BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kudüs'e sırtımızı dönemeyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu diploma alma ve sancak devir teslim törenine katıldı. Filistin'e desteğin Türkiye için önemine vurgu yapan Erdoğan, "Kim Kudüs'ten, Gazze'den bize ne diyorsa bu milletin tarihini bilmiyor demektir. Yan yana şehit olduğumuz kardeşlerimizle aramıza kim duvar örebilir? Gazi, niçin Bingazi'deydi, oraya niye gitmişti, mücadele etmişti? İşte bu vatan aşkı ile bu ruhun adımıydı." ifadelerini kullandı.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün de milletimizin ta kendisi olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, ülkemizin bağımsızlığının, vatanımızın bölünmez bütünlüğünün, milli birlik ve beraberliğimizin güvencesidir." dedi.

Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde konuştu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ve MSÜ'nün başarı grafiği yükseldikçe eski Türkiye artıklarının hazımsızlığının da arttığını belirten Erdoğan, "Ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkındayız. Allah'ın izniyle buna fırsat vermeyeceğiz. FETÖ'cü hainleri ve vesayet heveslilerini başarılarımızla rahatsız etmeyi sürdüreceğiz." dedi.

Milli Savunma Bakanından Genelkurmay Başkanına, kuvvet komutanlarından üniversite yönetimine herkesi emeklerinden dolayı tebrik eden Erdoğan, Allah'tan başarıları daim eylemesi temennisinde bulundu.

"Her Türk asker doğar"

Türk milletini diğer toplumlardan ayıran bazı muazzam vasıflar olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bunların en başında adeta bizimle özdeşleşmiş olan ordu-millet bulunur. Tarihimiz boyunca devlet komutan, millet de asker olmuştur. Her Türk asker doğar. Bu söz milletimizin bu topraklarda yürüttüğü varlık yokluk mücadelesiyle eşleşmiştir. Nesilden nesile aktarılan askerlik milletimiz için bir meslekten ziyade din için, vatan için, devlet ve bayrak için namus borcu olarak görülmüştür. 2 bin 233 yılı aşkın köklü bir maziye sahip Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kodlarında hep bu anlayış hakimdir. Bugün de milletimizin ta kendisi olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, ülkemizin bağımsızlığının, vatanımızın bölünmez bütünlüğünün, milli birlik ve beraberliğimizin güvencesidir. Ordumuz ayrıca bir şeref payesi olarak onurla taşıdığı ay yıldızlı bayrakla dünyanın dört bir yanındaki mazlumlar için de bir umut kaynağıdır."

Bu akşam Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki programda yurt dışında Türk bayrağını gururla dalgalandıran kahraman askerlerle kucaklaşacaklarını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Burada şu hususu özellikle vurgulamak arzusundayım; Türkiye, coğrafya olarak bir köprü, kültürel anlamda bir merkez, ekonomik açıdan bir geçiş bölgesidir. Böyle bir coğrafyada özgür, başı dik ve bağımsız bir şekilde yaşamak öyle bir babayiğidin veya her babayiğidin harcı değildir. En basit bir zafiyet göstergesi bile milletimizi çok büyük tehditlerle karşı karşıya bırakabilir. Eğer bugün Gabar'da bu teröristleri gömdüysek, Tendürek'te bu teröristleri gömdüysek, Bestler Deresi'nde bu teröristleri gömdüysek bundan sonra da aynı kararlılıkla, aynı imanla gömmeye devam edeceğiz. Anadolu'yu vatan yapmak kadar ebedi vatanımız olarak muhafaza etmek de zordur. Burası rehaveti kaldırmaz, burası zayıflığı kaldırmaz, burası tembelliği, ataleti, boşvermişliği kaldırmaz. Burası neme lazımcılığı asla ve asla kaldırmaz."

"Nerede bir soydaşımız varsa meselesi bizim meselemizdir"

Erdoğan, bölgedeki ve gönül coğrafyalarındaki hadiselere kulaklarını tıkarlarsa kendilerini kandırmış olacaklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Adriyatik'ten Asya bozkırlarına nerede bir soydaşımız varsa meselesi bizim meselemizdir. Kafkasya'dan Afrika'ya nerede bir kardeşimiz varsa derdi bizim derdimizdir. İki devlet tek millet şiarıyla hareket ettiğimiz can Azerbaycan ile nasıl birsek, berabersek Türk cumhuriyetlerindeki tüm kardeşlerimizle kalplerimiz aynı atmaktadır. Ecdadın dört asır boyunca barış, huzur ve esenlik içinde yönettiği Kudüs'e biz sırtımızı nasıl dönebiliriz? Gazi Mustafa Kemal'in düşman postalı değdirmemek için mücadele ettiği Filistin topraklarına biz gözlerimizi nasıl kapatabiliriz? İsrail'in 11 aydır soykırım uyguladığı Filistinli kardeşlerimizin feryatlarına kulaklarımızı nasıl tıkarız? İstanbul'la Kudüs-ü Şerif'i kim ayırabilir? Gazze'yi Gaziantep'ten kim kopartabilir? Daha bir asır önce Çanakkale'de yan yana mücadele ettiğimiz, yan yana şehit olduğumuz kardeşlerimizle aramıza kim duvar örebilir?"

"Bize ne Filistin'den, Gazze'den? Kudüs'ten bize ne?" diyen kişinin, bu milletin tarihini bilmediğini belirten Erdoğan, "Soruyorum, Gazi niçin Bingazi'deydi? Bingazi'ye niye gitmişti? Niye orada mücadele etmişti? İşte hepsi bu vatan aşkıyla devam eden bir ruhun, bir heyecanın adımıydı. Her kim Türkiye'nin ufkunu 782 bin kilometrekareye hapsetmeye çalışıyorsa, gafil değilse bu toprakların yabancısıdır." dedi.

"Şehadet şerbetini içmekte tereddüt göstermeyeceğinizi çok iyi biliyorum"

Gazi Mustafa Kemal'in ayak izinin olduğu topraklara bakmanın bile bugün verdikleri mücadelenin önemini anlamak için yeterli olduğunu kaydeden Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Sevgili teğmenlerim, bizi sığ sulara hapsetmeye çalışanlara prim vermedik, vermeyeceğiz. Türkiye merkezli düşünecek ama vizyonumuzu tüm dünyayı içine alacak şekilde geniş tutacağız. Kahraman ordumuzun şerefli birer subayı olarak devletimize sadakatle hizmet ederken sizlerin de bu hassasiyetle hareket edeceğinize inanıyorum. Sizlerden milli ve manevi değerlerimize çok sıkı sahip çıkmanızı, Türk milletinin ve milli iradenin her zaman emrinde olmanızı bekliyorum. Muazzez ve mukaddes görevinizi yerine getirirken gerektiğinde şehadet şerbetini içmekte tereddüt göstermeyeceğinizi çok iyi biliyorum. Ne diyor şair? 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' Sizlere güveniyorum. Rabbim yolunuzu, bahtınızı açık etsin diyorum."

Osman Yüksel Serdengeçti'nin "Bir kahraman bekliyoruz" şiirinden "Kal'a gibi dik başın bulutlarla yarışsın, dalga dalga saçların rüzgarlarla karışsın, adını nakşedelim eski kadim surlara, sesini haykıralım asırdan asırlara. Ufukları kaplasın bayraklarımız al al, göklere zaferlerimizi çizsin vahşi bir kartal, kahramanlar büyüsün masalda dev misali, eğilsin öpsün gökler, canım nazlı hilali. Selam dursun karşısında bütün şerefler, şanlar, namını tebcil etsin yıldızlar, kehkeşanlar." mısralarını okuyan Erdoğan, "Türkiye Cumhurbaşkanı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanı olarak her birinizi kalpten tebrik ediyor, tek tek alınlarınızdan öpüyor, yeni görev yerlerinizde mevladan başarılar diliyorum. Birincilikle mezun olan teğmenlerimizi ayrıca kutluyorum." dedi.

Bugün açılışını yaptıkları yaklaşık 1500 kişi kapasiteli yeni caminin Kara Harp Okuluna hayırlı olmasını temenni eden Erdoğan, yarın da Hava Harp Okulu Camisini hizmete vereceklerini bildirdi.

Erdoğan, "Milli Savunma Üniversitesindeki diğer okul yerleşkelerimizde 7 camimizin yapımı sürüyor. Bunları da inşallah 2025 baharında bitirmeyi planlıyoruz. Camilerimizin okullarımıza kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Kılıcınız keskin, basiretiniz kavi, yolunuz açık olsun diyorum." ifadelerini kullandı.

Törenden notlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende, mezunları "Merhaba Harbiyeliler" diyerek selamladı.

MSÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu ve Kara Harp Okulu Komutanı Tuğgeneral Levent Sabahattin Güldağı'nın da konuşma yaptığı törende, MSÜ Kara Harp Okulu devre birincisi Ebru Eroğlu, yeni teğmenlere mezuniyet andını yaptırdı.

Daha sonra yaş kütüğüne dönem yıldızı ve plaketini çakan Eroğlu, diplomasını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden aldı.

Dereceye giren diğer öğrencilere diplomaları, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve kuvvet komutanları tarafından verildi.

Dereceyle mezun olan misafir teğmenler ile diğer mezunların da diplomalarını almaları sonrasında sancak devir teslimi gerçekleştirildi.

Kara Harp Okulu Komutanı Güldağı tarafından sancaktar ve sancak muhafızlarına kılıç ve diploma verilmesinin ardından, mezunlar Harbiye ve 100'üncü Yıl Marşı'nı okudu.

Tören, mezunların tören geçişiyle sona erdi.