BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İdlib uyarısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çekya Başbakanı Andrej Babis ile Beştepe'de düzenlediği basın toplantısında İdlib konusunda uyardı. Erdoğan, AB'nin Türkiye'ye verdiği sözlerin tutulmadığını güvenli bölgenin adının kaldığını söyledi.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'nin Suriyeli mülteciler konusunda verdiği sözleri yerine getirmediğini söyledi. Cenevre öncesi Suriye'deki sorunlar konusunda adım atmayı istediklerini belirten Erdoğan, rejimin İdlib'i bombaladığını ve sivillerin hayatını kaybettiğini kaydetti.

Erdoğan, Beştepe'de Çekya Başbakanı Andrej Babis'i ağırladı. İkili görüşme sonrası açıklama yapan Erdoğan, Suriyeli mülteciler konusunda Türkiye'nin bugüne kadar 40 milyar dolar bir harcama yaptığını ancak Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye verdiği sözleri yerine getirmediğini söyledi.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından bazı satır başları;

"Türkiye olarak Avrupa Birliği'nin bize vermiş olduğu birçok sözler var. Bu sözler bizim milli bütçemize bir parasal destek sözü değil. Uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla bizim de uluslararası kuruluşlarımız olan Kızılay, AFAD bunlara verilecek destekle gerek bu çadırlardan tutunuz konteyner kentlere verilenceye kadar, okuldur sağlık ocağıdır buna benzer birçok konuda verilen sözler. Bizim şu ana kadar yaptığımız yatırım yaklaşık 40 milyon doları buldu ama AB'nin ne yazık ki 3 milyar avroyu bile bulmadı. Hala yaptık yapıyoruz diyerek bir oyala taktiğidir gidiyor. Fakat öyle de olsa böyle de olsa biz bu 4 milyon insana elimizden gelen desteği veriyoruz vermeye de devam ediyoruz.

İdlib bizim meselemizdir. Zira buradaki göç bizim sınırlarımızı zorlayacaktır. Bunun dertlisi olan biziz.


"Güvenli bölgenin adı kaldı"

Tüm bunlarla beraber az önce Sayın Başbakan'ın da ifade ettiği bir güvenli bölge teklifi var. Bu teklif Sayın Obama döneminde de masadaydı ve Sayın Trump döneminde bu güvenli bölgeyi yine kendilerine teklif ettim. Avrupa'nın önemli ülkeleri başta Almanya, Fransa onlarla görüştüm. Suudi Arabistan ile görüştüm. Hepsi de bu çok güzel bir teklif güzel bir anlayış. Peki yapılacak ne? Biz bu güvenli bölgede yaklaşık bizim sınırlardan 30 kilometre derinlikte ve bütün sınırlarımız boyunca devam eden bir alan. Buralarda biz konut yapacağız ve bu konutların 300-400 metrekare bahçesi olacak ve burada da bu mülteciler kendileri ekip biçecek. İhtiyaçlarını buradan karşılamak suretiyle kendi kendilerine yetme imkanı olacak. Fakat uygulamaya gelince böyle bir destek maalesef gelmedi. Şu anda kendileri güvenli bölgeyi gündeme getiriyorlar hadi deyince de kimseyi biz karşımızda ortada bulamıyoruz. Şu anda güvenli bölgenin sadece adı kaldı.

Halep nasıl yok olduysa İdlib'de böyle bir tehlikeyle karşı karşıya. Bütün bunların karşısında sessiz kalmak mümkün değil.


"İdlib, Halep gibi bir tehlikeyle karşı karşıya"

Bir taraftan da tacizler tehditler malum güneyden yapılıyor. Bunlara da karşı atmamız gereken adımları atıyoruz. Son olarak İdlib'deki gelişmeler malum rejimin siviller üzerinde yapmış olduğu borbardıman var. Son iki gündür maalesef Amerika'nın da buraya ne yazık ki bombalaması ve 700 civarında insanın sivil olarak burada ölmüş olması. Bu sivillerin dışında teröre bulaşmış militanlar da olabilir ama artık İdlib yavaş yavaş yok oluyor. Halep nasıl yok olduysa İdlib'de böyle bir tehlikeyle karşı karşıya. Bütün bunların karşısında sessiz kalmak mümkün değil. İşte Rusya ile görüşmeleri yaptık yapıyoruz. Aynı şekilde önümüzde Rusya-Türkiye-İran görüşmesi var bu ay içerisinde. Tekrar bu görüşmeleri yapacağız. Neler yapabiliriz bunların da neticesini inşallah göreceğiz. Hedefimiz Cenevre'den önce bazı adımları atmak istiyoruz.

"Türkiye'nin ne kadar güçlü bir konumda olduğunu gösteriyor"

Bizim askeri noktada heyetlerimiz birbirleriyle görüşüyorlar. Yani Türkiye ile Amerika arasında özellikle medya mensuplarının izah ettikleri gibi bir durum değil. Bir defa bunlar Türkiye'nin ne kadar güçlü bir konumda olduğunu gösteriyor. Birileri buraya gelip, burada bizim heyetlerimizle görüşmeler yapıyor. Bizim heyetlerimiz bir yerlere gitmiyor birileri buraya geliyor. Bu masa kim var? Türkiye var. Bu masadaki görüşmelerle bir karara varılacak. BM Genel Kurulu'na gittiğimizde bu konu görüşülürse tabii bu konu masamızdaki en önemli konulardan bir tanesidir İdlib meselesi. Bunu bir tarafa koymamız mümkün değil. Ayın 16'sında yapacağız toplantıdan da bir karara varacağız. Bu kararı da tabii ki aynı şekilde ikili görüşmelerimize taşıyacağız.

"Oradaki herhangi bir ateş bizi yakar"

İdlib bizim meselemizdir. Zira buradaki göç bizim sınırlarımızı zorlayacaktır. Bunun dertlisi olan biziz. 910 kilometre Suriye'ye sınırı olan biziz. Oradaki herhangi bir ateş bizi yakar. Bu ülkelerin hiçbirini yakmaz. Bu ülkelerden zaten yakından da uzaktan da bir ilgisi yok. Onların derdi farklı bizimkisi de çok daha farklı. O bakımdan biz elimizden geleni yapacağız. Biz mültecileri kapımızı kapamak suretiyle kovmak durumunda değiliz ama biz buralarda özellikle güvenli bölgeyi oluşturabilirsek bunu başarabilirsek ne mutlu bize."