Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğine vize vermesi konusunda ''Bu konudaki ilkeli duruşumuz başından beri bellidir. Meclisimiz atılan adımları takip edecek, ülkemizin çıkarları doğrultusunda en doğru kararı verecektir.'' dedi. Erdoğan, ''Avrupa Birliği (AB) ile yeni sayfa açılacak mı?'' sorusuna da ''Üyelik sürecinin canlanması konusunda olumlu kanaat var. Vize serbestisinde de mesafe alacağımıza inanıyorum.'' yanıtını verdi.
Abone olErdoğan, Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin ardından Türkiye'ye dönüşünde, uçakta değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Vilnius'ta düzenlenen Zirve münasebetiyle yaptıkları Litvanya ziyaretini başarıyla tamamladıklarını belirten Erdoğan, Ukrayna'da devam eden savaşın etkilerinin bölgede ve küresel ölçekte hissedildiği bir dönemde gerçekleştirilen zirvenin hayırlara vesile olmasını diledi.
Vilnius'un, NATO'nun birlik ve insicamının sergilenmesi, ittifak dayanışmasının pekiştirilmesi için önemli bir merhaleyi teşkil ettiğini dile getiren Erdoğan, Zirvede NATO'nun, savunma ve güvenlik konuları bakımından asli istişare forumu olduğunun bir kez daha teyit edildiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müttefikler arasındaki yaptırım ve kısıtlamaların kaldırılması vaadini de içerecek şekilde yenilenen savunma yatırımlarının, özellikle bu tür taahhütlerin kabulü mahiyetinde olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Çabalarımız sonucunda ittifak tarihinde ilk defa Terörizmle Mücadele Özel Koordinatörü atanması kararı ilan edildi. İsveç'in NATO üyeliği konusu malumunuz zirve bağlamında öne çıkarılan hususlardan biri oldu. Bu konudaki ilkeli duruşumuz başından beri bellidir. Politikamızı burada da devam ettirdik. Zirve hitamında yaptığımız basın toplantısında meseleyi enine boyuna değerlendirdik. Kendilerine ifade ettiğimiz gibi İsveç'in katılım protokollerini onaylayacak merci, Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Şu an işleyen bir süreç vardır. Meclisimiz atılan adımları takip edecek, ülkemizin çıkarları doğrultusunda en doğru kararı verecektir."
Zirve marjında birçok devlet ve hükümet başkanıyla görüşmeler gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, liderlerle görüşmelerde hem ikili meseleleri hem de NATO bağlamında işbirliğini ele aldıklarını aktardı.
"Avrupa Birliği üyelik sürecimizin yeniden canlandırılması noktasında olumlu bir kanaat hakim. Türk ekonomisine çarpan etki yapacak Gümrük Birliğinin güncellenmesi müzakerelerini de hızlandıracağız. Vize serbestisinde de mesafe alacağımıza inanıyorum" diyen Erdoğan, bu kapsamda, Türkiye'nin savunma kabiliyetini güçlendirecek projelerle ilgili süreçlerin de ivme kazanacağını söyledi.
Erdoğan, görüşmelerde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının hazırladığı "İnsani Yardımda Türkiye Modeli", "Türkiye'nin NATO'ya Katkıları", "Türkiye'nin Terörizmle Mücadelesi" ve "Lider Diplomasi" başlıklı eserleri muhataplarına takdim edip, tarihe not düştüklerini belirterek, "Zirvemizin ve yaptığımız görüşmelerin ülkemiz, milletimiz ve güvenliğimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum." dedi.
"Sürecin lehe dönüştürülmesini temin edecekler"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zirveye ilişkin yaptığı değerlendirmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"NATO Zirvesi marjında pek çok ikili görüşme yaptınız. ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığınız görüşmeye dair detaylı bilgi vermeniz mümkün mü? F16 tedarik ve modernizasyonuyla ilgili gelişme beklemeli miyiz? Bundan sonraki Türk-Amerikan ilişkilerine dair beklentileriniz nelerdir?" sorusuna Erdoğan, "Öncelikle Türkiye ile ABD, NATO müttefiki, stratejik ortaklığa sahip iki önemli ülkedir. 2021 yılında Sayın Biden ile kurulmasını kararlaştırdığımız stratejik mekanizma kapsamında kurumlarımız görüşmelerini sürdürmekte. Mekanizmayla aramızdaki diyalog kanallarına yeni bir dinamizm kazandırdık." yanıtını verdi.
Zirve kapsamındaki görüşmelerin çok verimli geçtiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 1 saat 15 dakika bir görüşme oldu. F16'ların satışıyla ilgili Biden ve yönetimi aslında ülkemiz lehine bir tutum sergiliyor. Şu anda gerek kendisi gerek Dışişleri Bakanı 'Biz bu işin üzerindeyiz, takipçisiyiz' dediler. Bizden de Dışişleri Bakanımız Hakan Bey, aynı şekilde İbrahim Bey her ikisi de muhataplarıyla görüşmek suretiyle bu sürecin, hatta Yaşar Paşamız da muhatabıyla görüşmek suretiyle, bu sürecin lehe dönüştürülmesini inşallah temin edecekler."
"Olumlu gelişmelerle dönecektir diye düşünüyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde yeni bir süreç, yeni bir açılım ihtimalinden söz ediliyor. Buradaki görüşmelerden aldığımız hava oydu ve bazı sözler de verildi. Bu aşamada beklenen vize kolaylığı, vize serbestliği ve Gümrük Birliği çerçevesinde güncellemeler noktasında müzakerelerin devamına yönelik ilk adımlar nasıl atılacak? Nasıl bir takvim var önümüzde?" sorusu üzerine de "Danışmanım Çağatay Bey'i Brüksel'e gönderdik. Yarın orada bu konularla ilgili görüşmeleri yapacaklar. Gerek Gümrük Birliği konusu gerekse vize serbestisi konularını görüşecek. Bunların Türkiye lehine olacağına inanıyorum. Bugün Ursula von der Leyen de bununla ilgili bize olumlu bazı şeyler de söyledi. Danışmanım Çağatay Bey de oradan olumlu gelişmelerle dönecektir diye düşünüyorum." dedi.
Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesinde, yüksek temsilci ve komisyondan Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri hakkında rapor hazırlamasının istenmesinin isabetli bir adım olduğuna işaret eden Erdoğan, raporun olumlu ve ileriye dönük biçimde hazırlanmasını beklediğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye olarak verdiğimiz sözlerin her zaman arkasında durduk, duruyoruz. Kazan-kazan ilkesiyle yürütülen müzakerelerin somut sonuçlarını en kısa zamanda görmek istiyoruz. Verilen sözlere dair somut adımlar öncelikle terör örgütlerinin faaliyetlerinin söz konusu ülkelerde sonlandırılması, teröristlerin iadesi. Avrupa Birliğinden göreceğimiz olumlu çalışmalar neticesinde biz de verdiğimiz sözleri hayata geçirmek için çalışmalara başlarız. Geçen yıl üzerinde mutabık kalınan konular hayata geçmediği için süreç bugüne geldi. Bundan sonra da verilen sözlerin hayata geçirilmesine göre biz de harekete geçeriz. Netliğimizi, bu konuda tavizsiz olduğumuzu muhataplarımıza anlattık."
"Koalisyon olsaydı, bu yolları, köprüleri yapabilir miydik"
Bir gazetecinin, "AK Parti sizin liderliğinizde son 20 yılda 17 seçim kazandı. '14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri uzun yıllar konuşulmaya, üniversitelerde ders olarak okutulmaya devam edecektir. Millet olarak nasıl bir badire atlattığımız, nasıl bir uçurumdan döndüğümüz zamanla anlaşılacaktır' dediniz. Milletin iradesiyle ortaya çıkan bu son tabloda hangi riskleri aştı Türkiye? Gelecekle ilgili fırsatlar nelerdir?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Buradaki en önemli risk, geçmişte biliyorsunuz biz Türkiye'de altı aylık hükümetler, bir yılı doldurmayan hükümetler gördük. Burada istikrar olur mu? Olmaz. Nitekim bu istikrarsızlığın neticesinde de Türkiye her yönden adeta bir çöküntüyle baş başa oldu. Bizim dönemimizde bu tür şeyleri yaşamıyoruz. Karar almaksa, her tür kararı süratle, rahatlıkla alıyoruz. Yani burada, savunma sanayinden tutun eğitime, ulaşıma, altyapı ve üstyapıdaki aldığı mesafe Cumhuriyet tarihinde yok. Bölünmüş yol dediğin zaman 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmış, şimdi sadece bizim bu dönemde 28-29 bin kilometreye ulaştı. Eğer bu bir koalisyon hükümeti olsaydı, biz bu yolları, köprüleri yapabilir miydik? Şurada Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün ortasından da inşallah raylı sistemi yapacağız. Şu anda onun hazırlıkları içerisindeyiz. Raylı sistem onun üzerinden geçtiği zaman ki yaklaşık 110 kilometrelik bir sistem bu, bu Türkiye'de değil, dünyada ayrı bir hava oluşturacak. Aynı şekilde şu anda Çanakkale Köprüsü, dünyada ilk üçün içerisinde, böyle bir köprü. Bunlarla biz iftihar ediyoruz."
İstanbul-İzmir arasını 7,5 saatten 3 saat 15 dakikaya düşürmenin rastgele bir olay olmadığının altını çizen Erdoğan, bütün bunların, şu andaki hükümet etme yapısının kazanımı olduğunu vurguladı.
"Türkiye Yüzyılı'nı hayata geçireceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yani bütün parti genel başkanlarının Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı bir sistem bizi nereye götürürdü? Felakete götürürdü. Yani duvarlara çarpa çarpa giden bir araç düşünün, ondan bir şey olur mu? Olmaz. Pert olur. Ama maalesef bunlar pert araç kullanmaya alışmışlar.
Şu an itibarıyla yoğun bir şekilde yatırımlarımızı devam ettireceğiz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla inşallah büyümeyi sağlayacağız. Bu anca şu andaki yapıyla olur. Bunların mantığıyla olmaz. Ne oldu, hesap uzmanı çok başarılıydı, iyi hesap yapıyordu? Ama gelin görün ki hesap, kitap tutmadı. 38 tane milletvekilliğini, beraber seçime girdiği ve toplamı yüzde 1'i bile bulmayan ortaklarına dağıttı. Kendisi de zafiyete düştü. Şimdi 'kalayım mı kalmayım mı' devamlı bunun hesabı yapılıyor. Önümüzdeki haftalarda, aylarda kalır mı kalmaz mı bu görülecek. Ama bu bizim işimiz değil. Bizim işimiz farklı. 3 gündür buradayız. NATO Zirvesi'nde toplantılarımızı yapıyoruz, bütün liderlerin Türkiye'ye bakışı çok farklı. Dünya liderleri bize bu gözle bakarken, Türkiye'nin terörizmle mücadelesi NATO tarafından kabul görürken, bizim muhalefetimiz ne yazık ki teröristlerle yol yürümeye çalıştı. Feraset sahibi milletimiz, teröristlerle kol kola yol yürünmeyeceğini, ortaklıklar kurulmayacağını anlattı. Umut ediyorum ki muhalefet bu dersi almıştır. Ülkemiz için en büyük risklerden birini de terör örgütleriyle bir araya gelen siyasi partiler oluşturdu."
Türkiye'nin 2023 seçimlerinde, terör örgütlerinin güdümüne giren, onların çizdiği yol haritasını kullanan siyasileri gördüğünü belirten Erdoğan," Terör örgütlerine verdikleri sözleri hayata geçirmek için çırpınan siyasiler gördük. Ekonomide yaşanan sıkıntılar öne çıkartılarak, terör örgütlerine alan açılmak istendi. Ülkemize Türkiye Yüzyılı vizyonunu çizdik. Bu vizyonumuz doğrultusunda çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin önünde çok büyük fırsatlar olduğuna işaret ederek, "Beşeri sermayemizi öne çıkartarak, bu fırsatları ülkemiz lehine, vatandaşlarımızın refahına kullanacağız. 21 yılda her alanda sağlam temellere oturan altyapıyı inşa ettik. Şimdi bu altyapı üzerine kurduğumuz yapıyla Türkiye Yüzyılı'nı hayata geçireceğiz." ifadelerini kullandı.
Körfez ülkelerine ziyaret
Gelecek hafta Körfez ülkelerine yapacağı ziyaretin, Türkiye'nin kamu maliyesini güçlendirmeye yönelik attığı adımları destekleyecek yeni bir dönemin kapısını aralayıp aralamayacağına dair soru üzerine Erdoğan, "Bu ziyarette umutlarımız var. Arkadaşlarımı önceden gönderdim. Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri buraları dolaştılar. Biz de bir heyetle gideceğiz. Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri'ni dolaşarak onlarla aramızdaki her türlü ilişkileri daha da güçlendirelim istiyoruz. Hatta bugün Muhammed bin Zayed aradı. Merak ediyorlar. Ne oldu, nasıl gitti falan... Dedik ki 'Nasıl olsa çarşamba günü sizdeyiz. Orada etraflıca bunları görüşürüz.' Katar'dan oraya gideceğiz, Suudi Arabistan'a, Katar'a geçeceğiz ve umutluyum." diye konuştu.
Kabine üyelerinin, yaptıkları ön ziyaretlerde belli bilgilendirmeleri yaptığını belirten Erdoğan, yapacağı ziyaretlerde de Türkiye'ye verilecek destekleri bizzat görme imkanlarının olacağını bildirdi. Erdoğan, "Daha önce yaptığım görüşmelerde kendileri söyledi. 'Türkiye'ye ciddi yatırımlar yapmaya biz hazırız.' Bunu bu ziyaretle birlikte de inşallah noktalamış olacağız. Bu yatırımlar belki bizde olacak, belki Suudi Arabistan'da, Katar'da, Birleşik Arap Emirlikleri'nde olacak." ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası rezervleri, 30 Haziran'da 108,6 milyar dolar seviyesine çıktı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her dönem olduğu gibi bu yeni dönemde de ekonominin ehil kadroların elinde olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu ülkede enflasyonu tek haneye daha önce kim indirdi? AK Parti kadroları. Vatandaşlarımız müsterih olsun, enflasyonu yine tek haneye indireceğiz. Ekonomiyi güçlendirecek, Türkiye'yi büyütecek adımları attık, atıyoruz. Yapılan çalışmaların, göreve getirilen ekibin olumlu yansımalarını da almaya başladık. 26 Mayıs'ta 98,5 milyar dolar olan Merkez Bankası rezervleri, 30 Haziran'da 108,6 milyar dolar seviyesine çıktı. Bu bir aylık dönemde net rezervler ise 14,2 milyar dolar iyileşme gösterdi. Bu rakamlar ekonomi, finans, ticaret çevrelerine de güven ve cesaret veriyor. Ekonomi programımızı, belirlediğimiz hedeflerimiz doğrultusunda tavizsiz uygulayacağız. Uluslararası rezerv birikimini artırmak için rasyonel politikaları hayata geçiriyor, uluslararası yatırımları ülkeye çekmek için çalışıyoruz. Türkiye'nin büyümesi, vatandaşımızın refahı için gereken adımları atmaktan geri durmayacağız. Gerekli tüm altyapı, üstyapı çalışmalarını yaptıktan sonra düşme eğilimindeki enflasyon da kendi seyrinde tek haneye düşecektir. İnanıyorum ki tek haneli enflasyon rakamlarını kısa zamanda göreceğiz."
Doğal afetlerle ilgili çalışmalar
Batı Karadeniz'deki sel felaketi hatırlatılarak Afet Bakanlığının kurulması için bir çalışma olup olmadığıyla ilgili soru üzerine Erdoğan, ilgili bakanların hemen afet bölgelerine geçerek çalışmaları koordine ettiğini, can ve mal kayıplarını en aza indirmek için ne gerekiyorsa yapıldığını bildirdi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu anda Afet Bakanlığının yapacağı işi AFAD yapıyor zaten. Bütün donanımlarıyla, her şeyiyle AFAD'ın, Türkiye genelinde her yerde, her noktada belirli hazırlıkları var. Bizim AFAD'la oturmuş bir kurumumuz var ve bu kurumumuzla beraber de bu işleri yürütüyoruz. Mesela yangınlarla ilgili daha yeni 100 milyonluk bir yatırım yaptık. Helikopterler aldık, uçaklar aldık vesaire. Şimdi bunu daha da takviye edeceğiz. İnşallah Sayın Putin ile bir araya geldiğimizde onların amfibik uçakları var, onlardan belki birkaç tane almayı düşünüyoruz. Çünkü yangın söndürmede çok etkin bu uçaklar. Denize dalıyor, oradan suyunu alıyor ve sonra hemen birkaç dakika içerisinde yangın mahalline ulaşıp oraya suyu döküyor. Bunlar tabii bizim için çok çok önemli. Yani bunlardan 2, 3 tane takviye yaparsak mevcut şu andaki filomuzdan çok daha etkin olacak."
"Suriye'nin kuzeyinden olacak göçleri yerinde engellemek önemli"
Erdoğan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın, "4-5 aylık sürecin ardından şehirlerdeki kaçak göçmen kümelenmesinde gözle görülür bir farklılaşma olacağı"na yönelik ifadelerindeki "farklılaşma"nın detaylarına ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin düzensiz göçle mücadelesinin hiçbir zaman sekteye uğramadığını ve uğrayamayacağını söyledi.
Bu farklılaşmayla ilgili uygulamada birçok adım atılacağını kaydeden Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bunlar kah polisiyedir kah o sınırlardaki uygulamalarımızdır. Türkiye'ye bu göçmen girişlerinin engellenmesi ve yakalananlarının sığınma evleri veya göçmen evlerine alınması önemli. Atılacak adımlarla da bu işi daha da sınırlamak ve yerinden, özellikle Suriye'nin kuzeyinden olacak göçleri yerinde engellemek önemli. Şu anda buna yönelik çalışmalarımız var. Kaçak göçmenler yakalanır, yakalanmaz hemen Geri Gönderme Merkezlerine gönderilerek orada gerekli olanlar yapılıyor. Bunlar ülkelerine gönderiliyor ve bununla beraber halkımızdaki endişe, korku, bunları da gidermiş oluyoruz. Yapılan çalışmalarla kısa zamanda düzensiz göçmenler konusunda gözle görünür değişiklikleri vatandaşımız hissedecek. Güvenlik güçlerimiz, önlemleri ve çalışmalarını vatandaşlarımızın rahatı ve huzuru için sıkılaştırdı. Ancak çalışmalar da hiçbir insanın onuruna aykırı şekilde yapılmayacak. Medeniyetimizin, değerlerimizin gerektirdiği adımları atacağız."
Göçmen kaçakçılarına da göz açtırmadıklarını söyleyen Erdoğan, jandarma, emniyet ve ilgili güvenlik güçlerinin kaçakçılık organizatörlüğü yapan kişilere karşı başarılı operasyonlar gerçekleştirdiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçtiğimiz aylarda Van-İran sınır hattında göçmen kaçakçılığı suçunu organize olarak işleyen suç örgütlerine yönelik eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Bu operasyonlarda 300'e yakın göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalanırken, bunlardan 168'i tutuklandı. Düzensiz göçmenlerle, ülkemize sığınmış, misafir ettiğimiz mültecileri de birbirine karıştırmamalıyız. Mültecilerin onurlu, gönüllü ve güvenli şekilde ülkelerine dönmeleri için çalışmalarımızı sürdürüyoruz." diye konuştu.
"Mağduriyet yaşamasına izin vermeyeceğiz"
Kocası vefat eden ve çalışmayan kadınların aldığı dul maaşlarına ilişkin soru üzerine de Erdoğan, Türkiye'de aileye ve kadına Cumhuriyet tarihinde en fazla değer ve sosyal yardımların AK Parti hükümetleri döneminde verildiğini bildirdi.
Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı" vizyonu çerçevesinde hiçbir vatandaşın mağduriyet yaşamasına izin vermeyeceklerini ve hedeflediklerini topyekun kalkınmaya ulaşacaklarını belirterek, bundan kimsenin şüphesinin olmamasını istedi.
Sosyal hizmet modelleriyle düşük gelirli bireyleri ve aileleri ihtiyaçları doğrultusunda hep desteklediklerini ve destekleyeceklerini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunun adımlarını atıyoruz. Aile ve Gençlik Bankamız da bunun en somut adımı olacak. Türkiye Aile Destek Programı kapsamındaki ödemelerimiz de başladı. Bir yıl daha sürecek bu programımızın başlangıcından bu yana yaklaşık 4 milyon haneye sağlanan destek tutarı 40 milyar lirayı buldu. Fakat sosyal hizmet modelleri kapsamındaki yaşlı aylığını 1997 liradan 2 bin 348 liraya, yüzde 40-69 arası engelli oranına sahip olan vatandaşların aylığını 1594 liradan 1874 liraya, yüzde 70 ve üzeri engelli raporu bulunan vatandaşların aylığını 2 bin 392 liradan 2 bin 811 liraya yükselttik. Şimdi yeni bir adım atıyoruz. O da Aile ve Gençlik Bankasını kurmak. Bizim doğal gaz, bunun yanında petrolden gelirin belli bir bölümünü bu Aile ve Gençlik Bankası kapsamına aktaracağız. Oradan da bu tür hanımlara ve gençlere bunu tahsis edeceğiz. Bu işin en güzel örneğini veren ülke de Norveç'tir. Norveç bu işi başarıyla sürdürüyor. Onun bütün petrol gelirlerinin belli bir kısmı rezerv olarak tamamen gençlere ayrılır. Gelecek kuşaklara ayrılır. Şimdi bunun bir benzerini de inşallah Aile ve Gençlik Bankasıyla ülkemizde yapacağız. Dezavantajlı durumdaki bireylerin çeşitli hizmet ve sosyal yardım modellerinden yararlanması için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'mızın çalışmaları devam ediyor."