Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar! Her nerdeyseniz bu millet sizi bekliyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülleri Töreninde önemli açıklamalar yaptı. Erdoğan, "Her neredeyseniz gönül eri sanatçılar, bu millet estetik manada küllerinden dirilmek, yitik hazinesine yeniden kavuşmak için sizi bekliyor" dedi.
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni'ne katıldı. Erdoğan, 'Sanat teorilerinin çöktüğü, sanat ortamının değişime uğradığı, sanat hırsızlıklarının yüzlere vurulduğu bir çağda yaşıyoruz. Beklediğimiz o sanatçı muhalefetini sosyal medya hesabından savurduğu siyasi polemiklerle değil kanatlanıp uçurduğu sanatıyla gösterecektir' dedi. Erdoğan ayrıca, "Her neredeyseniz gönül eri sanatçılar, bu millet estetik manada küllerinden dirilmek, yitik hazinesine yeniden kavuşmak için sizi bekliyor" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Ülkemizin ilim, sanat ve kültür hayatına yön veren eserleriyle yolumuzu aydınlatan siz kıymetli dostlarımla buluşmanın bahtiyarlığı içindeyim. Kültür Sanat Büyük Ödüllerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. İlim, kültür ve sanat erbabımızı gönülden tebrik ediyorum. Ömrümüzü Mevlana'nın anlattığı karıncalar misali sanatçılarımızı takip etmekle geçirdik. Hani küçük bir karınca kalemin kağıt üzerine bir şeyler çizdiğini görmüş de, gidip öbür karıncalara 'bir kalem kağıda şaşılacak şeyler çiziyor, sanat gösteriyor' demiş. Karıncalardan birisi 'o sanat kalemden değil, parmaklarındandır' cevabı vermiş. Bir diğeri 'iş asıl koldan geliyor' diye mukabele etmiş. Karıncaların beyine bu haber ulaşır. Karınca beyi hükmünü verir; bu hüner kalemden, parmaktan, elden, koldan değil, şüphesiz sanatçıdandır, gönlündendir, Allah'ın kudret hazinesinden onun gönlüne yansıyan ilhamdandır, der.
Bugün gönlüne yansıyan ilhamları bizlerce cömertçe paylaşan sanatçılarımızla bir aradayız. Onlar ki sözü kelam derecesinde, kelamı şiir katmanında, şiiri mecazın kanatlarında kalemleriyle satırlara geçirirler. Bu şekilde ilim ilim kitapları harf harf heceleyerek ciltleri doldururlar. Hayata, hakikatin anlamını aramak için geldiklerini bilirler, hayatımıza zarafet katmak üzere gelmeye devam ederler. Uzun tarih sayfalarında bazen renklerle, bazen desenlerle, bazen taşlarla, bazen de seslerle medeniyetler inşa ediyor, çağları çağlara bağlıyorlardı. Marifetleri iltifat gördükçe sanatın adını resim, şiir, beste, kemerler ve kubbelerle, güzellikler yükseltiyorlardı. Kadim zamanlarda o gönül eri gönlünden her ne üretiyorsa caize ile himaye görüyor, sanat yüceliyordu. Bugün caize yerine telif hakları geldi. Hükümdarların sanatçılara verdiği kaftanlar eskimiş, caizeler tarih olmuştur. Ama sanatçıların onlara verdikleri eserler hala yaşıyor.
"Büyük bir klasör gibidir''
Üzerinde yaşadığımız şu bereketli Anadolu sanat üretimi için büyük bir klasör gibidir. Bu dosya dosya istiflenmiş kültürler ve medeniyetler içeren bir klasördür. Göbeklitepe'den, Eti, Lidya, Frigya, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı'dan bugüne katman katman kültür, tabaka tabaka medeniyet ve yığın yığın sanat barındıran zamanın ruhu bu topraklarda iftiharla yaşamaktadır. Bugün dünya müzelerini dolduran eserlerimize bakın. Sadece bu bile 100. yılına yaklaşan Cumhuriyetimizin derin ve engin sanat mirasına, o mirasın yeniden üreterek dünyaya parmak ısırtacak potansiyele sahip olmayı göstermeye yeter. Sanatçımız öncelikle kendi geçmişine, kültürüne ait olanı özümseyip benimsemelidir. Evrensel olanı kucaklayan, dünyadaki gelişmeleri takipten asla geri durmayan bir anlayışla hareket etmektedir. Yerli olmayan evrensel içinde kendine yer bulamaz. Beklediğimiz sanatçı önce kendisi olacaktır ve davasını sanatıyla anlatacaktır.
Milli olmayan milletlerarası olamaz, yerli olmayan evrensel içinde kendine yer bulamaz. Zenginliklerimizi sanata dönüştürüp çağın idrakine yeni bir kimlikle sunacak olan sanatçılarımızdır. Bu bakış açısı yabancı olana öykünüp durmakla değil yerli ilhamlarla hayat bulacaktır. Sanat tanımlarının başkalaştığı, ortamın değişime uğradığı, sanat hırsızlıkların yüzlere vurulduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu çağda ülkemiz dünyaya yalnızca yeni eserler sunmakla kalmayacak, geleceğin sanat mefhumların payandalarını da değerlendirecektir.
'Beklediğimiz o sanatçı...'
Milli olmayan milletlerarası olamaz, yerli olmayan evrensel içinde kendine yer bulamaz. Zenginliklerimizi sanata dönüştürüp çağın idrakine yeni bir kimlikle sunacak olan sanatçılarımızdır. Bu bakış açısı yabancı olana öykünüp durmakla değil yerli ilhamlarla hayat bulacaktır. Sanat tanımlarının başkalaştığı, ortamın değişime uğradığı, sanat hırsızlıkların yüzlere vurulduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu çağda ülkemiz dünyaya yalnızca yeni eserler sunmakla kalmayacak, geleceğin sanat mefhumların payandalarını da değerlendirecektir. Beklediğimiz o sanatçı kimliğiyle birlikte deryasını bilecektir. Beklediğimiz o sanatçı önce kendisi olacaktır. Davasını sanatıyla ifade edecektir. Vaktini ve enerjisini dünyanın iyiliği adına ürettiği eserleriyle gösterecek, sanatını icra ederken dünyadaki akranlarını geride bırakacaktır. Zulme ve adaletsizliğe karşı bir çığlık olarak yaptığı şarkısıyla dünya müzik listesini sallayacak, müzikteki evrensel anlayışları değiştirecektir.
Her neredeyseniz gönül eri sanatçılar, bu millet estetik manada küllerinden dirilmek, yitik hazinesine yeniden kavuşmak için sizi bekliyor.