Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. "Gazzeli kardeşlerimiz vahşete maruz bırakılıyor" diyen Erdoğan, "ABD ve Avrupa'nın koşulsuz desteğini alan İsrail insanlık suçu işliyor" şeklinde konuştu.
Abone olKabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Külliye'de gerçekleştirildi. 2 saat 30 dakika süren toplantıda ekonomi ve iç siyasetteki gelişmelerin yanı sıra İsrail'in Gazze'de devam ettiği katliamları ele alındı. Toplantının ardından kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarda bulundu. Erdoğan yapmış olduğu açıklamada; ''Kimseye düşman olmadan ordumuzu güçlendireceğiz. Türkiye her yerde güçlü olmak zorundadır.'' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Cumhuriyetimizin 100. yaşına ulaşmasının sevincini yaşadığımız bu günlerde tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet bayramını bir kez daha tebrik ediyorum. Türkiye'nin gelişmesi güçlenmesi için samimiyetle çalışan herkese ülkem adına teşekkür ediyorum. 100. yıl heyecanımızı paylaşan dost yabancı ülkelere teşekkürlerimi sunuyorum.
"Hiçbir ülkenin toprağında gözümüz yok"
Cumhuriyeti hep birlikte büyük bir gururla kutladık. Boğaz'daki geçitte ülkemizin savunma sanayi alanında ulaştığı seviyeyi yeniden görme fırsat bulduk. Donanmamamızın amiral gemisi TCG Anadolu'nun öncülüğünde, 100 savaş gemimizi tarafından yapılan geçit töreni bizi duygulandırdı. Bize bu gururu yaşatanları tekrar kutluyorum. Geçit törenimizin çok önemli stratejik mesajlar da içeriyordu. Cumhuriyetimizin 100. yılında bazı gerçekleri bir kez daha hatırlattık. Bölgemizin içinden geçtiği dönemde bu mesajların doğru şekilde okunacağına inanıyorum. Bizim hiçbir ülkenin toprak bütünlüğünde gözümüz yok. Biz sadece vatanımızı korumaya çalışıyoruz. Türkiye hayatta kalabilmek için başta savunma sanayi olmak üzere her alanda kendini geliştirmek zorundadır. Mevcut vatan topraklarını bile bize çok göreceklerini gayet iyi biliyoruz. Kimseye husumet beslemeden ordumuzu güçlendirmeye devam edeceğiz.
"Cumhuriyetimizi halkımızla omuz omuza kutladık"
Birkaç ana başlıkta özetin özeti mahiyetinde ifade ettiğimiz rakamlar kimin cumhuriyete sahip çıktığını, kimin de istismar ettiğini açıkça göstermiştir. 100. yıl etkinliklerinin milli bayram kutlamaları açısından bir referans olacağına inanıyorum. Cumhuriyeti salonlara, balolara hapsedenlere cumhuriyeti tapulu mülkü gibi görenlere bu tarihi günü nasıl idrak edilmesi gerektiğini gösterdik. Günlerdir kutlamlarla ilgili yanlış bilgi yayanlara cevabımızı en güzel şekilde verdik. Cumhuriyetimizi halkımızla omuz omuza kutladık. Tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Pazar günkü tablo Gazi'nin de muradını yansıtmıştır.
"Cumhuriyet kutlamasına bile nefret söylemi bulaştıran bu güruha boyun eğmeyeceğiz"
Rahmetli Menderes'ten Özal'a kadar hayatı zindan edenler bunlardır. Cumhuriyeti koruma adına her 10 yılda bir milli iradeye kast edenler bunlardır. Anadolu insanını 'makarnacı yobaz, göbeğini kaşıyan adam' diyerek aşağılayanlar bunlardır. Kadınlar sadece okuma hakkını değil kamu da çalışma ve seçilme hakkını gasp edenler yine bunlardır. Cumhuriyet mitingleri altında darbe çığırtkanlığı yapanlar bunlardır. Bu faşist zihniyetin mensuplarıdır. Milli iradeyle barışmak istemeyen bu çevreler içlerindeki nefreti kusmaya devam ediyor. Biz bunların kim olduklarını gayet iyi biliyoruz. Cumhuriyet kutlamasına bile nefret söylemi bulaştıran bu güruha asla boyun eğmeyeceğiz. Demokrasiden asla sapmadık. Hizmet ve eser siyasetini dünya görüşümüzün merkezine yerleştirdik. Milleti kutuplaştıranlar değil toplumu kucaklaştıranlardan olduk. Kimseyi dışlamadan herkesi aynı kader etrafında topladık.
"İkinci asrı Türkiye yüzyılı ile taçlandıracağız"
Cumhur ile cumhuriyet arasına çekilen tel örgüleri kaldırmak için gece gündüz demeden çalıştık, mücadele verdik. Yapmak isteyip de yapamadıklarımız şüphesiz olmuştur. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gerçek şudur. Türkiye Cumhuriyeti 100. yılını kutlarken, daha önce hiç olmadığı kadar güçlüdür, itibarlıdır. Bu hayali gerçeğe dönüştürmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Geldiğimiz konumu asla yeterli bulmuyoruz. İkinci asrı Türkiye Yüzyılı ile taçlandıracağız. Daha fazla güvenlik, demokrasi, kalkınma için 85 milyonu omuz vermeye davet ediyorum. Biz kahraman ecdadın torunuyuz. Bize yakışan birliktir beraberliktir. El ele gönül gönüle vererek, Türkiye Yüzyılını büyümenin, barışın yüzyıllı yapacağımıza inanıyorum.
"İsrail insanlık suçu işliyor"
100. yaşımızı Gazze'de ve Filistin'de kardeşlerimizin katliama uğradığı bir dönemde karşıladık. 7 Ekim'den bu yana Gazzeli kardeşlerimiz vahşete maruz bırakılıyor. ABD ve Avrupa'nın koşulsuz desteğini alan İsrail insanlık suçu işliyor. Gazzelli kardeşlerimize hediyemiz olan dostluk hastanesi, İsrail güçleri tarafından hedef alandı. İsrail barbarlığının en son kurbanı oldu. Kanser hastaları ilaca erişim imkanını yitirdi. Savaşta hastanelere dokunulmaz. Ülkenin sağlık altyapısı çökertilmez. Devlet ile örgüt arasındaki fark budur. Devletler, savaş hukukuna uymak zorundadır. İsrail saldırıları sonucu 8 bin 500 Filistinli şehit edildi. 21 binden fazla kardeşimiz yaralandı. BM'ye göre binden fazla cenaze yıkıntıların altında. Gazze'deki binaların çok önemli bir kısmı yıkıldı. Elektriği, suyu, gıdası kesilen Gazzeliler kıyıma uğruyor. İnsan haklarının beşiği olma iddiasındaki aktörler bu kıyıma destek veriyor.
"Türkiye olarak sorumluluk almaya hazırız"
İsrail'in biran önce durdurulması gerektiğine inanıyoruz. Gazze'de yaşanan savaş suçlarının faillerinin hukuk hesap vermesi için görüşmelerimiz devam ediyor. Büyük Filistin mitingi ile Gazzeli kardeşlerimizin yanında olduğunu gösterdik. Dünyanın birçok yerinde yakından takip edildi. Pazar günü Londra'dan Paris'e dünyanın farklı köşelerinde vicdan ve ahlak sahibi insanlar, Gazzeli mazlumlar için sokağa döküldü. İsrail ile dayanışma adına Filistin bayrağını bile yasaklayan batılı ülkelerden yükselen bu tepkileri çok önemli buluyoruz. 25. gününü geride bırakan bu katliamın önüne geçilmesi en öncelikli meselemizdir. Ateşkesin sağlanması ve kalıcı barışa giden yolun açılması gerekiyor. İlgili tüm tarafların iştirakleri ile düzenlenecek, Filistin-İsrail Uluslararası Barış Konferansı'nın bunun için en uygun platform olacağı kanaatindeyiz. Böyle bir adım atılması halinde Türkiye olarak sorumluluk almaya hazırız.