeyeceklerini kaydetti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ülkemizin kendi menfaatleri var. Bu menfaatleri de düşünmek durumundayız. Bir anda karar verip, öfkeyle kalkıp zararla oturamayız. Çünkü bizim zararımızı da kimse karşılamıyor. Biz de kendi başımızın çaresine, kendimiz bakıyoruz. Dara düştüğümüz zaman kimse 'sen dara düştün, senin şu kadar açığın var, al sana şu kadar destek' demiyor. Hemen ilk getirdikleri şey, 'şu kadar faizle ödersen ben sana şu kadar kredi açarım'... Bu kadar zor şartlar içerisinde ülkemizi iyi konuma taşımak, insanımızın yaşam standartlarını yükseltmek ve çevremizde de savaşların olmadığı bir ülke olmak istiyoruz.'' BM Güvenlik Konseyi'nde İran ve Suriye ilgili kararın nasıl alındığının önemli alacağını işaret eden Başbakan Erdoğan, BM üyesi bir ülke olarak alınacak kararın gereklerinin yerine getirileceğini kaydetti. FİLİSTİN SEÇİMLERİ Erdoğan, Filistin'de yapılan seçimler sonunda ortaya çıkan tabloyu ''ilginç bir netice'' olarak nitelendirdi. Filistin halkının tercihine saygı duyulması gerektiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: ''Burada Hamas'a bu fırsat verilmelidir. Ön yargıyla önü kesilmemelidir. Geleceğe yönelik tavırlarında bugüne kadar alışılmışın dışında bir süreci başlatabilir. Bu noktada olayı değerlendirmekte büyük fayda var. Bizim Geniş Ortadoğu Projesi'nde olan bir ülke olarak görev üstlenmemiz lazım. Gerek İsrail ile olan ilişkilerimizde gerek, Filistin'de olan ilişkilerimizde üzerimize düşeni yapmamız, bu konuda başka İslam ülkelerini devreye sokmamız lazım.'' Erdoğan, dış politikada İsrail ve Filistin'in devletler olarak kabul edildiği bir Ortadoğu tezini sürekli işlediklerini vurgulayarak, Türkiye'nin İsrail ile Hamas arasında çıkacak bir sorunda arabuluculuk görevi yapabileceğini kaydetti. KIBRIS Başbakan Erdoğan, Kıbrıs ile ilgili yeni eylem planını BM Genel Sekreteri Kofi Annan'a ulaştırdıklarını ve kendisinin olumlu bir yaklaşımı olduğunu dile getirdi. Annan'dan, BM Güvenlik Konseyi'ndeki raporun akıbetini de soracaklarını ifade eden Erdoğan, genel sekreterlik görev süresi dolmadan kendisinden önemli bir problemi çözmesini isteyeceklerini belirtti. Erdoğan, ''Sonuç alınamaması bizim için kıyamet değil. Kıbrıs'taki kardeşlerimizin, soydaşlarımızın davası bizim davamızdır. Biz buna bir milli dava olarak bakıyoruz'' dedi. ERDOĞAN: BM HİMAYESİNDE KIBRIS İÇİN TOPLANACAĞIZ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Sekreteri'nin himayesinde Türkiye-Yunanistan-KKTC ve Kıbrıs Rum tarafının dörtlü katılımıyla en geç Mayıs-Haziran aylarında bir üst düzey toplantının gerçekleştirilmesini beklediklerini bildirdi. Erdoğan, Kıbrıs sorununda son dönemde yaşanan gelişmelerin ve en son olarak İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'ın KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ı ziyaret etmesinin "dengeleri iyice değiştirdiğini" belirtti. Türkiye'nin açıkladığı son eylem planına değinen Erdoğan, "Barışın arayışı içerisindeyiz. Biz bazı yeni adımların atılmasından yanayız. Sayın Annan'ın 24 Nisan'dan sonra hazırladığı bir raporu var. Bu raporu maalesef Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hala değerlendirip neticesini açıklamadı. Maalesef bunda bir sümenaltı mantığı var. Bunun aşılması lazım" dedi. Başbakan Erdoğan, "Rusya engeli aşılabilecek mi?" sorusunu cevaplandırırken, Rusya Devlet Başkanı Putin'le bir telefon görüşmesi yaptığını hatırlattı. Erdoğan, "Bu telefon görüşmesi sırasında kendilerine bu konuları hatırlattık. Kendileri de 'bu konular üzerinde değerlendirmelerini yapacaklarını' söylediler" diye konuştu. Erdoğan sözlerine şöyle sürdürdü: "Üzerinde ısrarla durulan konu; limanlar, havalimanları. Bu konuda Türkiye açık ve net olarak; Türkiye'nin deniz limanlarının Avrupa Topluluğu-Türkiye Gümrük Birliği kapsamındaki malların ticareti çerçevesinde Kıbrıs Rum gemilerine açılmasına 'evet' diyor. İki, Kıbrıs Rum Havayolu taşıyıcılarının uçuşlar için Türk hava sahasını kullanmasına. Üç, Gazi Magosa, Girne ve Yeni Konak; buralar dahil Kuzey Kıbrıs'daki limanların Kıbrıs Türk Yönetimi altında, malların, kişilerin ve hizmetlerin uluslararası dolaşıma açılmasına Türkiye 'evet' diyor. Ercan Havaalanı'nın, KKTC yönetimi altında doğrudan açılması. KKTC'nin; ekonomik bir varlık olarak, AB Gümrük Birliğine pratik açıdan davet edilmesi amacıyla özel düzenlemelerin yürürlüğe girmesi. Adadaki taraflar arasında ve taraflar ile dünyanın geri kalanın arasında, ticaretin engelsiz olarak yapılmasının sağlanması. Kıbrıs Türk tarafının uluslararası, sportif, kültürel ve diğer faaliyetlere serbestçe katılabilmesi." "KUZEY KIBRIS DENİNCE..." Başbakan Erdoğan, "Uygulama içinde şu adımların atılmasını bekliyoruz" diyerek şunları kaydetti: "Üzerinde mutabık kalınacak bir takvim çerçevesinde bu yol haritasının belirlenmesi ve BM Genel Sekreteri'nin himayesinde Türkiye-Yunanistan-KKTC ve Kıbrıs Rum tarafının dörtlü katılımıyla, en geç Mayıs olabilir, Haziran olabilir bir üst düzey toplantının gerçekleştirilmesi. Sayın Papadopulos, devamlı, hangi uluslararası toplantılarda görüşsek, 'Sayın Erdoğan ne zaman bir araya geleceğiz?' diyor. 'Sayın Talat'ı kabul ettiğiniz gün' dediğimde, orada hemen bıçağı vurmuş oluyorsunuz. Garantör ülke olarak Yunanistan, Türkiye, taraflar olarak KKTC, Güney Kıbrıs. İsterseniz Sayın Blair de hep birlikte bu toplantıyı yapalım. Ama 'Kuzey Kıbrıs' denince işi burada tıkıyorlar." "DUYGUSALLIKLARDAN KURTULMAMIZ LAZIM" Erdoğan, Türkiye'nin açıkladığı yeni eylem planının ilgili tarafların "hukuki ve siyasi pozisyonlarına hiç bir şekilde halel getirmeyeceğini" ifade ederek, şunları söyledi: "Şu anda; AB olsun, İngiltere olumlu cevap verdi. Bugün; İspanya ve İtalya, onlar da aynı şekilde cevap verdiler. İslam ülkelerinden; aynı şekilde, bu konuda olumlu cevaplar geliyor. Burada biz, 'aklıselim egemen olsun' istiyoruz. Duygusallıklardan kurtulmamız lazım. Bu sıkıntıyı artık ortada bırakmanın anlamı yok. Biz bugüne kadar verilen sözleri hepsini yerine getirdik. Şimdi karşımızdakiler de kendileri verdikleri sözleri tutsunlar. Bu konuda dostlarımıza çok görev düşüyor. 'Özellikle AB Komisyonu üyesi ilk 15 ülkede bu konuda çok büyük bir sorumluluk var' diye düşünüyorum. İnanıyorum ki onlar da bu sorumluluğun bilinci içerisindeler." "BU İZOLASYONLAR KALKMADIĞI TAKTİRDE..." Başbakan Erdoğan, AB ile ek protokolün TBMM'ye getirilmesi konusundaki bir soruyu ise şöyle cevaplandırdı: "Bu konuda, söylenecek sözlerimiz söylendi. Bu izolasyonlar kalkmadığı takdirde, bu yaptırımlar karşı taraftan yerine getirilmediği takdirde bir defa biz bu ek protokolü Meclis'e getirmeyiz. Bunu daha önce de açıkladık. Şu andaki yeni eylem planımız içinde de zaten ek protokole yönelik olan maddeler de var. Önce artık karşı tarafın üzerine düşeni yerine getirmesi lazım ki biz de üzerimize düşeni yerine getirelim."