Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi 3. Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Türk dünyasının büyük ulaştırma pro...
Abone olCumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi 3. Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Türk dünyasının büyük ulaştırma projeleri ile bölgesel dengeleri değiştireceğini ifade etti.
Küresel ekonomik ağırlık merkezinin Atlantik’ten Asya-Pasifik’e kaydığını söyleyen Gül, modern İpek Yolu’nun tesisi ile Türk dünyasının refah seviyesinin muazzam şekilde artacağını dile getirdi.
Gül ayrıca, Türk devletleri arasındaki diplomatik ve siyasi işbirliği ve dayanışmanın önemine dikkat çekerek Yukarı Karabağ’daki "illegal işgal ve gasp"ın sona ermesiyle birlikte gelecekteki zirvenin Karabağ’da yapılması temennisini dile getirdi.
"İŞBİRLİĞİ VE DAYANIŞMAMIZ AFRO-AVRASYA’YI ETKİLEYECEKTİR"
"Türk Konseyi zirveleri, kardeş halklarımızın ortak arzusu olan birlik ve beraberliğimizin en güçlü göstergesi olan toplantılardır" diyen Cumhurbaşkanı Gül, "Bu çatı altında aldığımız kararlar ve vereceğimiz mesajlar ortak halklarımızın arzu ve beklentilerine hizmet etmektedir" dedi.
Gül, "Bugün bizleri aynı milletin mensupları yapan değerler sadece ortak dilimiz, ortak dinimiz, ortak tarihimiz, ortak kültürümüz veya ata yurdumuz değil parlak bir geleceği hep birlikte inşa etme arzu ve irademizdir. Halklarımız arasındaki gönül birlikteliği hiçbir zaman etnik ayrımcı, dışlayıcı ve çatışmacı bir temele dayanmamaktadır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, "Türk devletleri olarak kendi aramızda sergileyeceğimiz işbirliği ve dayanışma şüphesiz, Afro-Avrasya bölgesinin barış, istikrar ve refahına da katkıda bulunacaktır" ifadesini kullandı.
"DÖRDÜNCÜ ZİRVENİN KARABAĞ’DA DÜZENLENMESİ EN BÜYÜK TEMENNİMİZDİR"
Türk dünyasının öncelikli dış politika meselelerinin başında Yukarı Karabağ meselesinin geldiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, "Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin işgal altında bulunduğu mevcut durum elbette kabul edilemez. Yukarı Karabağ meselesinin en kısa sürede barışçıl yollarla ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü esasında çözülmesi için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz. Bu illegal işgal ve gasp son buluncaya kadar sizlere destek vermek kardeşlik hukukumuzun bir icabıdır" şeklinde konuştu.
Gül ayrıca, "Azerbaycan, Türk zirvesine bugüne kadar üç defa ev sahipliği yapmıştır. Azerbaycan’da gerçekleştirilecek dördüncü zirvenin, Yukarı Karabağ sorununun çözümü ile birlikte Karabağ’ın güzel şehirlerinin birinde düzenlenmesi de en büyük temennimizdir. Eminim ki oralar da böyle güzel, yeşildir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Gül konuşmasını, "Gelecek yıl, Türkiye’de yapacağımız 4. Türk Konseyi zirvesinde Türk dünyasının bir bütün halinde temsil edilmesi en büyük arzumuzdur. Bu doğrultuda gelecek zirvede Türkmenistan ve Özbekistan’ın da aramızda yer alması beklentimizi koruyoruz" sözleriyle tamamladı.
"TÜRK DÜNYASININ JEO-EKONOMİK ÖNEMİ ARTMIŞTIR"
Gül, "Küresel ekonomik ağırlık merkezinin Atlantik’ten Asya-Pasifik’e kaydığı artık bir vakıadır. Bu durum tabiatıyla Türk dünyasının jeo-ekonomik önemini de artırmıştır. Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Özbekistan ekonomik ve demografik potansiyeli toplamda 4.8 milyon kilometre karelik yüzölçümü ile dünyada 7. sırada, 140 milyonluk nüfusuyla 9. sırada, 1.5 trilyon dolarlık milli hasıla ile 13. sıradadır" diye konuştu.
Gül ayrıca, "Türk dünyası küresel ölçekte sahip olduğu coğrafi ve demografik ağırlığın çok altında bir ekonomik performans sergilemektedir. Tarihe baktığımızda Türk devletlerinin güçlü ve etkili olduğu dönemlerde İpek Yolu’nun dünya ticaretinin dünyanın ana güzergahı olduğu dönemler olduğunu görüyoruz. Türk dünyası küresel ekonominin ve dünya ticaret yollarının dışında kaldığında ise, siyaset ve medeniyet sahasında da ağırlığı azalmıştır, bu bir vakıadır, tarihi okuyan, bilen herkes bunu görmektedir" şeklinde konuştu.
"BAKÜ-TİFLİS-KARS PROJESİ KİLİT ÖNEME SAHİP"
Gebele zirvesinin temasının ulaştırma alanında işbirliği olarak belirlenmesinin son derece isabetli bir seçim olduğunu kaydeden Gül, "ülkelerimiz Avrupa’yı, Kafkasya ve Orta Asya üzerinden Çin ve alt kıta vasıtası ile Doğu ve Güneydoğu Asya’ya bağlayacak stratejik bir hat üzerinde bulunmaktadır" diye konuştu.
Gül, Esasen Türkiye bir süredir, Doğu ile Batı arasındaki mevcut hatlara alternatif ve güvenli demiryolları güzergahları üzerinde çalışmaktadır. Modern İpek Yolu veya Orta Koridor olarak bilinen bu projenin en önemli ayağı Azerbaycan ile birlikte yürüttüğümüz Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projesidir. Bölgedeki dinamikleri değiştirecek çaptaki bu dev proje kapsamındaki çalışmalar hızla devam etmektedir. Söz konusu demiryolu hattı, Türk Konseyi ülkeleri arasında kesintisiz ve hızlı ulaşım imkanı sağlayarak ekonomik ve ticari ilişkilerimizin gelişmesine büyük katkı yapacaklardır. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projelerini en kısa sürede tamamlamak için büyük gayret sarfediyoruz. Bu bağlamda ulaştırma bakanlarımız sürekli bir araya geliyorlar. Bu projenin doğal uzantısı olan Bakü Limanı ile Kazakistan’ın Aktau ve Türkmenistan’ın Türkmenbaşı limanları arasındaki mevcut feribot bağlantılarının geliştirilmesi projelerinin hızlı tekemmül ettirilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.
"BAKÜ-TİFLİS-KARS VE MARMARAY OYUN DEĞİŞTİRİCİ VE STRATEJİK BİR PROJE"
Orta Koridor’un kilit halkısını oluşturan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projesinin tamamlanmasıyla Çin’den Avrupa’ya, Orta Asya üzerinden doğrudan bağlantı sağlanacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, "Bakü-Tiflis-Kars’ın 2014 içinde devreye girmesi ve yaklaşık 4,5 milyar dolara mal olan Marmaray projesinin de bu sene içinde tamamlanmasıyla, ki Ekim ayında açılışını yapacağız, Batı Avrupa’dan çıkan bir tren kesintisiz olarak Hazar kıyılarına, oradan da Aktau limanı üzerinden Şangay ve Seul’e ulaşabilecektir. Böylece İngiltere’den Çin’e kesintisiz demiryolu bağlantısı sağlayacak bu hattın tesisi halklarımızın refah seviyesini muazzam ölçüde artıracaktır ve bu gerçekten oyun değiştirici, stratejik, büyük bir proje olarak kalacaktır" dedi.
Kazakistan’ın yakın ilgi duyduğu bu projeye, Kırgızistan’ın da dahil edilmesiyle, Türk Konseyi üyesi ülkeler olarak işbirliğinin demir ağlarla kuvvetlendirileceğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, bu bağlamda karayolunun da önemine dikkat çekti.
"ÜYE ÜLKELERİN GÜMRÜK İŞLEMLERİNİN STANDART HALE GETİRİLMESİ LAZIM"
Cumhurbaşkanı Gül konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Diğer yandan ülkelerimiz arasında karayolu taşımacılığına da bakıldığında bu da çok önemlidir. Kara ulaştırmacılığında araç geçiş kota uygulamasını kaldırılması ve çok önemli olan gümrük kapılarında işlemlerin standartlaştırılması ve gerekli iyileştirmelerin yapılması, gümrükleri modernleştirmezsek, karayolu da, demiryolu da gelir orada tıkanır, dar boğaz oluşturur. O yüzden hepimizin gümrükleri modernleştirmenin ticareti geliştirmekte hayati önemde olduğunu düşünüyorum."
"İPEK YOLU TÜRK DÜNYASININ EKONOMİK REFAHI VE SİYASİ ETKİNLİĞİNİN ANAHTARIDIR"
"Bu anlamda İpek Yolu, Türk dünyasının ekonomik refahının ve siyasi etkinliğinin anahtarıdır. Dolayısıyla İpek Yolu’nu yeniden diriltmek bizim açımızdan stratejik bir öncelik olmalıdır" diyen Gül, "Modern anlamdaki İpek Yolu, tarihi İpek Yolu’nun bu sefer geniş tren ağları ile ulaşım hatları ile enerji koridorları ile, doğalgaz boru hatları ile örülmesi demektir. Tüm bu projelerle Türk dünyasının küresel ekonominin merkez bölgelerinden biri haline getirilmesi temel önceliğimiz olmalıdır. Önümüzdeki birkaç yıl içinde hayata geçirilecek projelerle önemli bir eşiğin aşılacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"CUMHURBAŞKANLIĞIM DÖNEMİNDE TÜRK CUMHURİYETLERİNİ 19 KEZ ZİYARET ETTİM"
Cumhurbaşkanı Gül konuşmasına şöyle devam etti:
"Ülkelerimiz arasında 6 devlet, tek millet şiarıyla yürüttüğümüz işbirliği eşitlik ve karşılıklı saygı temelinde ilerlemeye devam etmektedir. Bu kardeşlik ve amelde birlik ruhu temelinde, cumhurbaşkanı olarak görev yaptığım son 6 yıl içinde kardeş Türk cumhuriyetlerini toplam 19 kez ziyaret ettim. Aynı şekilde siz değerli cumhurbaşkanı kardeşlerim de diplomatik, protokol kurallarının dar kalıplarına sıkışmadan ülkelerimizi onlarca kez ziyaret ederek hepimiz birbirimizi şereflendirdik. Devlet başkanları seviyesinde sergilediğimiz bu yoğun ilişkiler diğer üst düzey ziyaretleri de beraberinde getirmiş, bu sayede çok sayıda büyük proje hayata geçirilmiştir.
Birbirimizin adaylığını daima hep destekleyerek güçlü bir dayanışma örneği de her tarafta vermekte ve birimizin başarısı, diğerlerimiz için hep gurur kaynağı olmaktadır."
(İB-YHY-D)